28 Şubat 2009 Cumartesi

2-1






















Maça 1 saat kalmış . Fantezi futbolda kadro kurmam için son dakikalar . Bir yandan bizim ilk 11 'i öğrenmeye çalışıyorum bir yandan kadro seçimimi yeniliyorum . Sistem 'yeter artık kardeşim tüm hafta boyu uğraştın bari son dakikalarda yorma beni' dercesine sıkıntıda . Mustafa Denizli yine nasıl şaşırtacak derken öğreniyoruz ki Nobre , Bobo , Delgado , Tello hepsi birden sahada . Tello 'nun kolundan pazu bandını Delgado'ya teslim edip kaydet tuşuna basıyorum ve aklımda Abdullah Avcı 'nın takımına karşı çift ön liberolu sistemden vazgeçip iki haftadır yüzümüzü güldüren takımı bozan Mustafa Denizli geliyor . Yatacak yerin yok be adam deyip kendimi dışarı atıyorum . Hava soğuk . Çift forvet misali çift çorabı çekmişim botun altına , üstümde kazak , kaşkol ve bilimum kış malzemeleri . Fantezi futbol kadro seçimi yüzünden anca yetişip maçın 7. dakikasında giriyorum kapalıya . Sahada tat-tuz yok . Tribün dolu değil pek , iş-güç , trafik , soğuk etkiliyor elbette . Bir Lig Tv bir de federasyon anlamıyor Cuma günlerine maç koymanın anlamsızlığını . Taraftar endişeli . Nasıl olmasın iki senedir canımızı acıtıyor rakip . Tezahüratlar cılız , baskı yok , kimse havasında değil . Tek havasında olan kaleci Hasagiç , oyunu soğutuyor . 12. dakika ıslıklama başladı . Hakem bakalım hangi seksen küsürüncü dakikada anlayacak bu zaman çalma profesyonelliğini ? Arkadaş sordu yanımda : Hakem kim ? Dedim Halis Özkhaya . Dedi heeee Halis Mulis o..... ç..... :)) Güldük ... İlk yarı onlar kaçırdı biz birbirimize baktık . Hakan Arıkan üzerine gelenleri defetti . Kendisine ''Arıkan''ımız ısındı . Delgado İtalya 'da çalışmış demişlerdi . Evet çalışmış ÖSS 'yi kesin kazanır . Saklambaç oynadı resmen . Soner Yalçın ile Cüneyt Özdemir 'e selam olsun . Oradaydım programına çıkarsınlar arkadaşı . Zira top nerdeyse o orada olmadı . Bir volesi aklımda tüm maç boyunca . Demi ya da yarım vole değil . İsteksiz vole işte . 10 numara insan ama bir numarasını göremedik yine . O kötü de diğerleri nasıl ? Örneğin ben Ekrem 'i dün çok beğendim . Ama turuncu formalı olan Ekrem 'i . İkisi de 17 numara ve ikisi de Ekrem . Şaşı bak şaşır . Sakatlıktan yeni çıkmış koşamıyor bile , çabaladı durdu yazık . Mustafa Hoca ; Erkan Zengin diye birini aldın Antalya maçında önümüzde güzel şeyler yaptı ama unuttun , adam yoksullaştı kulübede . Cisse 'yi bile aradı gözler Ernst 'in yanında . Ernst atak kesiyor , koşuyor , boğuşuyor , ara pası atıyor , oyun kuruyor ... Terminatör gibi . En sonunda o da tükendi . Bir de yerine Yusuf girince adam futbola küsmüştür sanırım . Nobre deli danalar gibi . Nizami golü sayılmadı . Stoperler tepesine çıktılar maç boyu . Bir ara 70 metre depar attı ama geriye doğru . Kus' a eşlik etti . Kus derken Marcin Kus . Uzun boylu turuncu . Bobo ise daha çok top ezdi , haftaya kulübede oturt hocam beni dedi . Arkalarında ne oynadığını çözemediğimiz Tello , Delgado , Sivok , Ekrem olunca insanın aklına evdeki mikser geliyor . Sistemin adı bu . Mikser . Mustafa Denizli - pasta yap doyur bizi ... Tello'dan forvet yaratılma ısrarı tak sesini çıkartıyor bu candan . Yeter içimizdeki İrlandalı yeter . Allahtan Tello iyi oynuyor . İstatistik yapıyor . Bir gol attı bir de asist . Ama karşı karşıya öyle bir kaçırdı ki maçı kopartma fırsatıydı olmadı . Keşke kaptan bıraksaydım ya . Neyse , Kapalı'nın sınırsız isyan yaratıcılığı ve çoluğundan çocuğundan çıksın yakarışları sahada vücut bulmuş olmalı ki ilahi adalet tecelli etti ve kaleci o çok severek yaptığı aut atışlarından birinde kasığından yan geldi . Allah büyük . Her Belediye maçında bir kaleci sakatlanacak kuralı geldi de bizim mi haberimiz yok . Zaten adam sakatlıktan yeni çıkmıştı yine sedye ile oyunu terketti . Geçmiş olsun dermişim ... Her tempo yaptığımızda yerde bir turunculu görmek bana Akbil , Metrobüs , Beldiye , Topbaş ve seçimler ile ilgili ilginç küfürler çağırıştırıyor . Kutu ise 'Haydi haydi Allahaşkına İstanbul 'un piçleri dönsün şaşkına' diyor . Ulan ben de İstanbulluyum , siz de . Şaşkınlar ! Gökhan Zan ve İbrahim Toraman yürek ağza getirme timi gibi . Ne zaman ne yapacakları belli değil . Toraman ; sağ bek olma yolunda ilerlerken bir de orta yaptı , Tello kafayı vurdu ve gol oldu . Çizgiyi geçti , sevindik hem de çok sevindik taa ki Liverpool deplasmanındaki dejavuyu yaşayana kadar . Hakan Arıkan altıpastan gol kaçmaz sitesini takip ediyor olmalı ki yine yapacağını yaptı ve bizim kendisine ait bu maçlık olan fikirlerimizi ve üzerine gelen topu rakibe çeldi . 1-1 . Tribünde makara ve coşku başlamışken yenilen bu gol ile kabus geri mi dönüyordu ? Bu kadar zor gol atmışken bu takıma kalan 5 dakikada nasıl bir tane daha atabilirdik ? Bir mucize olmalıydı derken o mucize gerçekleşti ve Gökhan Zan gol attı . Evet evet Gökhan Zan ... Adını anarken omuz ve cam kelimelerini sıklıkla kullandığımız bu Çanakkaleli arkadaşımız kafası ile topa vurdu , o top gitti gol oldu . Bobo cahilce son anda topa değse de yan hakem farketmedi . Islıkla geçen dakikalar ve yerde yatmaktan vazgeçen turuncular . Ehh çArşı bu elbette affetmez , affetmedi de . Abdullah Avcı yere yatsana , yatsana , yatsanaaaa . Beşiktaş adama yatarak koyar ... Yat yat yat yat yat yat yat yat .... Maça göre sistem diyor ya hoca , bunlar da maçı geçtik dakika ve o anki duruma göre tezahüratlar . Hatta maç çıkışı belediye otobüslerine hareket çekenleri , nasıl koyduk ama diyenleri gördükçe bu tribünleri ne çok sevdiğimi anlamış oldum . Maç koca bir 80 dakika bekletti ve son 15 dakikada 3 gol seyrettirdi . Bu kadar kötü oyunun karşılığı 3 puan ise Trabzon maçındaki harikulade mücadelenin karşılığı kaç puan olur , futbolun güzelliği ile açıklamak mümkün . Ama pozisyon dahi bulamayan ve kendi kalesinde oldukça fazla tehlike yaşayan Beşiktaş 'ın teknik direktörünün anlamsız ısrarlarının nereye kadar devam edebileceğini kestirmek güç . Ben yaptım oldu mantığı şampiyonluğa delirircesine muhtaç olan camiayı anlamamak ile eşdeğer . Başarılı giden bir sistemi bozmak , yanlışlardan ders çıkarmamak , hatada devamlı ısrar etmek Mustafa Denizli gibi Türk antrenörlerine örnek olacak bir isme hiç yakışmıyor . Delgado , Holosko , Bobo , Nobre , Tello , Sedar Özkan bu ekibin en yetenekli oyuncuları ve sen bunların hepsini sahaya koysan da 54-0 kazanamaz bu takım . Bunu anla artık . Aynı anda tüm yetenekli oyuncularını sahaya süremessin . Yaparsan dün geceki gibi şansa kazanırsın . Ve şans her zaman yanında olmaz . Takımda orta sahada mücadele edecek adamlara ihtiyacın var ve sen bunu ne olduğu belli olmayan bir sistemle içine ediyorsun . Ernst , Bobo , Nobre , Sivok (savunmada oynaması şartıyla) , Tello , Rüştü isimleri tahtaya yazılır sonra yanına kimi tercih ediyorsan sıralanır . Klasik 4-4-2 oyna , Delgado vazgeçilmez değil bunu anla , sol ve sağ kanadın belli olsun bu takım son haftaya kadar yarışın içinde olur . Nacizhane fikirler bunlar , feyz al , sahiplen , arkandan atıp tutmam , söz ! 2009 senesi uğurlu geldi ve 10 maç oldu yenilmezlik serisi . Şimdi üç maç Ankaralılar ile oynayacağız . İkisi lig maçı . Salı günü kupada Ankaraspor . Dinlendirmek gerek Sivok , Tello , Nobre 'yi . Erkan Zengin düşünülebilir . Serdar Kurtuluş , Yusuf ve Serdar Özkan bir maç kazandırmalılar artık bu takıma . Deplasmanda Hacettepe ve İnönü 'de G.Birliği . 6 puan alıp öyle gitmek lazım Sivas 'a . Liderlik maçı bile olabilir . İbrahim Toraman iki haftada iki asist , Tello 2 gol 2 asist . Allah nazardan saklasın. Gökhan Zan oyun kurmaya kalkmadığı zaman verimli olmaya başladı . Ernst kırk yıllık siyah-beyazlı gibi mücadele ediyor . Sivok defansta , Bobo forvette daima oynamalı . Ve Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa dünkü gibi zor maçları kazanmasını bilmeli .

Ha unutmadan ; Delgado kaptan : 10 puan , Tello bir gol bir asist : 11 puan ...

27 Şubat 2009 Cuma

Fantezi Futbol Öngörüleri # 22. Hafta










Beşiktaş – İstanbul B.B

Beşiktaş ’ı geçen sene ve bu sene olmak üzere iki kere liderlikten düşüren Abdullah Avcı ‘nın takımı yine bir sürpriz peşinde olacaktır . G.Saray dışındaki büyüklere karşı dişe diş mücadele ortaya koyan bilmem ne turuncular (ne biçim renkleri var be kardeşim) karşısılarında Beşiktaş ‘ı son zamanlardaki en formada halinde bulacaklar . Mustafa Denizli ‘nin kazanan takım bozulmaz prensibini bir farklılık yaratma adına bozması maça gidecek ben ve binlerce siyah-beyaz tutkunu için kahırın başlangıcı olabilir düşüncesinde olsam da Delgado , Holosko ve Ekrem ‘e ilk 11 ‘de yer açılması için neler yapılacak hep beraber göreceğiz . Beşiktaş kazanır , Tello , Nobre , Sivok düşünülebilir . Delgado ve Bobo 90 dakika oynar mı bilmiyorum , risk sizin .

Beşiktaş : İbrahim Toraman belirsiz , Rüştü cezalı
İstanbul B.B : İbrahim Akın cezalı , Hasagiç belirsiz

Ankaraspor – Gençlerbirlği

Türkiye ‘de kulüp takımlarının hala doğru düzgün resmi bir sitesi olmadığından dolayı Ankaraspor , Kayserispor , Denizlispor , İBB ve Hacettepe gibi takımlar hakkında yeterli bir bilgiye ulaşamıyoruz . Kim sakat , kim oynamaz , kim idmanda kendini aştı söylemlerini göremediğimiz için bir önceki haftanın maçında pozisyona girenlerden medet umuyoruz . Özensizce hazırlanmış ve takımlarının renginde olmak dışında hiçbir özelliği olmayan internet siteleri bir başka yazı konusu olabilecek uzunlukta diyorum ve Ankara derbisine geçiyorum . Bir önceki hafta büyük deviren takımların kafayı bulmaları sonucu konsantrasyon kayıpları yaşadığını ve bu yüzden başarılı olmadığına kısaca değinmiş olan bu satırların sahibi Ankaraspor ‘u bu karşılaşmada galibiyete daha yakın olarak görüyor . 4 haftalık mağlubiyet serisinin bu maçta sona ereceğini düşünerek ev sahibi takımdan malum şahsiyetleri , kırmızı-siyahlıları daha şanslı düşünenler ise Mustafa , Burhan ve Soner ‘i tercih edebilirler .

Ankaraspor : Senecky cezalı . Baki sakat
Gençlerbirlği : Koray , M.Nas belirsiz . Erkan , Yasir , Traore , M.Polat sakat

Denizlispor – Gaziantep

Mesut Bakkal ‘ın geçen haftaki taktiği tuttu ve kolbastıya bir süre ara verdirdi . 61. dakikada 41 kere maşallah dedirten bu adam zirveyi karıştırdı , puan hesabı yaptırdı , fikstüre baktırdı ve taşları yerinden oynattı . Evinde sezonun en başarılı takımı olan Denizlispor için Mesut Bakkal bir şanstır ve bu maçta 3 puanı bence alacaktır . En uçta Angelov , arkasında Roberts ve Bangoura ile birlikte karşı takımın en zayıf noktası olan savunması yıpranacaktır . Tabata dönüyor , deplasmanda G.Antep daha iyi sonuçlar alıyor ancak geçen haftaki Bekir olayı gibi takım içinde bir şeylerin doğru gitmediği muhakkak . Yukarıda yazdığım üçlü ile Çağlar düşünülebilir . Tabata ve Ivan ise kırmızı-siyahlıların istatistik yapabilecek ayakları .

Denizlispor : İzzet , Süleyman , Murat Karakoç sakat
Gaziantep : İlhan sakat

Eskişehirspor- Kayseri

Geçen hafta hakemlerin Anadolu ‘dan şampiyon çıkartalım düşüncesi ile evine üzgün dönen Es-Es ‘in iki ileri uç adamı bu hafta dönüyor . Youla ve Batuhan ile çok daha etkili olacaklardır . Maçı yönetenlerden bu sene çok çeken ve her hafta şehirlerinde siyah çelenk ile yürüyen taraftarlarının önünde Eskişehir sanki %51 3 puana daha yakın . İBB maçında diyet ödeyen hakemleri gördükten sonra bu oranı daha yukarılara çekmek mümkün . Gol yememeyi alışkanlık haline getirmiş deplasman ekibi kontratak seven yapısı ile maçı çevirebilir hatta 0-0 ‘a bile kilitleyebilir . Mehmet Topuz , Turgay , Eren , Abdullah ile Youla , Batuhan , Engin Baytar isabetli tercihler gibi geldi bana .

Eskişehirspor : Lovrek kadro dışı
Kayseri : Koray sakat

Fenerbahçe – Sivas

Skibbe ‘nin gidişinden sonra Türkiye Süper Ligi ‘nde tek yabancı teknik direktör kalan Arogones bu özelliğini devam ettirmek istiyorsa bu maçtan mutlak galibiyet almalıdır . Rakip son iki senenin futbol alemini şaşırtan takımı . Mehmet Yıldız – Bülent Uygun – Mecnun Odyakmaz üçgeninde başarının anahtarını bulabileceğimiz bir ekip . Deplasmanda en iyi takımlarla bile başa baş oynayan , bu ligin kadro olarak en iyisi diyebileceğimiz G.Saray ‘ı perişan ettiğine tanıklık ettiğimiz , lig lideri Sivasspor . İkisi içinde zorlu bir mücadele olacak . Kazananı tahmin etmek zor ama alınabilecek oyuncular bakımından Alex ve Semih ‘in karşısına Musa ile Kamanan ucuz maliyetiyle koyulabilir . Ben her şeye rağmen ev sahibi ekibi şanslı görüyorum ve ligimizin üst tarafının bu hafta ile birlike daha da çok karışacağını düşünüyorum .

Fenerbahçe : Abdülkadir , Edu , Selçuk , Josico sakat . R.Carlos ve Kazım cezalı
Sivas : Hayrettin sakat

Bursaspor – Kocaelispor

Ertuğrul Sağlam ‘ın küçük takımlara büyük futbol oynatma alışkanlığının yeni adı Samsun ve Kayseri ‘den sonra Bursaspor . Uzun zamandır yenilgi görmeyen yeşil-beyazlılar coşkulu taraftarları ile birlikte 3 puan alacağı bir maça çıkıyor . Geçen haftaki 5 gollü galibiyete rağmen defansının kötü olduğunu düşündüğüm Kocaelispor , zor gol yiyen Bursaspor karşısında aynı pozisyonları bulmakta zorlanacaktır . Alınabilecek oyuncular oldukça fazla : Bekir , Sercan , Rok , Romaschenko , Ivankov , İbrahim , Ömer falan filan . Karşı takımda alınabilecek tek isimse 13 golü ile Skibbe düşmanı Taner Gülleri .

Bursaspor : Serdar , Volkan , Muhammet belirsiz . Yenal sakat
Kocaelispor : Serkan Yanık ve Cesar sakat. Serhat Akın cezalı

Ankaragücü – Hacettepe

İki haftada 6 puanı bir arada görerek yükselişe geçen sarı-lacivertliler evlerine ve seyircilerine kavuşacağı bu Ankara derbisinde karşılarında lig sonuncusunu bulacaklar . Hacettepe ismi ve cismi ile ne ligimize yakışıyor ne de oynadığı oyun tat veriyor . Oftaş iken çok daha göz zevkimize hitap ediyorlardı . Taraftarı olmayan takımı istemiyoruz arkadaşım ! Neyse 3 puana yakın olan takım belli , alınacak oyuncular belli . O zaman ne yapıyoruz ? Bunları sizlerle paylaşıyoruz . Buyrun bakalım ; Murat Duruer , Serkan Kırıntılı , Jaba , Semavi , İlkem , Burak , El Yasa .

Ankaragücü : Kerem cezalı . İbrahim Ege sakat , Mehmet Yılmaz belirsiz
Hacettepe : Tolga , Sandro , İbrahim Şahin sakat

Antalya - Trabzon

Ne olacağı belirsiz ve fazla golün olmayacağı bir maç gibi görünüyor derim bir bakarsın 4-3 sonuçlanır biterim . Trabzon 'un galibiyete daha yakın olduğunu düşünüyorum . Selçuk 'u ve Gökhan Ünal 'ı tercih edilebilir görüyorum . Risk alacaklar için İbrahima Yattara diyorum , Umut diyorum . Şifo Mehmet 'i unutmuyorum . Antalya bu sırada ise kendisinin emeklerini yabana atmıyorum ve iki takıma da başarılar diliyorum .

Antalya : Uğur Kavuk , Volkan , Orhan sakat
Trabzon : Ferhat sakat

Konyaspor - Galatasaray

Türkiye Galatasaray ise ne mutlu Türk 'üm demenin anlamı kalmadığını düşünen birisi olarak bu zor günlerinde UEFA kupasındaki başarılarından ötürü kendilerini canı gönülden kutluyorum . Yorgun ve sakat oyuncularının çokluğu sebebiyle sıkıcı geçmesini beklediğim karşılaşmada fark yaratacak isimler sarı-kırmızılıların muhteşem 4'lüsü olur kanaatindeyim . Tabi canları ister , bedenleri müsade ederse . Konyaspor geçen haftaki gibi iç saha galibiyetini tekrarlarsa kümede kalma yolunda çok büyük bir virajı almış olur . G.Saray Fransa 'dır diyorum ve ayrıca ekliyorum berabere bitsin , G.Saray UEFA 'da yoluna devam etsin :)

Konyaspor : Fahri kadro dışı . Koray , Eren sakat
Galatasaray : Mehmet Topal , Servet , Emre Güngör sakat

26 Şubat 2009 Perşembe

Yalanzinho'dan İnciler ...















- Böyle bir ekibin parçası olduğum için mutluyum . Bana güvenerek buraya getiren yönetim ve teknik heyete teşekkür etmek istiyorum . Ortaya koyacağım performansla onları mahçup etmeyeceğim .

- Şampiyonluk mecburiyeti olan bir takıma geldiğimin farkındayım . Elimden gelen katkıyı yapacağım . Tarzım ; atağı düşünen, top ile mesafe kat eden, hızlı, asistçi ve golcülüktür .

- Alex , Deivid ve Carlos`u biliyorum ancak bu futbolcularla bizzat tanışmadım . Tabii ki Fenerbahçe ile oynadığımızda Alex`i alt etmek istiyorum . Bunu başaracağıma da inanıyorum .

- Ankara`daki taraftarları gördükten sonra, Hüseyin Avni Aker Stadı`nda atmosfer nasıl olacak diye düşünmeye başladım . Benim için çok büyük bir heyecan olacak .

- Ankaraspor maçında oyuna girdiğimde farklı duygular hissettim , 20 dakika içinde ortaya koyduklarım benim tarzım . Aşağı yukarı bundan sonra böyle bir futbol sergileyeceğim . Altını çizmem gerekir ki işin içinde şov var , ama ben şov olsun diye hareket yapmam . Benim amacım takımım adına yararlı işler yaparken böyle hareketleri de işin içine katmak .

- Kolbastı oyunundan büyük keyif aldım . Böyle hareketler takım olduğumuzu , birlikten keyif aldığımızı gösteriyor . Ayrıca hamsi de yedim ve çok sevdim . Bundan sonra da yemeye devam edeceğim .

- Brezilya Milli Takımı , Trabzonspor`dan geçiyor . Buraya geldikten sonra şansımın arttığını düşünüyorum . Çünkü Türkiye, diğer Avrupa ligleri gibi izlenme oranı yüksek bir lig .

- Mutlu bir yaşam sürüyorum . Teklif gelmesi halinde Türk vatandaşlığına geçebilirim .

Ta bii Continued :)

25 Şubat 2009 Çarşamba

Kaptan Bülent ...






















Yurtdışında ;
Türkiye ile 2002 yılı FIFA Dünya Kupası ve 2003 yılı FIFA Konfederasyonlar Kupası Üçüncülüğü ... G.Saray ile 2001 yılı UEFA Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final , 2000 yılı UEFA Süper Kupa Şampiyonluğu , 2000 yılı UEFA Kupası Şampiyonluğu ...

Yurtiçinde ;
G.Saray ile 8 kez Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu , 6 kez Türkiye Kupası Şampiyonluğu , 5 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu , 2 kez Başbakanlık Kupası Şampiyonluğu , 6 kez TSYD Kupası Şampiyonluğu ...

A Milli Takım'da 100. kez milli olan ilk futbolcu ve 102 maç ile en çok milli olan 3. Türk futbolcusu , 29 kupa ile dünyanın en çok kupa gören Türk futbolcusu , 29 kupa ile dünyanın en çok kupa gören ve 101 maç ile Avrupa Kupaları'nda en çok maç yapan Türk futbolcusu , G.Saray 'ın 8 kez ile en fazla şampiyonluk yaşayan futbolcusu (Hakan Şükür ve Suat Kaya ile birlikte) , 630 maç 15 gol ve 13 asist ile Galatasaray tarihinin en çok Süper Lig maçı oynayan futbolcusu , 18 sezon ile Galatasaray tarihinde A Takım kadrosuna en fazla giren futbolcusu ...

Real Madrid için Raul , Barca için Puyol , Manchester için Gigs ne ise G.Saray için de Bülent Korkmaz odur . Sembol kelimesinin tam karşılığıdır . O bir yaşayan efsanedir . Uefa finalinde sakat omzu ile maçı tamamlamış cesur yürektir . Yönetimlerin ve kravatlı salakların vefasızlıklarına rağmen o formayı gururla yıllarca taşımıştır . Jübile yapılmayan efsane kadronun bir parçasıdır . Küstürülse de , kızdırılsa da , verdiği emekler bir çırpıda unutulsa da , futboldan koptuktan sonra hayata ve futbola tutunabilme çabası içinde olan bu genç teknik direktör (futbol için yaşlı) camiasının zor durumunda yardım elini uzattı ve büyük bir sorumluluk aldı . Gerçi kim çağrılsa koşa koşa gelirdi , o ayrı . Daha önce Hagi ve bir ara Fatih Terim 'e yapılmak istenen efsane bitirme koleksiyonunun bir parçası olmasın istiyor bu gönül ve kendisine teknik direktörlük kariyerinde başarılar diliyorum . Beş atan hocayı getirip , beş hafta kala teknik direktörü yollayanlar ile yeni teknik direktörü ile anlaşıp kovduklarını başa getirenlerin yönetimde olduğu bir karmaşada bol kaossuz günler ...

Sarı Fırtına ...






















Gözümün önünde canlandı senin ölüm haberinin tüm Türkiye'ye yayılması . Henüz 5-6 yaşımdayım . Ağlamak ne kelimeydi yeni öğrenmiştim . Ablamın sadece senin yüzünden Beşiktaşlı oluşu da şu an hafızamda ... Psv maçında Van Breukelen 'ın topu çaresiz seyretmesi de ... Çubukluydu üzerinde yanlışım varsa düzelt ... Ceza sahasının dışından bazukalı şandel derdi babam . Sarı Fırtınamdın sen , mahalle aralarında top peşinde sendik biz , Rıdvanlara Tanjulara inat ... Ya da aynı renge gönül vermişlerin Feyyaz'ına Ali'sine karşı ... Orduspor kalecisinin degaj yapacağı sırada topu kafanla aldığı anı hatırladım birden şimdi . Sanırım 5-1 di maç ve zekaya ihtiyacı yoktu skorun ... Vanspor'a giderken yüzündeki isyanı anımsadım ... Futbolun sonbaharı bile yakışmıştı yüzüne ... Bir şampiyonluk maçı sırasında Ali ile sarılmış hakemin son düdüğünü beklediğini bilirim ... Röportaj veriyordun o zamanlar silah yerine kullanılmayan bir mikrofona ... Fuleli koşu yapmak hiç bir futbolcunun harcı değildi senden sonra ya da uzun saç bırakmak ... Gordon'un seni taraftarın zoruyla ilk 11'de oynattığını gördük ve hiç bir zaman senin dışında kimse ile özdeşleşmez olan forma numaran 11'i ... Sadece Metin - Ali - Feyyaz 'ın arasında değil o zamanlar Türkiye 'nin en yakışıklı futbolcusu olduğunu biliriz biz ... 4-0 'lık Malatya maçını da hatırlarım , 2 güzel golünü de , bir de Kosice'ye aynı tarifeni ... Taksici ile hikayelerini dinledik küçükken bir de Optik ile olanları ... İdmana götürmüştü babam hayal meyal aklmda ... Samet , Rıza ve bir sürü bıyıklı oyuncu hatırlıyorum ... Ve sen uzun boylu adam ... Sen hayatımın futbol adamı ... Fırtınanın en güzeli , sarıların en fırtınası ... Metin Tekin ... Adın soyadın gibi keyifli & kafiyeli adam ... O formaya hizmet ettiğin için , o zamanlar bana o formayı sevdirdiğin için ... Çok seviyoruz seni ... Hatta özne benim küçüklüğümün kahramanı , çok seviyorum seni ...

23 Şubat 2009 Pazartesi

Taner'in Gülleri













Babası , ağabeyi , dayısı da aynı meslekten . Aileden futbolcu anlayacağınız . 32 yaşında . Geçen senenin Bank Asya gol kralı . Ceza sahasında gol vuruşu ustası . İlk devrede daha şimdiden 4 büyüklerin hepsine birden gol atma başarısı gösterdi . Dün akşam da ikinci tura döndüğünü gösterdi . Hem de tam 4 golle . Şu an 15 golle zirvede olan Baros 'un arkasından 13 gol ile ikinci . Takımı büyük ihtimalle küme düşecek . Lakin kendisi bakalım bu klasmanda tutanabilecek mi ? Taner 'in hayalleri ve gülleri hiç solmasın dileğiyle ...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Manşetler # 1






















G.Saray 'ın alıradım kupaya gittiği günler . İlk maç burada 2-0 . Maç sonu Taksim 'de olaylar çıkmış 2 İngiliz bıçaklanarak öldürülmüş . Ortam gergin . Medya savaşları dünya çapında kızışmış . Onların bulvar basını ile bizim spor gazeteleri sahadakilerden daha çok uğraşıyor . İngilizler kan ve intikam istiyor . 15 gün sonraki rövanşta Türk seyirci yok . Sadece 50-60 kişilik özel bir grup gidebiliyor . Müthiş heyecan fırtınası ve Hakan Şükür 'ün kendini aşması sözkonusu . Sonuç 2-2 . Fatih Terim 'in Emre Belezoğlu 'nu boynundan tutup oyundan atılışını kutladığını hatırlıyorum . Bir de yukarıdaki manşeti . Arka plandaki seyircilerin ağzından çıktığı söylenen laflar gerçekten komikmiş .

Mesut , Trabzon 'u Bakkal 'a Yolladı ...













İki haftadır süregelen kötü futbol neticesini verdi ve Trabzon 400 küsür gün sonra kendi evinde mağlubiyetle tanıştı . A.Gücü ve Beşiktaş karşısındaki silik futbolu değiştiremeyen Ersun Yanal eski yardımcısı Mesut Bakkal tarafından darbeyi yedi . Alışkanlığı vardır Yanal 'ın zaten eski yıllardaki meşhur düşüşlerini hatırlayın . Geçen hafta belirtmiştim bu adam Yalan'zinho , ıslıklarla terketti oyunu . Klişedir ; lig uzun maraton , sakatlar cezalılar kadronun geniş olması gerekir . Ama doğrudur bu söylem . 10 numara Umut ile çapa Hüseyin yoktu , sonuç 0-2 . Geçen seneki Barış Memiş 'i arıyor gözlerimiz , bir de geleceğin yıldızı dene Ceyhun 'u . 61. dakikada balonlar uçtu ama maç sonu kolbastı olmadı . Angelov ile Bangoura bastı , kol kırıldı yen içinde kaldı .

Joker





















Akademi geleneklerine göre , eğer ölmüş bir kişi ödül kazanmışsa , ödülü o kişinin eşi alıyor . Eğer hayatta bir eşi yoksa da ödülü en büyük çocuğu alıyor . Bayılarak seyrettiğimiz Joker (Heath Ledger) ise ölmeden önce resmen evli değildi ve 3 yaşındaki Matilda Rose onun tek çocuğu . Oscar'a aday gösterilenler, eğer kazandıkları heykeli satmak isterlerse , öncelikle 1 dolar karşılığında Oscar heykeli 'ni Akademi 'ye satacaklarına dair bir kontrat imzalıyorlar . Bu Oscar'ların ikinci ellere düşmesini engellemek için koyduğu bir karar . Ancak Heath Ledger 'ın tek varisi olan reşit olmayan Matilda . Akademi 'nin yetkili yöneticisi Bruce Davis durumu şöyle açıklıyor : “Durum biraz karmaşık çünkü cevap arayan iki soru var . İlk olarak , kazanması durumunda sahnede ödülü kimin kabul edeceğine karar vermemiz gerekiyor . Sonra da heykelin sahibinin kim olacağının yetkisini karara bağlamalıyız . Bizim açımızdan birisinin kontratı imzalaması gerekiyor ve üç yaşındaki bir çocuk bunu yapamaz. Ayrıca bir çocuğun 18 yaşını doldurduğunda yapabileceği bir iş için çocuğu zorlama anlamına gelecek bir belgeyi de ebeveyni imzalayamaz . Böyle bir yasanın olduğunu konuyu incelemeden önce bilmiyordum ama bu iyi bir yasa .” Heath Ledger 'in Avustralya 'daki ailesi ile konuştuktan sonra Akademi 'nin getirdiği çözümü Davis şöyle açıklıyor ; “Eğer Heath Ledger ödülü kazanırsa , Matilda 18 yaşına gelene kadar , annesi Michelle Williams (Ahhh Dawson Creek ahh) heykelciği kızı için saklayacak . Matilda 18 yaşına geldiğinde heykeli sahip olabilmek için şart olan kontratı imzalayabilir ya da bunu yapmak istemezse heykel bize geri döner . Ödülü gece kimin kabul edeceği ve Ledger için konuşmayı kimin yapacağına gelince ; Oscar Gecesi'nin yapımcıları Laurance Mark ve Bill Condon bunu şimdilik açıklamıyorlar . Bruce Davis bu konuda şu kadarını söylüyor: “Sanatçının bir yakını ya da aday gösterilmiş ve onun adına konuşabilecek başka bir sanatçı ödülü kabul edebilir .”

