2 Mayıs 2009 Cumartesi

Def-i Hacet ...


Üç saat süren fantezi futbol grup çalışmasından çıkmışız , kadromuzu yapmışız ve maçı seyretmek üzere yola düşmüşüz . Biz şirkete girdiğimizde sıcaklık ; 22 derece ve tişörtlerimizin kolunu kıvırma artistliklerimizi , çıkışta ise kafamıza A4 kağıt tutarak yağmurdan korunma rezillikleri yaşatıyordu . Gittiğimiz mekanda bu maçı seyredip ne yapacaksınız homurdanmaları altında Lig Tv kanalını açtırıp kadromuzda bulunan maksimum 4 sarı - kırmızılı futbocudan istatistik beklemeye başladık . Her ismini duyduğumuzda Arafat kelimesi ile andığım Yaser saç baş yoldurmaya başlayadursun kaptanım Baros iki mutlak golü kaçırınca puanlarda havaya uçmuş oldu . Sabahleyin evden çıkmadan seyrettiğim bir iddaa programından hatırladığım kadarıyla ilk yarı beraberliğinin oranı 2.40 idi . Kazananlara hayırlı olsun .


Benimkisi gönülden değil de fantezi futbol sevdası olunca yanımdaki G.Saraylı kardeşimin yakarışlarına ortak oldum ikinci yarı . Başladık ne oldu bu takıma böyle geyiklerine . Bizi 4-2 yendikleri maçtan sonra ben değil miydim rüya takım sıfatını bunlara koyan ? Ne oldu da Benfica deplasmanında rakibe top göstermeyen adamlara ? Olimpiakos maçında karşı kaleye (o maçta tribünler süperdi) 649 tane atak girişimi yapıp maçı 1-0 'a bağlamak zorunda kalan süper futbolculara ? Zenci bir kardeşimiz sorulara ara ve kısa cevabı verdi ki biz ona Patiyo diyoruz . 4 yiyeceğine inandığımız takımı öne geçirince televizyonun yanından gelen geçen dönüp bir daha bakıyordu skora şaşkınlıkla . Bu arada ahı gitmiş vahı kalmış saha üzerindeki yenik olanlar ise tabelada yazana isyan etmeyince durum vehametini arttırarak devam etti . Oyuna ben girerim bu girmez derken Hasan Şaş 'ı bak şaşır hoşgeldi . Ayağına gelen ilk topu da 102 metreden kaleye vurarak empati kurdurdu beni Ali , Çağdaş , Erman , Bayram , Niyazi , Youla , Veysel , Ohen , Diatta , Gordon vs. misali . Zaten bir takımda Sabri oynuyorsa üçlü çektirmekten başka bir işe de yaramıyorsa o takımdan vatana millete hayır gelmez . Maç bitti . Galatasaray en sevdiği kupanın organizasyonu olan sınırlar ötesi yarışmaya katılmayı riske sokmuş oldu . Tezgah dağıldı , hakemlerin arkasındayız cümlesi ile hakemlere yüklenme fiilleri havada asılı kaldı . He diyeceğim hakemin Patiyo 'ya yaptığı harekete kırmızı kart vermemesi haksızlık tı , o ayrı .


Ankara tribünleri anında suçlu bulma komitesi gibi , içeriğe bakmak ne HACET ! Varsa yoksa göz önündekini ıslıkla ve böylece taraftarlık görevi ile gece yastığa başını rahat koy , oh ne güzel valla . Cevat Güler 'e iki alkış Adnan Polat locada rahat nasıl olsa . Neden birazcık protestodan nasibini almadı acaba ? Bu başkan değil miydi tüm tribünleri ikiye ayırıp yarı yarıya derbileri bitirdiği için pankart açtığımız Sevmiyoruz Seni diye ? Bu başkan değil miydi her açıklaması ve her hareketi ile kendi camiasından çok diğer kulüpleri kışkırtan ? Saat kaç diyerek polemik yaratıp sonra Galatasaray gibi büyük bir camiaya saat dahi satamayacak adamları toplayan ? 5 hafta kala takımı teknik direktörsüz bırakıp , 5 yiyince kendini tekrarlayan ? Adaşı ile sevimsizlikte çığır açan ? Tezgahını toparlayacağına veya kendi hatalarını başkalarına mal edeceğine o billur sesiyle konuşmaya doymayan ? İlla birileri yargılanacaksa ben adresi verdim gerisi Allah Kerim ...

Gelelim işin efsane bitirme tarafına . 25 Şubat günü birşeyler yazmışım bu minvalde . Kravatlı ve zengin adamların egoları ile birleştirdikleri kompleksleri yine görev başında . Kaptan Bülent Uefa Kupasını kaldırdığında deliren oldu ulan bu ülkede . Hayatınızda göremeyeceğiniz , anlayamayacağınız ve anlatamayacağınız başarıları kazandılar bu adamlar . Hatta özelleştirelim , bu adam . Aradan henüz 10 sene geçti . Balık bile hafıza bakımından daha vefalı olurdu . Camia zor durumda neden atıyorsunuz bu özel insanı taraftarın önüne ? Açmış gözünü burada kapayacak sarı - kırmızı renkli bayrakla tabutunda ! Ne istiyorsunuz ya da ne bekliyorsunuz . Maç öncesi açıklamak da neyin nesi Avrupa kariyerli büyük hoca masallarını ya da kesilen biletin sahibinden sahada nedir beklenti ? Ne ekersen onu biçersin . Bu tokat iyi oldu , hayırlı oldu . Hataları düzeltme fırsatı doldu . Hacettepe 'nin en farklı galibiyeti olarak yazın bunu bir kenara . Belki de Galatasaray 'ın da kırılma noktası olarak da .

Teknik analiz için diğer bloglara göz gezdirin isterim zira Baros , Kewell ve Lincoln 45. dakikadan sonra neredeydi onlar daha iyi anlatır . Hasan Şaş 'a Suudi Arabistan 'da başarılar . Gerçi bu kafayla keserler o kafayı orda ! Mehmet Topal 'ı her seyrettiğimde bayılıyorum . Avrupa 'ya gidecek tek adamımız . Yazın bunu bir kenara . Son olarak ekleyeceğim şu ; son goldeki orta kadar o topa gelişine kafa atan ve bizlere harika gol seyrettiren arkadaşa selam çakıyorum buradan . Süper , süper , süper ... Ben şu anda Bizim Aile filmini izliyorum . Evden atılıp dışarıda yatan ve bu yüzden İşe gitmek istemeyen oğullarına nasihat veriyor Münir Özkul . Asıl şimdi işe gitmek gerekiyor , asıl şimdi birlikte olmak gerekiyor . Asıl şimdi evimizi yıksanız da bizi yıkamazsınız dememiz gerekiyor cümleleri ile gaz veriyor , sonrası o müthiş müzik giriyor . Bilmem anlatabildim mi ? Fonda bu müzik , aklımda yukarıda saydığım üç adamdan kaybettiğim puanlar ve Adnan Polat 'a bir parça bile bağırmayan kötü seyirciler var . Bir de beyefendi ''dünyanın en büyük taraftarı'' sıfatını yerleştirmişti . Peh !

Hiç yorum yok: