Eskişehir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eskişehir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Eylül 2011 Salı

Eskişehir:2 - Yeniadet:1



Süperi bol ligimiz bu hafta sonu başladı...
Gazoz kapağı açıldı lakin bizler içmeye devam ediyoruz!
Federasyon araya sıkıştırdı kararı,
Futbolun anasını bir güzel dikti, forza dekoder!

Et mi balık mı ben anlayamadım derdi rahmetli,
Eğer seyretseydi çok sevdiği Beşiktaş'ını.
Quaresma'ya bağlı bir sistemin ve sistemle alakası olmayan
Quaresma'nın canı isteyince oynarım mantığının toplamı;
Beşiktaş!
Hatlar arası mesafe 50 metre, geriye koşsan ne fayda?
Fitreni henüz vermediysen arkandaki beke yardım etsen kafi...
Haa arkandaki bek, bir türlü orjinal olamayan bek, çakma bek...
Transfer edilemeyen, bulunamayan, Hint Kumaşı mübarek!
Orta sahada Veli en azından çabalıyor,
Ama onun 'veli'si yaşındaki Guti'yi medya göndermek için
Neden bu kadar uğraşıyor?
Gelmiş Real Madrid efsanesi, sahada verdiğinle ilgilen.
Sanane adamın promilinden?
Necip, ne cip ne araba!
Unutmuş gibi futbolu, unutturmasın bize geçen seneki futbolunu.
Ernst nasıl olduysa yedek, bu takımda ben oynamam Ernst oynar.
Tribünde oturmam Ernst oynar.
Hatta televizyondan seyretmem, Ernst yine oynar.
İlk 25 dakikada göbekten verilen pozisyonlar,
Bira göbeği olsalar yaşadılar.
Egemen'lik kayıtsız şartsız Serdar Özbayraktar!
Siv'ok dart tahtası gibi, gelen geçen tam ortadan/isabet!
Azalan İbrahim'ler teknolojisinin son mohikanı Toraman,
Ne görev verirseniz yaparım abi amatörlüğünden
İlk İnönü maçında yuhlanır, diyeyim ben sana...
Transferde ayının elemanı Mustafa Pektemek ise
Bu maçta Simao Sabrosa etkisiz eleman.
Carvalhal ise yutan eleman, sıfır...
Tayfur Havutçu olsa ne fayda, olmasa sanki Beşiktaş, Barcelona!
Taaa dönün eskilere,
Başkanın yanlışlarını toplayın alt alta,
Bakın çıkan manzaraya...
Sanmayın; eski köye yeni adet geldi, Beşiktaş hep süperdi.
Adetler aynen devam ediyor ve Beşiktaş;
Uzun zamandır bir türlü takım olamıyor...
Olamıyor, olamıyor, olamıyor...

Stat: Atatürk
Hakem: Bünyamin Gezer, Erdinç Sezertam, Ekrem Kan
Eskişehirspor: Ivesa, Nadaraviç, Sezgin, Dede, Diego, Alper (Dk. 87 Bülent), Veysel, Kamara, Erkan (Dk. 77 Tello), Serdar, Mehmet (Dk. 66 Batuhan)
Beşiktaş: Cenk, İsmail, Fernandez, İbrahim, Sivok, Quaresma, Veli (Dk. 63 Mustafa), Almeida, Necip (Dk. 85 Edu), Simao, Egemen
Goller: Dk. 25 Diego, Dk. 84 Batuhan (Eskişehirspor), 45+1 Almeida (Beşiktaş)
Sarı kartlar: Dk. 56 Alper, Dk. 60 Serdar, Dk. 71 Veysel, Dk. 84 Batuhan, 90+3 Kamara (Eskişehirspor), Dk. 17 Veli, Dk. 24 Quaresma, Dk. 60 İbrahim (Beşiktaş)