0-3













Geçen haftaki güzel futbolun tesadüf olmadığını göstermek için sahaya bu 11 'i sürdüğünü düşündüğüm Mustafa Denizli doğru olanı yaptı ve çift ön libero ile çift forvet ile maça başladı . Sağ bek ile sol beki sezon başı kadro dışı kalmış olan takımın defansında canlı bomba Gökhan Zan yer alıyordu . Oyun kurmadığı vakit kendisine daha bir sıcak bakıyorum . Yabancı kuralını bozmayan Zapo neden tercih edilmedi bilmiyorum . Sivok stoper mevkinde daha yararlı olacağını belli etti . Hemen önlerinde ilk yarı ne yaptığını anlayamadığım hayalet Cisse ile onun biraz önünde Ernst oynadı . İki gün önce baba olmuş , çocuklarının kokusunu içine çekemeden Antep 'e geldi ve harika oynadı bu adam . Serdar Özkan krediden yemeye devam ediyor . Bomboş giderken yanındaki arkadaşına atmadığı bir pas var evlere şenlik . Normal şartlarda kulübede durması gerekiyor . Delgado geldikten sonra göreceğiz . Tello ilk yarı ortalarını dağlara taşlara attı , ikinci yarı ise birini Nobre 'nin kafasına , diğerini Murat Şahin 'in soluna bıraktı . Bobo haklı çıktı ve çift forvetin ne denli yararlı olduğunu cümle aleme gösterdi . Kaptan da iki golü ile sözleşmesini yenilemeyen yönetime sinyal çaktı . Beşiktaş için son iki hafta itibariyle her şey yolunda görünüyor . Gökhan Zan 'ın yükselen performansı 6+2 rotasyonunu daha verimli kılacak düşüncesindeyim . Zapo ile Cisse 'nin yedek kulübesinde montlarını boğazına kadar çektiği görüntüleri kafamda canlanıyor . Çift ön libero ile çift forvet arasında kalacak olan iki kişi için forma savaşları başladı . Sakatlıkları sona erdiği an Delgado ve Holosko gelir Tello 'nun yanındaki yerlerini alırlar . Bu elbette iç sahadaki kolay maçlar için . Dış sahadaki çetin mücadeleler için Ernst 'in yanına Cisse , Sivok , Serdar Kurtuluş 'tan birini koymak farz olur . Bobo , Rüştü , Ernst tahtaya yazılır diğerleri de etrafına yerleştirilir . Beşiktaş taraftarının sesi yıllar sonra ilk defa bu kadar gür geldi televizyondan . Gerçi bunda şehrin takımını bir Bursa Bir Eskişehir kadar sahiplenmemesi de sözkonusu . Dönüş otobüsünde yine çok makara olacaktır . Nobre maç sonu kalmak istiyorum demiş yine . 2 golün bedelini çekecek yönetim . Elini çabuk tutsun . G.Antep Tabata 'nın yokluğunda çakma Kaka Beto ile bir şeyler yapmaya çalıştı ancak Zurita , Murat Ceylan ve Ivan 'ı verimli bir şekilde kullanamadı . Öne geçecek pozisyonları da buldular ama inanmamış bir şekilde sahaya çıktılar gibi geldi bana . İsabetli Brezilyalı tercihlerini bir sonraki sene kaleci mevkisinde de denemeliler . En önemli sorunları da bir türlü kemikleşmiş taraftara sahip olamamaları . Haftaya son yıllarda en çok üzüldüğümüz maçların baş aktörü İBB var . İnönü'de güzel oyun ve güzel bir skor olur düşüncesindeyim . Zira artık futbolcuların da güveni geldi kendilerine . İnşallah Mustafa Denizli yine bir tuhaflık peşinde koşmaz .

20 Şubat 2009 Cuma

Bünyamin Bi Ton'un Tuhaf Hikayesi






















Yüksek oranda 'spoiler' içerir (%87)

Ercan Saatçi ‘nin kör rolünde olup savaşta ölen gençler için ''herkes gider Mersin ‘e ben giderim tersine'' tarzı saatli şarkı yapma artistliği ile başlayan filmde Birinci Dünya Savaşının bittiği için bitik doğmak zorunda kalan Bünyamin ağabeyin hayatını seyrediyoruz . Hasta bir kadının hastane odasında günlüğünü okuyan kızının aklını başından alması ile start veren filmde günlüğün içindeki hikayeden yola çıkarak şöyle bir başlangıçı uygun görmüş rejisör ağabeymiz : Baba Mr. Bi Ton ‘un koşa koşa eve gelmesi ile birlikte aynı anda bir oğlu dünyaya gelmiştir . Hayırlı haberi ebeden alır ancak bu sırada karısını kaybeder . Arar bulur kadını ama maalesef karısı ölmüştür . Elbette her filmde olduğu gibi ölmeden önce güzel bir söz söylemiştir kocasına : Bünyam in Ben Out … Üzülerek bebeği kollarına alır ve içi bir fena olur . Öhrrk gelir , zira eline aldığı varlık bir bebekten çok genç irisi bunak bir ihtiyara benzemektedir . Bu bana benzememektedir diyerekten alır çocuğu vurur kendini bir evin merdivenine . Biri basar üstüne geçer diye de korkmaz bu aymaz . Bırakır gider yaşlıyı kuru kuru 18 dolarla . Çocuğu olmayan Kukuni (Queenie) zenci olmasının yanında bir de yardımseverdir ve alır çocuğu sahiplenir . Büyük büyük dayısının ismini koyar yavrucağıza . Kırışmış vücudu ile beyaz olduğunu bile farkına varmaz . Yaşlılar evinde küçülen (!) baş rol oyuncumuz için film başlamış olur . Ölenle ölünmez atasözünü agucuk mugucuk ‘dan daha fazla duyarak gençleşen Bünyamin bu arada kendisine karı-kız da yapar . Kart zampara haliyle sabi sübyana bakarak ırz düşmanı olduğunu belli eden bu adam mavi gözlü Beyza (Daisy) adında 4-5 yaşında normal bir insana gönlünü kaptırır . Normalde bir ayağı çukurda görünen fakat henüz 12-13 yaşında olan bu manyak 3 sene içinde keraneci olur çıkar başımıza . Millet Pazar kiliseye giderken bu geneleve gider . Kemal Sunal ‘ın İhtiyar Delikanlı dizisine gönderme yaptığı gibi bir performans göstererek kendisini bu alemde kanıtladıktan sonra vurur kendini denize , balığa ve römorka . Evden ayrılarak çakma bir geminin kaptanı olan Hook ‘a benzeyen ama dövmeleri (resim sanıyor onları) bir boka benzemeyen Mayk (Mike) ile ahbap olur el ense , g.te parmak yaşarlar . Abramovich ‘e benzemese de teknesine Chelsea ismini koyan bu futbol meraklsı adamla birlikte tekneye karı atar , açılır uzaklara gider , kuş pisliklerini temizler derken bir savaş daha başlar . İlkinden ayrılsın diye İkinci Dünya Savaşı denilen bu savaşa denizde yakalanan Bünyamin eğilir fiuv - fiuv diye kurşunlar üstünden geçer . Resimleri vurulan kaptana el veren adamımız eve geri döner . Ha bu arada filmin sonunda da görünecek bir bok böceği hızlı çırpılan kanatlarıyla kameraya girer ama ışıkçı hortumla kovalar , gider .

İyice gençleşen , ele avuca gelen ve sanki Brad Pitt ‘i andıran fiziği ile karı-kız kovalayan Bünyamin bir gün tesadüfen Beyza ‘yı karşısında görünce dayanamaz ''Dans edelim mi?'' der . ''Oğlum ben zaten dansçıyım , hocam da Tan Sağtürk'' der . Bünyamin şaşırır Kuğu Gölü ‘ne yemeğe götürür bunu . Kıza abayı yakar ama sigarasını yakamaz . Yemek sonunda karı adamın aklını alır ''Hadi götür beni'' der , adam oralı olmaz çünkü Ohayo ‘ludur ezelden . Başka bir gün kızın dans ettiği yere gider , bir bakar kız herkesle dans ediyor ola – mola – yuppi diyor bana ters uymaz anam der pardesüsü ile çıkar gider . Sonuçta bir türlü kavuşamayan aşıkları kadere bağlanan bir kaza kavuşturur . Yok anneannemin şeyleri olsa , yok o böyle gitse , şu şöyle dursa diyerek arabanın biri kıza koyar , kız 2.80 ! Dans ve naz hayatı biter , döner gelir çocuğun yaşadığı yere . Görür görmez sevişirler her aşık gibi . Sonra biri hızla gençleşmeye diğeri yaşlanmaya başlar , ortada buluşurlar . Bizim oğlan harbi Brad Pitt çıkar . Kız çocukları olur , yaşlı olmasın diye kurularlar . Ama bu sırada Bünyamin iyice gençleşmiştir . Kendisini Barcelona Paf ’tan istemektedirler . 14-16 ‘da hat-trick yapınca Beyza ile konuşur ''İkimize de bakamassın şaşı olursun'' der . Her kadın gibi her şeye sahip olmak isteyen kadın olmaz der , molmaz der ama bizim oğlan kaçar gider . Sonra dünyayı dolanır , kart atar , kızına laf atar , küçülür , ufalır ve turşucuk olur . Bu arada kız büyür 12 yaşına gelir . Bizim Bünyamin dayanamaz döner gelir kızını görür , kadını da yakından görür ! Artık ergenlik sivilceleri çıkmaya başlayan terse büyüyen bu manyak iyice bunar , yemek yediğini unutur , çatıya çıkar , itfaiye çağrılır , kurtarılır kısaca insanlıktan çıkar . Karısının kucağında bebek olur , uyur , ölür ve biz de rahatlarız . Bu arada günlüğü okuyan kız büyümüş ve katana gibi olmuştur . Hasta anasını bu karda kışta kıyamette yatakta meşgul etmektedir . Bir çiş yapıp geleceğim ayağına sigara içer , bu sırada fırsattan istifade kadın ''İyi geceler Bünyamin'' der ve ölür , bok böceği görünür kaybolur ve film zamanı simgeleyen Ercan Saatçi ‘nin tasarladığı bozuk saatin sulu görüntüsü ile sona erer . Düğmeci baba , yüzücü karı ve her boka karışan hemşireden bahsetmeye gerek duymamam figüran sevmeyen tarzımdan ileri gelmektedir .

