30 Haziran 2009 Salı

Black Or White ...


23 eylül 1993 tarihinde o da mabedde yer aldı ve İnönü Stadı’nda yaklaşık 50 bin kişiye konser vererek o eşsiz mekanda ruhunu yıkadı ...
Alıntı : Bobiler

Çok Güzel Oldu ...

Turkcell Süper Lig Şampiyonu Beşiktaş ile, Fortis Türkiye Kupası finalisti Fenerbahçe arasında oynanacak Süper Kupa maçının yeri belirlendi . 2 Ağustos'taki final için Almanya Futbol Federasyonu ile uygun yer için anlaşma sağlayamayan Türkiye Futbol Federasyonu , maçın İstanbul'da Olimpiyat Stadı 'nda oynanmasına karar verdi.

29 Haziran 2009 Pazartesi

14

Hatırlayan var mıdır şu eski postu ;

2+2=4 - 1 yanım Beşiktaş ...

Bobo : 13 forma numarası
1+9+0+3 = 13. Şampiyonluk
Şu an 31. Hafta ve lider olduk ...
Kupanın sahibinin belli olacağı gün 13 Mayıs
Şampiyonun belli olacağı gün 31 Mayıs
31 + 31 = 62
13 + 13 = 26
Fenerbahçe 26 senedir kupa alamıyor
Mustafa Denizli : 26. Hafta görüşelim ...
Averaj : 26
Puan : 62
62 : Tavşan (Mustafa Denizli 'nin Şapkası)


***

Şimdi de yenisi ...

Sezon 2009 - 2010 ...
2+0+0+9+2+0+1+0 = 14 (şampiyonluk)
14 = Nihat Kahveci
1+4 = 5 forma numarası ile Gökhan Zan'dan Kurtuluş
Kurtuluş , Serdar ... Nereye gitti = Gazantep
Plakası : 27 , 2X7 = 14 ... yine 14 .
14. şampiyonluk
Yoksa Tello attı şampiyonluk mu geldi :)

Sensiz Geçen Günlerin Ben Lay Lalay Lalay ...


Ne zaman bitti de ne zaman bir sonrakine merhaba dedik ? Anlayamadık mı yaşayamadık mı bilmiyorum . İki kupa gelmiş 19 sene sonra , 19 numaralı futbolcumuz yerine yeni bir sol bek alınmış , Nihat geri dönmüş ... Aman tanrım ... Yine sezon açılışı , futbolcu toplanmaları , tatilde alınan kilolar , bronzlaşmış tenler , yeni transferler , umut aşılayan açıklamalar ve elbette ... Hoşgeldin yeni sezon ... 2009-2010 ... Şampiyoooooooon olacağız Beşiktaşım bu sene diyerek mi açılışı yapalım yoksa başlıktaki gibi mi ? ...

jeter-SUS

Mehmet Topaç ...

Z Harfi İçin Kusura Bakmayın

Dans ...

Artık Ekşi Sözlükteyiz ...


Bu olaydan beni haberdar eden güzel Fenerbahçeli Tevfik Giray Tayyar'a sevgilerle ...

Beşiktaş Kadrosu (Orta Saha)


Fransa'da doğdu Eduardo Cisse
Onikinci hafta Fener'i bi Cisse , Fener'i bi Cisse ooooo ...

Adını duyduğumuzda heyecanlanmıştık gerçeği mi diye ? Sonra baktık değilmiş , Ronaldo'dan sonra ikinci çakma futbolcumuz olmuş diye söylenmiştik . Cisse'yi alıyoruz oğlum babındaki kolpa haberlere inanan bile çıkmıştı . İlk tezahüratı yukarıdaki gibiydi . Ne etliye ne sütlüye derler ya öyleydi Eduardo Cisse . Yanında Delgado'yu Ricardinho ve Tello 'yu gördü çoğu kere . Yumuşak bilekleri ile ligimizin son yıllarda doruğa ulaşan fizik mücadelesine dayanamadı . Kariyerinde hiç şampiyonluk tatmamıştı finali güzel yaptı . Şampiyonlar Ligi finalinde oynamış oyuncu cümlesi en çok duyulanı ve akıllarda kalanı . Sözleşmesi sona erdi ve gitti . Ernst ile güzel ikili oldular ve yıllarca yanına koyduğumuz ilk doğru düzgün adam ile değerini anlamış oldular . Emekleri için teşekkür ediyoruz bol bol . Forzada kara çocuk diyorlar , düşünün o kadar sahiplenmemişiz ki adama kaç senedir oynayan topçumuza nasıl hitap edeceğimizi bile bilmiyoruz . Kara çocukmuş ...