Kaynak: AA

29 Mart 2010 Pazartesi

Beşiktaş - Eskişehirspor

Hava güzelse ve tribünler dolmuşsa ben de otobüsün olayım Mülayim ! Özlemişiz baharı gevşedi gönül yayları . Bir maç günü hava nasıl olsun anketini 100 kişiye sorsak Erol Evgin aynen şunu derdi ; ''92 kişi Güneşli ve açık dedi'' ! Erken saatlerde semt olmuş açık hava meyhanesi , çektik bir kaldırım oturduk biramızla ve birtarafımızla sıcağa . Yanıbaşımda ise aynı yastığa baş koymaya hazırlandığım Beşiktaş ile bu gönülde at başı giden yârim . Bir maçlık numaralı biletlerimiz cebimizde uzun ip belimizde biz gideriz umuda hey umudaaa ! Bunca yıldır Federasyona ettiğim küfürlerden bir tanesini geri alıyorum , bana bu biletleri getiren arkadaşıma da buradan teşekkür ediyorum . Bekliyoruz maçı , bira sonrası maç öncesi elde plastik bardak içinde sıkışmış bir adam ; adı Jack Daniel's . Muhabbet baldan da tatlı koladan da . Lıkır lıkır içiyoruz semt kokusunu , sınıf sınıf çekiyoruz içimize Beşiktaş'ı . Hareket vakti geliyor ve arma peşindeki binlerce hikayeden biri başlıyor . Ölmeden önce yapılması gereken 100 şeyden biri ; Ağaçlı yolda İnönü Stadı'na yürümek . Sol taraf Osmanlı tarih kitaplarından fırlama , sağ taraf Atatürk'ü bol yaşasın Cumhuriyet , önümüz İnönü arkamız semt kafa güzel , muhabbet süper , her taraf kalabalık , etraf siyah beyaz , amaç belli geliyorum Beşiktaş tut elimi !

Girerken turnikeden Güner Ümit aklıma geliyor , aranıyorum . Fevzi Çakmak avuç içinde bozuk paralar hemen yanında aynı cephede . Yerimi buluyorum , burası evim ama bugünlük misafir odasında kalacağım . Odam karşıda göz kırpıyor öbür haftaya . Kadroları görüyorum Toraman'a seviniyorum . Derken maç başlıyor erken gol buluyor . Baş rolde 7 sene önce Yasin Sülün'e tekme & yumruk atan adam , günahım kadar sevmem . 0-2 ; bizim Ümit'ler Karan'lık . Penaltı mı diyorum sevdiceğimi tutmadığım elimden yazdığım mesajda ; cevap televizyon başından geliyor = penaltı . Hakeme edilen küfürlerim geriye , Büyük Mustafa önümüzde gözümüz üstünde . Sanırım 30. dakikaydı bir el-kol yapıyor mevkiler değişiyor . Sonrası baskı , dirayet , kararlılık , azim , istek ve Matrix ! Seçilmiş adam o kadar çok ki ; hepsi siyah beyaz . Karakartallar gibi saldırıyorlar . Biz zıplamaktan bağırmaktan kendimizi paralamaktan Ernst kadar yoruluyoruz , müthiş bir geri dönüş , enfes bir maç , uzun zaman unutulmayacak bir sahne . 3 tane atıyorlar bizim fiyakalı çocuklar , 33 tane kaçırıyorlar . Hele Serdar Özkan denen sonradan girme var ki ; maç eğer 3-3 bitseydi Pinhani ile birlikte dalacaktık ona ; Hele Bi Gel misali ! Parantezlerin en güzelinin öznesi Rüştü , 0-3 olmadıysa ispatladı Rüştü'nü , ben bile ilk kez sepet diye bağırmadım bağıramadım . Ses gitti , yapı paydos . İlker Yasin'e inat Yap Rüştü yap , yapma değil Avrupa ! Fink kaç pozisyona girdi karşı karşıya sayan varsa ayan beyan açıklasın , Serdar at Fink'e , Ekrem at Fink'e . Geçen hafta Kasımpaşa maçında oynamadı geri dönüşüm kutusunu boşaltılar . Bu hafta Necip'in tecrübesizliği üzerinden Mustafa Denizli'ye ince bir çalım atmıştır , anlarsa tabi Büyük Rakı ... pardon Mustafa ! Yanlış anlaşılmasın beyazlayan saçlarının her telinden öpüyorum bu adamı , her yerinden öpüyorum hatta susadım Çeşme'ye gidiyorum . Bobo ilk 11'e girdi gireli ligde 11 gole ulaştı , 11 altın adam yarışması vardı bir aralar , benim gönlümde ilk 10 adamdan 1'i kendisi . Onun gol sevinçleri üzerine sevinç gözyaşlarımla bir şeyler karalamak vardı ama kelimeler kıfayetsiz kalır maalesef . Ve sona bıraktım seni Holosko , bodozlama Holosko , bir türlü pişemeyen Holosko , en güzel sevinen ve dövünen adam Holosko ; maçı kazandıran golü ve bu gönüle yeni bir çentik attın . Ne denir ki sana koş Dünya Kupasına !