Bu filmin anafikrine gelirsek ; herkes yüzücüdür , annedir, ressamdır , düğmecidir falandır filandır ama insan olmak en önemli şeydir , ona göre . Vakit nakittir , zamanın kıymetini bilin ulan .

Bir sonraki filmde tekrar görüşmek üzere görüşmek üzere …

Esen Kalın

Haftasonundan Seçtiklerim ...


















20 Şubat Cuma
20.00 Gaziantepspor - Beşiktaş (LIG TV)
21.30 Schalke - Dortmund (KANAL 24)

21 Şubat Cumartesi
14.45 Aston Villa - Chelsea (SPORMAX)
15.00 Trabzonspor - Denizlispor (LIG TV)
16.30 Bayern Munich - Koln (KANAL 24)
17.00 Bologna - Inter (NTV)
19.00 Gençlerbirliği - Fenerbahçe (LIG TV)
19.30 Manchester United - Blackburn (SPORMAX)
21.00 Barcelona - Espanyol (NTVSPOR)
23.00 Sevilla - Atletico Madrid (NTVSPOR)

22 Şubat Pazar
15.00 Sivasspor - Eskişehirspor (LIG TV)
16.00 Milan - Cagliari (NTV)
17.00 Liverpool - Manchester City (SPORMAX)
18.00 Bayer Leverkusen - Hamburg (KANAL 24)
19.00 Galatasaray - Kocaelispor (LIG TV)

19 Şubat 2009 Perşembe

Fantezi Futbol Öngörüleri # 21. Hafta















G.Antep – Beşiktaş

Cuma maçlarını sevmememin nedenini fantezi futboldan önce ve fantezi futboldan sonra diye ikiye ayırmam gerekiyor . Maça gelecek seyircinin işten güçten maça yetişmesi kısa zaman aralığında aceleyle koşturması ve 20.00’de başlayan maçın tüm geceyi öldürmesi önceki nedenler olarak sayarsak ; Cuma günü ilk maç olması sebebiyle Pazar günkü maçlarıın ideal kadrolarının bugünden belli olmaması ise fantezi futbol sevdası ile alakalıdır . Eh bir de sevdiğimiz takım girerse olaya hiç çekilmez ya , neyse .

Tabata ‘sız G.Antep nasıldır , geçen haftaki Beşiktaş ‘ın oyunu bir rüya mıydı , bu haftaki puan kaybedecek büyük takım Beşiktaş mı sorularının yanıtını verecek olan bu maç için benim düşüncem deplasman takımının mecburi galibiyet beklentisidir . Geldiği günden beri 26. haftaya işaret ederek puan kaybeden Mustafa Denizli için işler yoluna girecekse ve geçen haftaki oyun tesadüf değilse 3 puandan başka çıkar yol yok . G.Antep ise bir takım olmak istiyorsa 10 numarası olmadan da maç kazanmalıdır . İstikrar yoksunu sıfatından kurtulmak için en azından açık ve cesur oynamalıdır . Zira bana göre Karakartal saldıracaktır . Kırmızı – siyahlılardan Beto , siyah – beyazlılardan Tello ve Sivok düşünülebilir .

G.Antep : Tabata cezalı , Erkan sakat .
Beşiktaş : Delgado , Holosko , Ekrem sakat

Konya – Antalya

Evindeki son galibiyetini Ağustos ayında , sezonun ilk maçında son dakikada alabilen ev sahibi ekip için denecek tek söz artık galibiyet zamanı . Yaş ortalaması ve görüntüsü itibariyle toplama takım gibi görünen Konyaspor geçen haftaki iyi oyununu Serhat ‘ın atılması ile 3 puana döndüremedi . Rakip takımdaki eksiklikler de göz önüne alındığında alınabilecek isimler olarak ; Da Silva , Veysel , Erdal , İsmail Güldüren ve Cihan düşünülebilir . Antalya ise Şifo ‘dan sonra çıkışa geçti ve geçen hafta G.Saray ‘ı evinde yenerek zirveye vurdu . Her Anadolu takımının bir büyük takımı yendikten sonraki hafta konsantre kaybına uğradığı düşünülürse eksik takımın Konya şehrinde eli boş dönme olasılığı artıyor . İlla ki alacağım diyorsanız Djihaou ve Fatih Ceylan tercih edilebilir .

Konya : Serhat cezalı , Fahri kadro dışı .
Antalya : Orhan , Uğur , Mustafa sakat . Ali Zitouni ve Yalçın cezalı

İstanbul B.B. – Ankaragücü

İki formada ekibin mücadelesinde seyircisiz ve Olimpiyat Stadı işkencesinde nasıl bir oyun çıkacak ortaya hep beraber göreceğiz (sadece 3 dk.) . 29 Ekim ‘den beri ilk defa geçen hafta 3 puan alan A.Gücü ‘nün bu başarısında tribünlerinde sadece bir kedi olmasının da payı vardı . Baskıcı taraftarı , kötü yönetimi ve Gökhan Emreciksin ‘i satmasıyla düşme korkusu yaşayan başkent temsilcisinin karşısına belediye takımlarının en az taraftara sahip olanı galibiyet için çıkacak . Abdullah Avcı faktörü olmasa maçın skoru hakkında bir tahminimiz olabilirdi ama biz yine bildiğimiz işi yapalım ve futbolcu seçimlerine göz atalım . Geçen hafta harika iki şut çıkaran Erman ile Efe ve Marcin Kus tercih edilebilirken , rakipten ise Jaba , Murat , De Nigris ve Barbaos düşünülebilir .

İstanbul B.B. : Hasagiç sakat , İbrahim Akın cezalı .
Ankaragücü : İbrahim Ege ve Güney sakat .

Kayserispor – Bursaspor

‘’Mehmet Topuz ‘u alacak takım şampiyon olur’’ diyorum ben de Bülent Uygun(suz) gibi hadi bakalım ! Geçen hafta iki golü ile zevksiz ve renksiz takımına hayat veren kaptan bu hafta da sorumluluğu alacak mı hep beraber göreceğiz . Genç oyuncularının katkıları ile ayakta duran sarı-kırmızılı ekip yabancılarının kalitesiz oluşu ile bu sırada bana göre . Yoksa kadro durumuna göre Ankaraspor ‘un ilk 6 ‘da olduğu düşünülürse Kayserispor ‘un ilk 3 ‘te olması gerekir . Kaptanın yanına Turgay , Eren , kalecileri veya Abdullah düşünülebilir . Rakip güçlü Bursaspor . Koreli ve Brezilyalı oyuncusuyla ve de en önemlisi Ertuğrul Sağlam ‘ın defansif (kişiliksiz) futbolu ile deplasmanda Sercan ve yabancıları ile etkili olabilecek bir takım . Maçın Adana ‘da olması ev sahibi için de dezavantaj yaratacaktır . Ucuz Sercan , Romashenko ve Ivankov (penaltı atması düşünülürse) tercih edilebilir .

Kayserispor : Umut belirsiz . Koray , Aydın ve Purovic sakat .
Bursaspor : Mustafa Sarp cezalı , Yenal sakat .

Trabzon – Denizli

İki haftadır rakiplerinin elinden mucizevi kurtulan Karadeniz ekibindeki cezlaılar can sıkacağa benziyor . Sezon başından beri 12 kişi ile oynayan ve zorlu haftalarda hiç sakat vermeyerek virajları bir bir dönen Trabzon için bu hafta için kadroda düşünülen isimler (Y)Alanzinho ve Ceyhun . Evinde Denizli karşısında galibiyete yakın gözükse de oynadığı oyunla pek umut vermeyen ev sahibi ekipten Gökhan , Yattara , Selçuk ve defans oyuncuları düşünülebilir . Denizli takımından ise bu hafta oyuncu tercih edeceklerin risk alıp da akıllarından şüphe duyulması muhtemeldir .

Trabzon : Umut , Hüseyin cezalı . Song belirsiz , Ferhat sakat .
Denizli : Murat Karakoç sakat

Gençlerbirliği – Fenerbahçe

Arogones ‘in geçen haftaki spekteküler galibiyetinin tesadüf olmadığını kanıtlaması için şanslı bir deplasman diyebiliriz . Ankara ‘da takımlarını yalnız bırakmayacak olan taraftarlar ve açık futbolu tercih edecek eksik bir G.Birliği takımı . Gerçi deplasman fakiri sarı-lacivertli takım ile yıllardır ters gelen rakibinin mücadelesinde Alex ve Semih faktörü etkili olabilir . Samet Aybaba ve futbolcularının zeminden rahatsızlıklarını duymayan olmasa da kısa vadede yapacak hiçbir şeyleri yok . Geçen hafta kamyon dolusu golle tanışan deplasman takımı için söylenecek ve alınacak oyuncular belli . Ev sahibi takımdan ise ucuz Mustafa veya Soner tercih edilebilir .

Gençlerbirliği : Mehmet Nas , Traore , İlhan , Koray , Yasir sakat . Troisi cezalı
Fenerbahçe : Edu , Selçuk , Josico , Abdulkadir , Guiza sakat

Hacettepe – Ankaraspor

Ligde düşmeye en yakın takım olarak gözüken Hacettepe kendi saha ve seyircisi (!) önünde belediyeler içindeki en iyi takımla karşılaşacak . Maracana Stadyumu olsa doldurabilecek kapasitesi olan bu iki takım taraftarlarının bol gol izleyeceğini düşünmekteyim . İbrahim Şahin ‘in sakatlığından sonra gol atmakta zorlanan ev sahibi ekip puan almak için salrırıken , mavi-beyazlılar ise 3 haftadır alınan 3 mağlubiyetin acısını geçen hafta 7 gol yiyen rakiplerinden çıkartmak isteyeceklerdir . Alınabilecek futbolcular olarak ise ; oynarsa Sandro , Mehmet Çakır , Öze , Senecky , Erhan Güven düşünülebilir .

Hacettepe : Sandro ve Tolga belirsiz . İbrahim , Recep sakat .
Ankaraspor : Baki sakat .

Sivasspor – Eskişehir

Geçen hafta sonu izleme fırsatı bulduğum Sivas son iki senedir ligimizi domine eden , içeride dışarıda her rakiple kafa kafaya oynayan , büyükleri en çok rahatsız eden takım değil gibiydi . Kocaelispor maçında rehavet çökmüştü , geçen maç beraberlik ve bu hafta rakip eksik , kolay ama 3 puan tehlikede . Mehmet Yıldız ‘ın dönüşü ile Kamanan mı Muhammed Ali mi yoksa Murat Erdoğan mı yedek kulübesine gidecek göreceğiz . Takım gibi takım olan ve her kim oynarsa oynasın sırıtmayan kırmızı-beyazlılar için 3 puan yakın ama 2 haftadır oynanan futbol ile durum karışık . Alınabilecek oyuncular belli , önemli olan rakibin sakatlarının maç gününe kadar iyileşip iyileşmeyecekleri . Rıza Çalımbay bir sürpriz yapar mı , o da zor .