Bu maçta emeği geçen tüm kahramanlara ; Rıza Çalımbay başta olmak üzere , Rüştü'ye , Ümit Karan'dan Nihat'a , beni maça getiren taksiye , Toraman'dan Sezer'e , Sezar , Roma ve Brütüs'e , oyunu çirkinleştirmeyenlere , ayakta mücadele edenlere , Jack Abi'ye , Tekel Bayi'ye , hakem ve gözlemciye , maçtan önce yemek yediğim gözlemeciye , sevdiceğime , bir o kadar sevdiğim ve numaralıda numara yapmadan oturmamı sağlayan Altuğ , Tolga ve eşine , Doğan'a , Doğan görünümlü şahin Barış'a , kuzenim Erkin'e ve hiç görmediğim kardeşine , Kırmızı Şimşekler'e , fazla küfür etmediklerine , stadı karnaval yerine çevirdiklerine ve bu tabloyla kapalı tribünün bittiğini bana bir kez daha gösterdiklerine , sakatlanan Ferrari'ye yolda gördüğüm Porsche'ye , Karşılıksız Çek Sivok'a , hayatının ortasında hayatının ortasını yapan Deli'ye , tribünde deliren her kişiye , bize ölümsüz bir maç seyrettiren malzemecisinden yöneticisine herkese ... Teşekkürler ...

8 Mart 2010 Pazartesi

O Onu Unutmuyor Bu Bunu ! Ne Olacak Bunun Sonu ?



Eskişehir'de bu akşam bir maç oynanacak . Plakası 34 olan bir takım İç Anadolu'ya konuk olacak . Fotoğraflar UNUTMADIK başlığı altında Eskişehir forumlarından . İstanbul'da taşlanan otobüslerinin resimleri . Olası bir intikam devinimi bekleniyor . Önlem alan var mı , taraftar forumlarını okuyan var mı ya da yotube'da İntikam Alacağız başlığı altında yer alan videolardan haberi olan var mı , bilmiyorum . Ancak potansiyel Bizans düşmanlığının nerelere kadar uzanacağını anlamak ve sporda şiddeti önlemek için bir-iki can feda edecek miyiz , evet edeceğiz işte onu çok iyi biliyorum . Gidişat kötü , bir şehir kendi takımına sahip çıkarken Türk misafirperverliğini , Anadolu insanı efendiliğini unutalı çok oldu . Bari olay çıkmasın iyimserliğinden vazgeçeli de aynı şekilde . Olaylar olur , yaşanır , birileri yaralanır . Sonra Eskişehir İstanbul'a gelir aynısından hallice , al sana Felluce ! Bu böyle sürer gider . Ne zamana kadar ? Zurnanın bile zırt demekten çekindiği yer , işte o zaman ! Taş , pet şişe , yumruk ve döner bıçaklarının değil sağduyunun galip geldiği maçları görmek dileğiyle ...

Not : Bu yazıyı yazarken şunu gördüm , görmez olaydım !

3 Mart 2010 Çarşamba

Eskişehir'e Yeni Bilet !


''Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal, Galatasaray maçına mutlak galibiyet parolasıyla çıkacaklarını söyledi. Galatasaray maçı bilet fiyatlarının açık tribün 35, kapalı tribünün ise 70 lira olarak belirlendiğini anlatarak, Eskişehirspor taraftarını takımlarına sahip çıkmaya davet etti.'' (LigTv)

Ülkenin Bursaspor ile birlikte en güzel şehir takımıdır Eskişehirspor .
Bunu eski başarılarına ve tribünlerine borçludur Eskişehirspor .
Kırmızı Şimşekler adıyla anılır .
Bandosu ve kareografileriyle tanınır .

Bugünün kuruyla (€=2,0707) 33,80 avroya kapalı bileti satacak Eskişehirspor .
Bir de takıma sahip çıkmaya çağıracak Eskişehirspor .
Şampiyonluğa oynamamaktadır Eskişehirspor .
Ülkenin en zengin illerinden birisi de değildir Eskişehirspor .
Kadrosundaki en pahalı isim Ümit Karan .
Deplasman tribünü portatiftir .
Karşı açık tarafı sadece 100 kişiliktir .
Akustik yoktur zira üstü açıktır .
Tuvaletleri değil tuvalet , koltukları değil koltuk .

Geçen sene deplasman tribününü 50 lira yapmıştı üç büyüklere Eskişehirspor .
Bu sene insafa gelmiş sanki Eskişehirspor .
Kendi taraftarına takımını yabancılaştırırsan ...
Nasıl kafa kağıdındaki takımı tutmasını beklersin Eskişehirspor ...

Ronaldinho'yu getiriyordu ya Unakıtan bir aralar
Getirse ne olacaktı acaba ?
100 lira olsun bedavası çiğ börek
Bu zihniyetle bir gün herkes Fenerbahçeli olacak !

Benim yazmam ne fayda , yine tıklım tıklım olacak biliyorum ...
Bizansa karşı şimdiden tüketirler bileti diye tahmin ediyorum ...
70 lira ile bir ay geçinmek zorunda olanların ülkesi Türkiye'de
Maalesef bunlar hiç de yadırganmıyor , içime sindiremiyorum ...

2 Kasım 2009 Pazartesi

Kasımpaşa - Eskişehirspor


Bu soğukta deli mi dürttü de Tüyap'ın önündeki rüzgara katlandık ? Kafayı mı yedik 90 dakika donarak ayakta bekledik ? Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim , vallahi iyiki gitmişiz . Allah kısmet etsin hep de gideceğiz . 4 kişiyiz , üşüyoruz , kulağımız Trt Radyoda , gözlerimiz güzel tribün yapan deplasman takımında . İlk 15 dakika kaç pozisyon oldu ben sayamadım . Lacivert beyazlılarda tek fark yaratacak adam Moritz saklanmayı tercih etti ama sahneye çıkan Murat Erdoğan oldu . Denedi birini direkten döndü , diğeri içeri girerken CM efsanesi Azar Karadaş dokundu ; 1-0 . Aslında maçın ilk dakikalarında Eskişehir öne geçebilir hatta maçı tümden bitirebilirdi ama olmadı . Bir ara da Mehmet Yılmaz varyetesini golle süslüyordu fakat günün kahramanı topu kornere bıraktı . Kahramandan kastım Tolga . Ivesa'dan hallice . Koray Avcı'yı beğendim penaltı yaptırsa da , eh tabi bunda 3-4'ün payı var ! Ali Güneş ve Yekta diğer göze batanlar , göz benim gözüm bu arada .

Karşı takımda ise Youla sakatlığından beri gol sevinci bulunmayan Rıza Çalımbay , Ümit Kran'ın çalışkanlığına ve Burak Yılmaz'ın kafasına dua etsin . İkinci yarı El Saka'yı oyuna alınca şaşırmıştık , meğerse bizim de bilmediğimiz şeyler varmış bu oyunda . 10 numara Moritz durdu , Yılmaz Vural oyuncu değişikliğini yine unuttu ve Eskişehir oyuna damgasını vurdu . Eskişehir oynadı hatta 10 dakika daha oynansaydı Galatasaray maçının tekrarına şahit olabilirdik . Penaltıyı Burak atabilirdi ama 2 senedir 1 golü bulunan (o da penaltı) Ümit Karan ikiyi bulamadı . Tribünler kardeşçe bağırdılar birbirlerine , 26. dakikada misafir anıldı , biz 34. dakikada aynısı olur mu derken Es-Es çok yaşasın bizi güldürdü . Ne yani şimdi İstanbul plakasında ilk alkışları mı duydu bu kulaklar ? Galatasaray maçındaki performansı yoktu bizim tribünlerin (bizim mi!) . Semt aşkı bile bağrılmadı , bir gün öncesinin Koyduk mu'su akıldayken hele ! Başkana tepki de yoktu , Yılmaz Hocaya şov yapma fırsatı tanıyacak hareket de . Soğuktu belki hem de çok soğuktu . Ondandır ...

Zevkli bir süper lig maçı geride kaldı . Bu ikinci maçımdı , bundan sonra kaçırmamaya kararlıyım Kasımpaşa maçlarını . Çıkışta bir sokak geriden süründürmeseler ne güzel olur . Bırakın işte dosdoğru çıkalım Taksim'e polis amcalar ! Ve son olarak Eskişehirli oyuncu topu uzaklaştırmak babında tribünlere vurduğunda havada topu kapan Beşiktaş montlu abime saygılar sunuyorum . Ne güzel bir abisindir sen ...