Sivasspor : Hayrettin sakat , Sedat cezalı
Eskişehir : Lovrek kadro dışı . Batuhan ve Youla belirsiz .

Galatasaray – Kocaelispor

Fransa ‘daki golsüz eşitlikten onra ligimize dönecek olan sarı-kırmızılılar tam kadro ile Kocaelispor karşısına çıkacaklar . Lincoln , Kewell , Arda ve Baroslu kadrosuyla hangisini istatistik yapacağını bilemediğimiz bir takım yaratan G.Saray 3 puana kolay ulaşacaktır . Şampiyonluk yolunda düşme hattında olan rakibine göre çok daha güçlü olan ekipten alınacak oyuncuları yukarıda da belirttim . Kocaelispor mu ? Fenerliler Taner ‘i kastırsınlar isterlerse .

Galatasaray : Baros belirsiz . Hakan , Linderoth , Aydın , Serkan , Hasan sakat .
Kocaelispor : Serkan , Serdar , Murat Hacıoğlu sakat .

18 Şubat 2009 Çarşamba

İkili Averaj ...
















* Ersun Yanal ve Sadri Şener ikilisine saygılarla ...

Recep İvedik 2






















Sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim hemen . Ben beğenmedim . Nedenleri bir değil beş değil on değil . İlki gibi parodilerin birleştirmesi tarzında bir film yarattıkları için , esprinin nereden nasıl ne şekilde geleceği artık belli olduğu için , küfüre bile gülünmediği için , film ne kurgu ne senaryo ne oyunculuk , hiçbirini barındırmadığı için , Togan Gökbakır 'ın film çekmeyi ne zaman bırakması gerektiğini söylediği için , bir sürü hikaye yanlışlıkları , becerilemeyen komik durumlar sözkonusu olduğu için , kadın oyuncuları aynı ajanslardan castlardan kastırdıkları için , yan oyunculukların bu kadar berbat seçebildikleri için . Ben beğenmedim . Beğenen vardır bir şey diyemem . Hiç gülmedim de diyemem . Gidilir her türlü o ayrı . Ama bunlar dışında da anlamadığım birşey var . Neden Türk insanı Vizontele 'de Emin 'in , Gora-Arog 'ta Arif 'in ve bu filmde Recep 'in her bokuna güler ? Osursa güler , sıçsa güler , dursa güler , kalksa güler . Hem de zalim kahkahası şiddetinde , hokkabaz zihniyetinde şu şekilde : NıHahahınıHahahınıHahh ... Sinemeda film seyrettirilmesi yasaklanacak tipler bunlar . Dayayacaksın bunlara günde 12 saat Nuri Bilge Ceylan bak bir daha yapabiliyorlar mı ? Allahtan tenha bir sinemadayım her boka gülen adam tiplemelerinden uzaktayım fikrim yan geldi . Birisi çıktı hem filmin içine etti , hem de boş duvarlarda yankılanarak gürledi de gürledi . Belki de bu sebeple beğenmedim zira Vizontele Tuba 'da üç kere yer değiştirmişliğim var çevredeki öğrenci gruplarındaki ergen gençlerden kurtulmak maksadıyla . Neyse Recep İvedik 'i Tv8 zamanından beri takip ederiz , severiz , sayarız . Ancak hiç bir zaman kendisiyle röportaja gelmiş adamın elinden mikrofonu zorla alıp 'Halime ; dön hadi , özledik seni , sepetlerini özledik , atmalarını özledik' saflığında bulamadık .

16 Şubat 2009 Pazartesi

Souleymane Youla ...














Nostalji serisi bizi 3 sene önceye götürüyor ve karşınıza şimdi Eskişehir forması giyen bir futbolcumuzu getiriyor ...

Kaçak baldız operasyonu

Beşiktaş ile yollarını ayırıp Metz ile anlaşma sağlayan Souleymane Youla , Türkiye’den ayrılırken de büyük bir skandala imza attı . Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan Brüksel ’e gidecek olan TK 1937 nolu seferine, kendisi ve eşi için iki bilet alan Gineli futbolcunun sahtekarlığı , Atatürk Havalimanı’nda ortaya çıktı . Youla, ailesi ve menaceri Ceylan Çalışkan ile birlikte , ilk polis noktasından rahatlıkla geçti . Ancak ikinci polis noktasına geldiklerinde ise olay patlak verdi .

Polis , Beşiktaşlı’ydı ...

Bir Beşiktaş taraftarı olan polis , Youla’nın yanındaki bayanın daha önce gördüğü eşi olmadığını anladı ve “Kimsiniz'' sorusunu yöneltti . Panik üzerine harekete geçen görevliler , Youla’nın eşi Zeynep Silla olarak Brüksel ’e uçmaya çalışan kişinin , aslında baldızı Havva Silla olduğunu öğrendi . Polisler, işlemleri yaptıktan sonra Havva Silla’yı Vatan Caddesi’ndeki Yabancılar Şubesi’ne yolladı . Youla’nın baldızı sınırdışı edilecek ve en kısa süre içinde Fas üzerinden Gine’ye gönderilecek .

Planlı bir kaçıştı !

Youla’nın böyle bir girişimde bulunmasının nedeni ürkütücü ... Afrikalılar’ın Avrupa’da vize ve oturma izni almaları hayli zor olduğu için , Gineli yıldız bu planı hazırladı . Yaklaşık 1 ay önce “Çocuğuma bakacak'' diyerek Havva Silla’ya Türkiye vizesi alan Youla , şimdi de kaçak olarak Brüksel’e ve Metz’e girişini sağlayacaktı . Kanunen büyük bir suç işleyen Youla , aracılar sayesinde ceza almaktan kurtuldu ve Çalışkan ile birlikte imza için Avrupa’ya uçtu .

Tanrının Yeryüzündeki Eli ...



Babadan Oğula ...















Başkan Yıldırım Demirören ’in babası Erdoğan Demirören toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlamış . Baba Demirören , başkanın alacaklarını hibe etmesi yönündeki bir soruya , “Beşiktaş taraftarı o kadar parayı toplayıp Beşiktaş’ın kasasına koyabiliyor mu ? Nevzat Demir hariç bugüne kadar kim Beşiktaş ’a para hibe etti de Yıldırım Demirören etsin . Onun da çoluk çocuğu var . Bahsedilen rakam , çok büyük bir rakam” ifadelerini kullandı .

Bu cümleleri okuduktan sonra genetik bilimine daha bir önem vermeye başladım . Irsi imiş demek ki !

Bir - Bir Değil Önemli Olan Beraberlik ...













Sevinmek için sevmedik elbette ama (klişeci geldi hanıııııım) bir galibiyet sıkıştırsaydık araya çok da fena olmazdı hani ! Sen bu senenin en formda takımına karşı tek kale oyna , sağdan soldan bindir , tehlike yarat , forvetlerini çıkartma , beklerini oynatma , orta sahasını kilitle , dalga dalga kalesine git , binlerce korner , milyonlarca duran top kullan , gol kaçır , pozisyon bul , cezasahasına hapset , tribünde bu sefer gerçekten delirmiş olduğuna karar verdiğim taraftarını arkana al , hücum et , saldır Beşiktaşım haykırması tüyleri diken diken etsin , gözleri nem kaplasın ... ve herşeye rağmen sahadan 1 puan çıkart , galibiyeti bulama ve başın eğik soyunma odasının yolunu tut ! Olmaz ... Kapalının maç sonu kazanmayı bu kadar çok isteyen futbolcularını tribüne çağırmasıdır bu tribünleri güzel kılan . Sonucun önemi kalmıyor bu heyecanı yaşadıktan sonra . Bir tarafımız gururlu , mağrur ve başımız dik olarak evimizin yolunu tuttuk . Ne yaptığını çözemediğimiz Yusuf ile hala pişmeyi bekleyen Serdar Özkan bozmadı moralimizi ya da Bobo 'yu unutan , Tello 'yu sahanın neresinde oynattığı anlaşılmayan , 26. hafta beklentisi papağanlığınla Mustafa Denizli . Maç sonu her kötü sonuçla Beşiktaş tribünlerine kontra yapmak isteyen Demirören tezahüratları ile bir kaç Trabzonsporlu da . Başlıkta dedim ya 1-1 önemli değil , önemli olan dünkü gibi , maçın ikinci yarısındaki gibi , önce tribünde sonra saha içinde Fabian 'ı Sivok 'u ve Bobo 'su ile sergilenen beraberlik . Gerisi koyun derisi ...

14 Şubat 2009 Cumartesi

Lugano > Guiza





















4 gol










5 gol

Düdük ve Bir Kitap












Uzun zamandır girmiyordum . Sevgililer Günü maksadıyla konsepte uygun bir giriş hazırlarlar düşüncesi ile baktım yukarıdaki fotoğrafı gördüm anasayfaya geçince . Forza da aynı Kapalı gibi işte ... Üretiyor yaratıyor gülümsetiyor ...





















Kapalı demişken devam edeyim yuvalarda da satışa çıkan bir kitap bu . Yüksek lisans tezinde Beşiktaş taraftarlığını ve Çarşı Grubu'nu inceleyen Sema Tuğçe Dikici'nin “ÇARŞI – BİR BAŞKA TARAFTARLIK” adlı kitabı . İçeriği için site açıklamasında ; Futbol tarihi, Türkiye’de futbol kültürü ve taraftarlık olgusu, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Türk futbolundaki yeri ve öneminden Çarşı Grubu'nun kuruluş öyküsüne, tribünlerdeki simge ve sembollerinden tezahüratlarına, sosyal alandaki etkinliklerine kadar birçok konunun ve fotoğrafların yer aldığı bu eser, kitap satış siteleri ve kitabevleri ile birlikte BJK İnönü Stadyumu’ndaki Kartal Yuvası mağazalarında ve Capitol Kartal Yuvası’nda yarından itibaren satışa sunulacak diyor . Eh asla karşı olunmayacak bişey bu . Okuyun anacığım ...

13 Şubat 2009 Cuma

Yürrrrü ...