26 Ekim 2009 Pazartesi

0-1

Berbat futbol , kötü zemin , yine yanlış tercihler , formsuz forvetler , tek iş yapan adamı oyundan alma ve hepsini geçtim 3 İbrahim yanyana ! Şöyle demişim maç öncesi ; ''Ancak 3 İbrahim'in yanyana oynama olasılığı var ki aman tanrım ! Uğur İnceman ve Fink'in önünde Tello , Tabata , Nihat ve Bobo'yu görmek isterim .'' Demez olaydım . Hoca da birşey yapmasın artık . 900 bin euro alıp yanında 1,5 milyon euro alan adamı kıskananlar oynamasın . Ya da kısa yoldan aradaki bu uçurumu yaratanlar oynasın . Bakalım nasıl oluyor o iş ! Mustafa Denizli Tabata'yı çıkardıkça içinde ihanet geçen cümleler sarfediyorum . Çünkü bu takımda tek top tutacak , ara pası atacak , gol pozisyonu yaratacak adam nevi şahsına münhasır bu Japonla karışık Brezilyalıdır . Atalarına mı düşman yoksa bu takımda patron benim , herkes bir oynar bir oynamazı mı deniyor bilemiyorum . Bobo , Tello , Nobre şimdiden Devler Ligi kadrosunda yer bulabilirler . Acun Ilıcalı'dan bahsediyorum . Emekli maaşını almak için kuyrukta bekleyen ihtiyarlar daha fazla gayret eder vallahi . 3 İbrahim yanyana oldukça yüreğimizde daima hazırdır bir canlı bomba . İsmail Köybaşı bir tavşana kurban ediliyor ya ona yanarım . Erhan Güven'i alma nedeni 83. dakikadaki kafası ise hay ben o kafaya ! Eskişehirspor ise Beşiktaş'tan da kötü . Youla , Ümit Karan ve diğerlerinin yokluğu etkilemiş . Geçen sene deplasmanda bana yardım eden Eskişehirli dostumu haftaya Kasımpaşa maçında misafir edeceğim . Galip gelsinler hem o hem de Rıza Hoca sevinsin isterim .

23 Ekim 2009 Cuma

Eskişehir - Beşiktaş


Haftasonu Eskişehir maçı zor . Sivok , Ferrari ve Ernst yok . Tavşan ihtimali azalacak bir de yabancı kontenjan sorunu ortadan kalkmış olacak iyimser bakarsak . Ancak 3 İbrahim'in yanyana oynama olasılığı var ki aman tanrım ! Uğur İnceman ve Fink'in önünde Tello , Tabata , Nihat ve Bobo'yu görmek isterim . İstemek güzel de hoca Mustafa Denizli olunca iş değişiyor . Geçen senenin Doğa harikası Yusuf bu sefer yok , hastaymış . Hayırlı oldu . Kısır bir maç olur , sıfıra sıfır elde var sıfır ihtimali uzak değil . Gol sorununun az da olsa çözümü Tabata'dır ama hoca işte , sıfırlıyor ihtimalleri . Rakip de çok eksik . Ümit Karan , Youla ve Serdar sakat , Ragıp ile Bülent Ertuğrul cezalı . Mehmet Yılmaz en tehlikeli adam . Burak Yılmaz intikam kavramını hayata geçirirse diyeceğim ama Burak Yılmaz sonuçta ! Adem Sarı denilen ve Es-Es tribünlerinin çok şey beklediği bir futbolcu var ki ben de merak etmiyor değilim . Rıza Hoca şans verebilir . Tribün demişken 26. dakikada bir maytap şov bizi bekleyebilir zira forumlarda yüzlerce alındığı söyleniyor . Güzel görüntü olacak , yakışır . Geçen sene yerimizi almıştık o kötü portatif deplasman tribünlerinde , bu sene ise evdeyiz gönlümüz orada olsa bile . Kazanacağız bir umut , zorlanacağız muhakkak . Rakiplerin puan kaybedeceği haftayı boş geçmemek lazım . Sanırım geçmeyeceğiz de ...

21 Eylül 2009 Pazartesi

Eskişehirspor ve Taner Gizlenci


Şehrine sahip çıkan ve tribünleri dolduran her takımın bu gönülde önemli bir yeri vardır . Tarihlerinde en büyük acıları yaşatan tek takım Beşiktaş'tan nefret etseler de ve kardeşleri olduklarını syöyledikleri Bursaspor atkılarını geçen seneki deplasmanda bize gösterseler de seviyorum ben Eskişehir'i ve kırmızı şimşekleri . 3 Büyükler yoktur , Antibizans ve İstanbul'a karşı söylemlerini . Adanademirspor , Bursa , Sakarya ve Kocaeli gibi . Kafa kağıdında neresi yazıyorsa o sporu tutmak ne zor bu ülkede . Onlar fark yaratıyorlar ve bu sebepten bile saygı duyulmayı hakediyorlar . Geçen sezon hakemlerden çok çektiler , hakları yendi ve medyada seslerini yükseltemediler . Bu sezon ise Ümit Karan , Mehmet Yılmaz ve Burak Yılmaz transferleriyle 6. haftadan ligin üçüncü sırasına kuruldular . Youla artık yalnız değil . Savunmayı da toparlarsalar ; ki en yumuşak yerleri bu bölge , sene sonunda ilk altı içinde yer alırlar . Bu hafta Brezilyalıları baklavasından meşhur olma yolunda olan G.Antep'i 3 golle geçtiler . Maç öncesi Eskişehir forumlarını takip ettiğimde maçın hakemi üzerine yazı yazan epey insan gördüm . Cumartesi akşamı oynanan maçın hakemi Taner Gizlenci idi . Adı geçen hakem kimdi ve neden bu kadar konuşuluyordu ?


Taner Gizlenci beden eğitimi öğretmeni . Saçsız haliyle çakma Collina imajı sahibi , 42 yaşında , Manisalı ve A Klasman hakemi . Geçen sene Gençlerbirliği Oftaş - Kayserispor 31. haftanın tansiyonu en düşük olması beklenen maçında sarı kartını 3 kere kullanırken , hakemin yönetimine tepki gösteren Gençlerbirliği Oftaşspor Teknik Direktörü Osman Özdemir , maçın 68. dakikasında sahayı terk etmişti . Karşılaşmanın sonunda ise Gençlerbirliği Oftaşspor'un milli oyuncusu Giray Kaçar'ın aldığı dirsek darbesi sonrası çenesinin kırıldığı ortaya çıkmıştı . İlhan Cavcav'ın 'Nasıl futbolculara doping testi yapılıyorsa bu hakeme de alkol testi yapılmalı' dediği bir hakem olarak hatırlanıyor . O maçta olan olaylardan sonra 1 haftada 3 lig birden düşerek TFF 2. Lig 5. Klasman Grubu'nda oynanacak Şanlıurfa Belediyespor - Adıyamanspor maçına atandı . Ancak yeşil sahada kramponları sadece elinde düdük ya da bayrakla dolaşmamış . O Ümit Milli takıma kadar yükselmiş eski bir futbolcu . Hatta Fenerbahçe'nin 1990-1991 sezonunda Kadıköy'de Erman Toroğlu'nun yönettiği ve Aydınspor'a 6-1 yenildiği maçta Taner Gizlenci konuk takımın formasını giyiyordu . Tek giydiği forma Aydınspor değil elbette . Bir dönem de Eskişehirspor formasını terletmiş . İşte zurnanın zırt dediği yer de burası olmaktaydı . Forumlarda konuşulan buydu ve dedikodunun çıkması normaldi . İnşallah maçın önüne geçmez dediğimi hatırlıyorum hafta içi ancak keşke maçın içine etmez deseymişim . Seyredenler bilecektir . Sağolsun tüm Eskişehir gollerinde yardımcı oyuncu , yönetmen ve ışıkçı olarak yer aldı . Youla itiyor rakip oyucuyu , faul olması gerek ama devam diyor hakem , o top gidiyor penaltı oluyor ki penaltı verilmeyebilirdi diyen sayısı oldukça fazla . İkinci golde çizgiyi geçti mi geçmedi mi diye tartışılan pozisyonda yardımcı hakemine uyup golü veriyor . Üçüncü gol ise tam bir komedi . Faul kullanacak Gaziantepli futbolcunun karşısındaki rakip oyuncu açılmıyor , sarı kart göstereceğine oyunu devam ettiriyor . O top Burak Yılmaz'a gelip kornere dönüşüyor . Dışarıdan çevrildiği söylenen pozisyonda Vucko golü atıyor . Hakem bir kez daha santrayı gösteriyor . Bu olanlar sadece 3 dakikalık özet görüntülerden . Maçı bir şekilde 90 dakika seyreden dürüst insanlara ihtiyacımız yok değil .