Tarih : 23 Ekim 2008
Yer : Ali Sami Yen
Rakip : Yunanistan 'ın Olympiakos takımı
Sonuç : G.Saray 1-0 Olympiakos
Dakika : 90

Taraftar coşuyor , haykırıyor , bağırıyor : Dağ başını duman almış , gümüş dere durmaz akar , güneş ufuktan şimdi doğar YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR …

Zafer marşının ifade ettiklerini burada anlatmak haddim değil fakat G.Saray taraftarının 3 ay geçmeden sözünde durduğunu görmek beni mutlu etmedi de değil hani . Yıllardır hakemler ile bağlantısı en çok anılan , hiç bir sıkıntısı olmayan , el bebek gül bebek takılan G.Saray camiası ile hakemlik camiası karşı karşıya geldi . İki maç üst üste görülen iki kırmızı karttan sonra ayaklanıp bildirge yayınladılar . Şark kurnazlığı kavramına örnek olacak şekilde buzlu sahada maç yapmak istemeyen ve maçın İzmir ‘de oynanmasını isteyenler şimdi de Lincoln ‘ün kırmızı kartının haksız olduğunu söyleyip kural hatası nedeniyle maçın iptalini istediler . Gülerek geçmek lazım bu kravatlı beyefendilere . Hakem hatasını öğretmek lazım bunlara ya da yönetici hataları adlı kocaman bir kitap basmak gerekir . Siyah çelenk satanların bu aralar ellerini ovuşturduklarını düşünürsek bu hakemlerle daha çok kazanacaklarını düşünüyorum . Levent civarı tüm çiçekçilerin adreslerini yayınlayacaktım çok varmış üşendim . Ankara başkent orda da var bir federasyon şubesi hop A.Gücü de yürüdü , Beşiktaş zaten yürümüştü . Yakında Fener yürüyecek ama Arogones için . Eskişehir tam yürüyecekti (belki de yürüdü) İBB yardımına koştu . Trabzon yürümeye gerek kalmadan Fırat Aydın’us ile akıllı (!) davrandı . Kayseri ve Sivas da yürüsün oh ne güzel memleket . Yürüyedur ey güzel futbol camiası . Sivil toplum örgütleri gibi . Sen hiç memleket meselesi için yürüme ama 22 adamın kıçı kırık bir top peşinde koşturmalarını hayat memat meselesi yap . Tam bizim ülkemize göre . Ha futbol asla sadece futbol değildi değil mi , unutmuşum . Ne oluyor lan kendimle mi çelişiyorum .

Yukarıdaki resim yürümeyi sevenler içindir . Yürütmeyi sevenler için ise şu an yürütmeyi durdurma kararı ile durdum . Stop !

Lincolns ...













1 - Abraham Lincoln 1809 yılında doğmuştur . Cassio Lincoln ise tam 170 yıl sonra .

2 - Abraham Lincoln Fried Chicken 'ları meşhur Kentucky 'de dünyaya gelirken , Cassio Lincoln Bi Rezil Yaaa 'lıdır .

3 - Abraham Lincoln 23 yaşında siyasete ilk adımını atarken , Cassio Lincoln aynı yaşta kıta değiştirip Avrupa 'ya gitti .

4 - Abraham Lincoln 28 yaşında avukat olurken , Cassio Lincoln aynı yaşta G.Saraylı oldu .

5 - Abraham Lincoln tüm insanlığı ilgilendiren Özgürlük Bildirgesi yayınlarken , Cassio Lincoln 'ün takımı ise kimseyi ilgilendirmeyen G.Saray Türkiye 'dir bildirgesini yayınladı .

6 - Abraham Lincoln Amerika tarihinin en kanlı iç savaşını görürken , Cassio Lincoln ise geldiğinden beri 3 kırmızı kart gördü .

7 - Abraham Lincoln 'ün resmi 5 dolarlık banknot ve 1 centlik madeni paraların üzerinde yer alırken , Cassio Lincoln 'ün ise üzerinde bu bozuk paraları taşımadığı muhtemeldir .

Vedat Özdemiroğlu Abi'me saygılarla ...

12 Şubat 2009 Perşembe

Doğuştan Kartalım ...













Bugünden itibaren NOSTALJİ adı altında eski günlere dair anımsatıp gülümsetme gülümsetip düşündürme düşündürüp umutlandırma kavramlarına anlam katacağım . Kah hüzünlenip geçmişe dalacağız , kah gözlerimiz dalarak mutlu olacağız , kah talı mıçı ! Dakika bir gol bir . Ve karşınızda İSMAİL AIR ...

Barcelona'nın golcüsü Kluivert, ‘‘Beşiktaş beni almak istiyorsa, menajerim Bayram Tutumlu tam yetkilidir. Anlaşsınlar, konuşsunlar, ertesi gün İstanbul'dayım. 'Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin' marşı hala kulaklarımda yankılanıyor'' dedi.

DÜNYA futbolunun önde gelen kulüplerinden Barcelona'da belki de 40 yıl düşünseniz aklına gelmeyecek bir olay yaşandı. Katalan takımının teknik patronu Antiç karşılaşma sonrası bir geleneği yıktı ve takımının kampına bir gazeteciyi aldı. Ancak Yugoslav çalıştırıcı, Türk olduğumuz için bu jesti yaptığını açıkladı. Bayram Tutumlu ile birlikte kampa girdik.

Barcelonalı futbolcular, İstanbul'dan geldiğimizi öğrenince inanılmaz bir şekilde olumlu tepkiler gösterdi. Kampın neşe kaynağı Hollandalı yıldız Patrick Kluivert oturduğu yerden fırladı ve yüksek sesle tempo tutarak, ‘‘Beşiktaş sen bizim herşeyimizsin, 'Yer siyah gök beyaz en büyük Beşiktaş' diye bağırmaya başladı.

Küfür biliyorum

Yaklaşık yirmi yıldır takip ettiğim Beşiktaş'ta bile bu kadar yürekten bir marş söyleyen futbolcuya rastlamadım. Bir çok futbolcunun örnek aldığı yıldız oyuncu yerinde duramıyordu. Sanki karşımda Pascal Nouma vardı. Bu güzel ortam içinde soruları bir biri ardına sormaya başladım...

-Beşiktaş marşlarını nereden biliyorsun?

Hollanda ve İspanya'da yaşayan Beşiktaşlı bir Türk arkadaşım var. Kardeşimden daha çok seviyorum. Beraber olduğumuzda bana Beşiktaş marşlarını öğretti. Bazı küfürlerin yanı sıra bir çok küfürlü sloganları dahi biliyorum. Hakemler yanlış kararlar verdiğinde, bunlar ağzımdan kaçıyor.

Adeta podyumdayım

-İspanya'da mutlu musun?

Futbol oynanan her yerde varım ama ben Beşiktaş taraftarı gibi çılgın bir topluluğa ve futbolcusuyla bütünleşen bir kulüpte oynamak istiyorum. 100 bin kişilik Nou Camp Stadı'nda kendimi podyuma çıkmış manken gibi hissediyorum. Nitekim Real Sociedad karşılaşmasında golümü atarken, takımımı UEFA Kupası'na sokmanın mutluluğunu yaşadım. Ben daha büyük coşkular istiyorum.

-Futbol yaşamında aklında kalan kulüp ve taraftar hangisi?

Kendimi Beşiktaşlı hissediyorum. Bu nedenle onların taraftarlarını ve sloganlarını öğrendikçe, Beşiktaş felsefesi yaşam biçimim oldu.

-Türk futbolu hakkındaki görüşlerin nedir?

Dünya üçüncüsü olmuş bir Milli Takımınız var. Agresif oynayan G.Saray, İlhan Mansız, Hakan Şükür, Emre Belözoğlu, Okan Buruk, Sergen Yalçın kaleci Rüştü ilk aklıma gelen futbolcular. Türkiye'de çok dostlarım var. İtalya ve İngiltere futbolunun yanı sıra Türkiye'deki G.Saray, Beşiktaş, F.Bahçe maçlarını da izliyorum. Bu arada F.Bahçe'de olduğu gibi bizde de bir çok yıldız oyuncu var. Onlar gibi bizde Şampiyonlar Ligi yerine UEFA'ya gideceğiz.

-Hobileriniz nelerdir?

En büyük hobim maç izlemek ve dans etmek. Ve zaman zaman da denize girmek.

Klasını gösterdi

-Türk takımı çalıştıran teknik direktörlerden tanıdıklarınız var mı?

Evet var. Toshack, Daum, Lucescu, Fatih Terim, Parreira.

-Türkiye'ye gelip transfer olmak ister misin?

Ben profesyonel futbolcuyum ama benim parayla pulla işim olmaz. Beşiktaş'a gelmek ve Beşiktaş'ta beni almak istiyorsa, menajerim Bayram Tutumlu tam yetkilidir. Anlaşsınlar, konuşsunlar ertesi gün İstanbul'dayım. 'Beşiktaş sen bizim herşeyimizsin' marşı hala kulaklarımda yankılanıyor, tüylerim diken diken oluyor. Böyle bir futbol aşkıyla yanan taraftar topluluğu önünde oynamak dehşet verici bir olaydır.

-Nihat'ı nasıl görüyorsun?

Dünyanın en zor futbolu İspanya'da oynanıyor. Tekniği ve fiziğe dayalı bir futbolla gol krallığına gitmek kolay değil. Onu ne teknik durduruyor, ne de fizik. Şu anda İspanya'nın en pahalı futbolcusu. Kendisiyle maç öncesi ısınma hareketleri sırasında görüştük. Bizi ilk maçta perişan etmişlerdi. Nou Camp'ta da Nihat'tan çekindiğimi söyledim. Nitekim golünü atıp klasını yine gösterdi. Barcelona olarak ne çektiysek Beşiktaşlılar'dan çektik. İstanbul'daki üç farklı yenilgi ve tribünlerin müthiş tezahüratı unutamadığım anlardan bir tanesi.

Türkiye futbol cenneti

Bu sezon İspanya'da umduğunu bulamayan Barcelona'nın bir başka yıldızı Saviola,‘‘Brezilya'dan sonra dünyada futbolla yatıp kalkan bir başka ülke de Türkiye. Bu konuda inanılmaz bir sevgi çemberi olduğunu görüyoruz. Bunu İstanbul'daki Beşiktaş ve G.Saray ile yaptığımız maçlarda gördük'' dedi. Marc Overmars ise, ‘‘Türk futbolu son zamanlarda büyük atılım içine girdi. Türk takımları artık dikkat edilecek bir konuma geldi. Gördüğüm ve takip ettim kadar Türkiye bir futbol cenneti'' diye konuştu.

Gökhan Ünal



Lampard Gol Gol Gol

























'' Hoca başlarından gidince herkes birbirini düdüklermiş '' diye bir laf var mıydı yoksa ben mi attım ?

Sebep - Sonuç İlişkisi















maç öncesi pardesü ile takılırsan ...















yediğin golleri şortla seyredersin ...

Ali Şen


















Ben demekten bıkmıyor . Sarı - lacivertliler kötü durumda ya atladı ortaya , başladı konuşmaya . Scolari diyor Guzia diyor , Arogones diyor , Parreira diyor , doymuyor . Sıfatlarını saymaya kelime yeter mi bilmiyorum . Ben aklıma glenleri sıraladım . Aklına geleniniz varsa ekliyim . Karşınızda Ali Şen ; provokatif , lobici , tanımadığı yok , ikna kabiliyeti yüksek , küfürbaz , Bodrumlu , göçmen , şiveli , kızarmış , o başkan fenerbahçe şampiyon , kışkırtıcı , silah komisyoncusu , vat taym is it cey cey , 25 milyon fenerli var , bana sayın ali şen diyeceksin erman , seni o programa ben çıkardım ahmet , başkan ne derse olur şansal , konuşursam cimbom 5 yıl ceza alır , Kayzer 'in ve Cruyff 'un arkadaşı , antipatik , Otto Bariç 'i jetskisi ile geçen adam , kucağında kediyle canlı yayına çıkan adam , ombudsman , ikinci ismi haydar olan usta , renkli kişilik , Ali Şen 'in g.tü kocaman , Ali Şen 'in çü.kü kalkmıyor , Ali Şen 'in oğlu tüp bebek , Ali Baba 'nın bir çiftliği var çiftliğinde öküzleri var , Aziz Yıldırım 'dan makas alan şahsiyet ...

Tribün Dergi 'den alıntı bir hatıra ile bitiriyim bu adamın gelmişini geçmişini :)

''Sergen 'in golüyle kazandığımız Fener maçından sonraki ilk maç İnönü 'de Sarıyer maçıydı (yanlış hatırlamıyorsam tabi) ... O maçın son beş dakikasında makara tavan yapmıştı ... Hatta Pez....k Ali Şen , İb.. Ali Şen , nasıl koydu ama , 90 'da Sergen 90 da Sergen bestesi patlamıştı o maçta ... Sırasıyla Yeni Açıkla , Numaralıyla , Eski Açıkla yapılmıştı hatta Beleştepe ile bile yapılmıştı ... Ali Şen kendisine küfür edildiğinden ötürü zaten sezon başından beri şikayetçi idi o sene ... Sarıyer maçında da küfür tavan yaptığı için çok sinirlenmiş ve artık bunun için federasyonu göreve davet etmiş hatta bununla da kalmayıp küfürü tespit etmek için noter tutmuştu ... Kapalı bu durum karşısında durur mu , ilk İnönü maçında bu durum anlatıldı , statta bir noter oldugu dilden dile döndü ve bir anda beste patladı : Noter tastikli İb.. Ali Şen !

Servet-i Fünun Edebiyatı















2008 Avrupa Şampiyonası 'nda kendi aramızda espri konusu olacak kadar sakatlanan ve hatta ''Servet bu sabah vefat etti ama belki de akşamki Almanya maçında oynayabilir'' laflarına maruz kalan , güzel insan Servet Çetin ; hakemlerin bazı zamanlarda kendilerini kolladıklarını söylemiş ve yönetim ile taraftarlarına katılmadığını ima etmiş . Genel anlamda hakemlerin de insan olduğunu Kayseri maçındaki pozisyonlarda hakemin suçu olmadığını ima ederken Lincoln 'un pozisyonu için de verilse de olur verilmese de manasında birşeyler eklemiş . Eh elbette Sabri 'den bir farkı olacaktı kendisinin .

Hakemlerin bu kadar ön planda olmasının sebebini sadece onların gerçekten kötü olmalarına bağlayamayız . Tamam kabul ediyorum kötüler , yılların klişesidir Avrupa 'da da yoklar . Kendilerini geliştirmeleri lazım , Premier Ligi seyretmeleri lazım , futbolcunun vücut dilinden , geçmişinden , yeteneklerinden haberdar olmalar lazım , lazım oğlu lazım ... Ancak futbolun kötü , taraftarın kötü , yöneticilerin kötü , federasyonun kötü , sporun kötü , hükümetin kötü olduğu bir ülkede ne beklentisidir bu anlamış değilim . Yöneticilerin acemi beyanatları , başkanların masaya vurduğu yumruklar ve transfer yanlışlarından buradan Merih 'e yol olur . Ama el salla el salla büyük başkan el salla borazanlığı , i.ne federasyon o.çocuğu hakemler söylemine nedense daha çok tercih edilir . Birisi geleceğinizi söndürür diğeri ise bir maçlık insani hatalar peşinde koşturur durur . Burası Türkiye bu böyle gider .

Ha bu arada Vedat Özdemiroğlu ağabeyime buradan fiyakalı bir selam çakarak sonlandırıyorum ''Azalarak bitsin : Bu hakemlerle bu lig zor biter '' ...

11 Şubat 2009 Çarşamba

Westfalen Stadı

















1974 Dünya Kupası için yapılmıştır ...
65 bin kapasitelidir ...
Bundesliga 'nın Operası olarak adlandırılır ...
Borussia Dortmund takımına ev sahipliği yapar ...
Fotoğraf ünlü Kuzey tribünüdür ...
2006 Dünya Kupasında yarı final oynanmıştır ...

Kesin Dönüş ...













Cookie 'leri ülke çapında yenilen ve beğenilen sevgili gurbetçi kardeşimizin vatanımıza kesin dönüş yapmasından ötürü sokaklara dökülen halk çılgınlar gibi eğlendi . Scolari 'yi bakışlarıyla kovdurma özelliği herkesçe bilinen bu arkadaşımıza bundan sonraki bol trafikli İstanbul günlerinde başarılar diliyoruz . Canan Bay LAN !

Torba Suat

























Esnafspor 'un oyuncularından biriydik bizler de . 80 'li yıllarda futbolun mahalle aralarında yıldızlaştığı zamanlarda Bursa' nın küçük bir semtinde yaşardık . Brezilya sevgisiydi amatör sevdAlarımızın rengi sarı ile yeşil . Kimimiz Suat , Kıvırcık , Lango , Mercimek , kimimiz ise fırıncı Hamdi veya elbette antrenör Hacı olurdu . Hedef Amatör Kulüpler Ligi'nde şampiyon olmaktı . Kenar mahallere sıkıştırdığımız aşklarımız vardı bizim ve de mektup taşıyan küçük veletler . Mahallemizin camcısı dua ederdi deplasmana gidelim diye . Otobüs misafirperverliğin simgesi olurdu harap bitap . Bıyıklı kaleciler önemli değildi ya da bu yaşına gelmişsin hala top peşinde koşturuyorsun diyen çok bilmiş babalar . Tek önemli şey vardı : FUTBOL ...

Torba Suat : Niye böyle oldu be abi ? Ben çok sevmiştim be abi . O kadar mektup gönderdim insan bir cevap yazar . Benim günahım ne be abi ?

Hacı : Bak koçum ! Belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı . Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim . Sevgililer ... Heh ! Bizim olanlar ya da olmayanlar ... Hepsi iz bırakır . Bu izler şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor . Hepsi kalır ! Ama inan yeni izler de olacak . Yaşlıları düşün ... Sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler . Ama öyle değil . Heh ! ... Ne kadar acı çekersen çek şunu hiç unutma ; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer ... Ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya , ya da resim olurlar senin gibi ; kazına kazına ...

Torba Suat : Beni çok derin kazıdılar be abi ; ama altından sarı yeşil çıktı ...

İpte Hakem


''İpte hakem nedir ? '' evladım demişti yıllar önce bir büyüğüm . Açıklayamamıştım . İlerleyen yıllarda ipte olmadıklarını basbayağı ........... olduklarını da öğrenmek varmış . Neyse nasıl olsa hepimiz Cem Papila' yız değil mi ! Anafikir aynı konu başka . Hayatımıza yön veren sitelerden biri olan Facebook ‘ta ülke evlatlarının ısrarlı zorlamaları devam ediyor . Daha önce birbirlerine rakı sofrasında her boku ısmarlayan , önüne geleni poke’layan , pokerde masada millete kadın yollayan , olur olmaz arkadaşlık talepleri gönderen , ilkokul arkadaşlarını okullara sürükleyen , en absürt gruplar oluşturtarak iletişim kavramının ebesini sorduran Türk gençliği şimdide futbolun özellikle son zamanlarda en önemli unsuru olan hakemlere zaman ayırmaktalar . Tuhaf tepkilerini grup açarak gösteren arkadaşlarımız arasında aşağıda örneklerden benim favorim Hüseyin Göçek 'in başrol oynaması ile ilgili olan . Bizim tribündeki en ağırı ise şudur : Çoluğundan çocuğundan çıksın inşallah ...

SELÇUK DERELİ : “Selçuk Dereli, senin annen nereli” (2 bin 036 kişi), “Selçuk doğruyu söyle , gerçeği söyle, ne kadar aldın” (434 kişi), Selçuk Dereli Lincoln ’e kurban olsun diyenler (24 kişi) , Selçuk Dereli hakemliği bıraksın diyenler (72 kişi) .

BÜLENT YILDIRIM : “Bülent Yıldırım hakemlik yapacağına istasyonda düdük çalsın diyenler” (128 kişi) , “Bülent Yıldırım maçlara yardımcısız çıksın diyenler” (23 kişi) .

CÜNEYT ÇAKIR : “Cüneyt Çakır Galatasaray’a başkan olsun diyenler” (94 kişi) , “Yılın transferi Cüneyt Çakır diyenler” (30 kişi) , “Cüneyt Çakır hakemliği bıraksın diyenler” (68 kişi) , “İddia ediyorum Cüneyt Çakır Galatasaray’dan prim alıyor diyenler” (21 kişi) , “Cüneyt Çakır bana da kart göster diyenler” (1.049 kişi) , “Cüneyt Çakır hakemliği bıraksın , Türkiye’yi terk etsin diyenler” (67 kişi) , “Cüneyt Çakır Kadıköy ’de maç yönetse hiç düşünmeden sahaya atlarım diyenler” (66 kişi) .

BÜNYAMİN GEZER : “Bünyamin Gezer hakemliği bıraksın , Türk futbolunun yüz karası diyenler” (1.716 kişi) , “ Bünyamin Gezer linç edilsin diyenler” (39 kişi) , “Bünyamin Gezer , formanı giy öyle gel diyenler” (32 kişi) .

FIRAT AYDINUS : “Fırat Aydınus senin gibi hakemin ... diyenler” (472 kişi) , “Fırat Aydınus hakemliği bırakıp mankenliğe başlasın diyenler” (93 kişi) , “Fırat Aydınus hakem ise Ahmet Çakar bikini giysin diyenler” (23 kişi) .

HÜSEYİN GÖÇEK : “Hüseyin Göçek sınır dışı edilsin diyenler” (93 kişi) , “Hüseyin Göçek ‘O. Çocukları’nda başrol oynasın diyenler” (56 kişi) , “Anti Hüseyin Göçek diyenler” (243 kişi) .

KUDDUSİ MÜFTÜOĞLU : “Kuddusi Müftüoğlu şerefsizdirdir’’ , Eskişehirspor’un hakkını yemiştir diyenler” (140 kişi) , “Kuddusi Müftüoğlu artık hakemliği bıraksın diyenler” (41 kişi) .

Futbol Ekranı


20:30 İzmir - Türkiye vs. Fildişi (TRT 1)
22:00 Marsilya - Fransa vs. Arjantin (NTV Spor)
23:00 Sevilla - İspanya vs. İngiltere (TRT 1)

10 Şubat 2009 Salı

Hoşgeldiniz ...



İlk hoşgeldini kuzenim yapsın istedim , bilirsiniz utangaç yapımı !