Eskişehirspor'un bu galibiyetini hakeme bağlama niyetinde değilim . Rıza Çalımbay haddini ve takımının yeteneğini bilerek bileğinin hakkıyla buralara kadar gelmiştir . Eminim ki Eskişehirspor'u tutan futbolseverler de bu tür hatalara eyvallah demiyordur . Ayrıca aynı hakemin aynı takımların geçen sene Gaziantep'te 1-1 berabere kaldıkları maçı da yönettiğini hatırlatayım . Tarihi , seyircisi , kareografileri ve şehire layık takımıyla Eskişehirpor'u daha yukarılarda görmek isterim . Öncelikle portatif olan misafir takım tribünlerini değiştirmeleri ve kaliteli bir defans oyuncusu almaları şartıyla .

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Öküzün Trene Baktığı Gibi ...


Kadraja giren öküzün baktığı futbolcuların Eskişehirli futbolcular olduğunu ve Eskişehir denilince aklıma gelen ilk şeyin tren olduğunu söylesem ...

22 Nisan 2009 Çarşamba

Eskişehir Deplasmanı ...


Kız arkadaşım aklıma sokmasa Pazar günü eve Dijitürk satın alıp kahırı tv başından çekecektim . Allahtan zeki insanlar çevremde . Dün biletlerimizi aldık . Aldık derken Eskişehir 'den bir arkadaş sağolsun yardımcı oldu . 50 lira . Araştırdım ; Sivas maçında 25 TL , Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında 50 liraymış . Kabul edilebilir bir fiyatlandırma . Yönetici olsam ; sahamıza gelen büyükten ne koparsam kardır mantığını ben de uygularım . Ayrıca taraftar profilini 50 lira ile şekillendirip büyük maçta çıkması muhtemel olayların da önüne geçmek mümkün oluyor . Ancak kravatlı yöneticilerimizin gözleri gerçekleri görmek istemez . Nasıl olsa forum okumazlar , tribünlerde neler oluyor ilgilenmezler , bilet parası verenlerin nelerden kıstıklarını hesaplamazlar , bağırmak kavramı ise zaten umurlarında değildir . Sadece gelecek paranın peşindedirler . Bunun için hizmette sınır yoktur mantığı geçerli değildir yanlış anlaşılmasın . Örneğin modern stadlarla , temiz tuvalet ve koltuklarla , akıllı transfer politikaları ile karşımıza çıktıkları zannedilmesin . Bu da isyanların , olayların , küfürlerin veya atılan yabancı maddelerin sebeplerini anlatmaz . Pazar sabahı güzel bir şehire yolculuk yapacağım . Takımına sahip çıkmış , 3 büyüklere gönül vermemiş ve bu uğurda her şeyi göz almış futbolseverlerin mekanına gidiyorum . Medya gör bu şehirleri artık diyorum . Bursa , Kocaeli , Antalya , Sakarya , Göztepe , Karşıyaka , Ankaragücü gibi . Deplasmanın bir anlamı olmalı ve olacak inanıyorum . Eskişehir bekle beni geliyorum ...

7 Nisan 2009 Salı

Batu - Gol ...


Üstündeki formanın ağırlığına aldırmadan penaltıda atacağı köşeyi söylüyor rakip kaleciye . Bu yüzden de hakemden uyarıyı yiyor . Yanlış anlaşılmasın milli takım maçı , antreman çalışması değil . Abanıyor , kaleciye nişanlayınca artistliği son buluyor elbette . Fotoğraf kare kare anlatıyor kelimeler olmaksızın zaten . Diğerleri için ilk dikkat çekici hadisesi olabilir ama bizler onu henüz 15 yaşındayken Manchester City 'nin istediği 1.90 küsürlük adam olarak tanıdık . Altyapıda attığı 89 maçta 226 gol ile gelecek için ümitlendik . Kadıköy 'de mutlak gol pozisyonunda ve kale boş iken Higuain 'e pas vermeyip ''Kral yapmayacaksın , kral olacaksın'' sözüyle kulaklarını çınlattık . Hami Mandıralı 'nın verdiği montu geri çevirip 'Benim üzerime giyeceğim mont daha üretilemedi'' cümlesine şaşırıp G.Antep maçında 90+4 'te daha yeni ameliyatlı dizlerime sevinçten vurduran kahraman olarak sevdik . Bu gol ile lig tarihimizin en genç gol atan oyuncusu ünvanını da eline aldı . Hacettepe maçındaki golü ve A Milli takıma çağrılışı ile gurur duyduğumuz dahi olmuştur . Paf takımında gollerini sıralamaya devam ederken A takıma alınmadığı zamanlar üstümüzde Kapalı locada görmüşlüğümüz çoktur .


Mustafa Denizli 'nin mutlak şampiyonluk parolası ile geleceğe yatırım yapması elbette düşünülmezdi ve Beşiktaş 'ın evlatlarından birinin koynuna yollandı Eskişehir 'e . Bir - iki çocukça açıklama ile yine başrole soyunmaktan geri durmuyordu . Taraftar bakımından bizimle benzerlik gösteren camiada hemen benimsendi . Zira artistlik makamına en çok ilgi duyacak heyecanlı gözler onun ne yapacağını merak ediyordu . Maçlardan sonra üçlü çektirdiğini duyarken toplamda 4 gol ve 4 asiste ulaşarak istatistik yaratmaya devam etti . Hami Mandıralı 'nın açıklamasına göre hiperaktif kişiliği sözkonusuydu ve yine yerinde duramadı .


İstanbul 'a geldiği Fenerbahçe maçından önce kamptan ayrılıp Ortaköy 'de bir barda görüldü . Gören Rıdvan Dilmen . Açıklayan yine kendisi ve ntv . Hemen olağanüstü bir toplantı ve süresiz kadro dışı cezası . Maçın golünü gelen ortaya yükselip ayağıyla attı Batuhan . 2 tane daha kafaya yükseldi ve vurdu , çizgiden defans çıkardı . Bir gece önceki bar sabahlamasından eser olmadığını gösterdi . Yaşı 18 gün sonra 18 olacak . Rıza Çalımbay 'ı dinledim , yere göğe koyamıyor Batuhan 'ı ama eksikleri hep saha dışında diyor . Milli Takımdan hocası da aynı şeyleri demişti . Problem belli çözüm Lucescu mu yoksa Batuhan 'ın iç dünyası ile doğru yolu bulması mı bilmiyorum . Tek bildiğim 17 yaşındayken bir sabah uyandığımda suratımda ayakkabı boyası vardı , yemin etmiştim bir daha içki içmeyeceğim diye . Bir hafta sonraki Pazar sabahı yine aynı şekilde uyanınca gülmüştüm çocukluğuma . Cezayı ehliyeti yok bu çocuğun . Araba kullanamaz henüz . Allah donatmış yetenekle gerisi kararlı ellerde şekillensin diye sürmüş sahaya . Ego gösterisi ya da kes kararı çık işin içinden olmaz , olmamalı . Hakan Şükür olur mu bilinmez ama Ibrahimovic antipatikliği de yok bence . Sevimli çocuk bu ve oldukça artist . Hangimiz değildik ki o yaşlarda . Hoşgörü göstermek lazım farklı adamlara . Doğru yol göstermek lazım sabırla ve inatla genç çocuklara . Sonra Mesut Özdiller peşinde koşarız farklı Batuhanlar kenarda otururken .

17 Mart 2009 Salı

Kendisinin ve Karşı Takımın İkinci Golü ...















Kayseri Erciyesspor 'da oynarken tanıdık kendisini . Sakaryaspor geçmişini de netten öğrendik . Kazma , sert , asabi ve antipatik hallerini görmezden gelmiştik Appiah ile kavgaya tutuşurken . Irkçı söylemlerde bulundu mu bilmem ama uzun saçlarına rağmen rakçı olmadığı kesin . Kadim dostum Gökhan Tavukçu 'nun en çok sinir olduğu saç stiline sahip futbolcu kümesine girmekte ve şimdi Eskişehir 'de haftasonu kendi kalesine attığı 2 gol ile manşetlerde . Vurduğu tekmeler mi çıkıyor acaba ? Çıkıyor demişken ; çıkarın beni oyundan dedi plase ile köşeye bıraktığı klas vuruştan sonra . Rıza Çalımbay sarıldı aldı oyundan hemen . Bir yandan yazık diyorum bir yandan da izleyin diyorum iki golü de birbirinden güzel . Bu arada soyadı kontenjanından bizim İbrahim ile de alakası yok hatırlatayım . Benzemesin zaten huyu , suyu ve sonu !