Ernst'in yanına ikinci üstün Alman teknolojisi yerleştirmeyi kafasına koyan Denizli , Tayfur Havutçu'dan aldığı referans ile tek hecelik isimlerle orta sahayı kapatmaya karar verdi anlaşılan . Fink'e hoş geldin demekten başka çaremiz yok . Başın sıkışınca at Fink'e cümlesi geliyor aklıma hep nedense . Bunun dışında bekleyip göreceğiz geyikleri ile aynen devam . Bakalım Ernst ile birlikte güzel bir ikili olabilecekler mi? Her cümle sonunda başka bir soru işareti . Kapalı kutu transferlerden bıkmıyoruz hala . Tello ve Münch dışında isabetli olan yok . Nice Gordon , Higuain , Diatta , Sericler kulüp tarihindeki yerlerini aldılar . Al ismi cismi her bir şeyi bilinen 3-4 sene takımı taşıyacak bir oyuncu değil mi ? Yukarıdaki gibi 4-5 oyuncuya vereceğin 10 milyon dolar maliyet yeter de artar bile ... Neyse orta sahanın son ismi Tello olacak belli . Murat Ceylan alınmayacaksa Serdar Kurtuluş çok güzel bir rotasyona girer diye umut ediyorduk ancak Mustafa Denizli ve Ertuğrul Sağlam'ın kulaklarını çınlatmaktan başka yapacak birşey yok . Koy sağbeke bitir işini . Milli takıma seçildi oynadığı mevkiden ama sen genç oyunculara önem veriyorsun değil mi ? Pöh ... Canım sıkkın bu konuda . Kanatlarda birileri olacaksa Tello ve Holosko olmalı , eğer üçlü oynanacaksa Holosko ileride düşünülmeli . Büyük ihtimal iki Alman bir de Şilili seyredeceğiz forvet ile savunma arasında .

Yusuf Şimşek ve Delgado 'yu orta sahada görmek istemeyen tüm Beşiktaş taraftarı gibi Tello dışında bu mevkide oynayacak birilerine daha ihtiyaç olduğu kesin . Caner Erkin ; genç , Avrupa tecrübesi ve Türk olması sebebiyle en fiyakalı isim olarak görünse de maalesef transferler sona erdi gibi birşey . Stoper ve santrofor dışında düşünülmüyor başka mevkilere transfer . Yine dön dolaş Murat Ceylan diyeceğim ama neyse . Uğur İnceman hiç bir zaman olamadı , olamayacak da . Necip diyeceğim hocamızın tasarrufları aklımda . Sivok kaydırılır öne ancak anca Almanlar yerine . Ekrem'in sıfır yaratıcılığı ile Erkan Zengin'in alınan bonservisi de düşündüren başka soru işaretleri . İlla bir tavşan bulunur yeni çıkarılan şapkalardan nasılsa .

Sonuç itibariyle Beşiktaş takımı ; 4-3-3 oynayacaksa ve orta sahası iki ön liberodan sonrasını Tello'nun sınırlı yaratıcılık özelliğine bırakırsa , ayrıca oynamadığı durumlarda şaşırırsa yaz aylarındaki pişmanlıklarına yanar durur . Tek seçenek Tello , görmek istemediklerimiz ise sıfır defans özelliği olan ve kaleden uzak kalacak olmalarıyla Delgado ve Yusuf Şimşek . İkisini de maçların gidişatına göre oyunda göreceğiz sanırım . Fink'in akar kokar mı olacağı ile Benaoyun dedikodusu gerçek mi , geleceği belirleyecek cevaplar olarak gizleniyorlar . Şampiyonlar Ligi için ise 3 defansif orta saha kullanmak hiç de fena olamz ...

Beşiktaş Kadrosu Kale
Beşiktaş Kadrosu Defans

28 Haziran 2009 Pazar

Demirören ve Kızıl'ın İsmail Pazarlığı ...

Yıldırım Demirören : Alo Beşiktaş başkanı konuşuyor merhaba ...
İbrahim Kızıl : Merhaba başkanım . Sakin olun canlı yayında değiliz .
Yıldırım Demirören : Sevgili Kızıl Maskem ... pardon Kızıl Başkanım ; sizden İsmail , Tabata ve Murat Ceylan'ı bir de iki kilo baklavayla bir avuç şamfıstığı istiyorum .
İbrahim Kızıl : Demirören başkanım biz futbolcu satmak istemiyoruz , almak istiyoruz . Hatta Serdar Kurtuluş'u verseniz ne güzel olur be .
Yıldırım Demirören : Verdim gitti ulan (ulan yine dedim ulan ) .
Erdoğan Demirören : Oğlum ağzına biber sürüceğim artık ama ...
Yıldırım Demirören : Babaaa ... Babacığım ...
İbrahim Kızıl : Erdoğan Bey siz benim babam gibisiniz , 6,5 milyona verseniz size baba diyebilirim ?
Erdoğan Demirören : Elbette evladım ...
İbrahim Kızıl : Babaaaa ... Babacığım ...
Yıldırım Demirören : Çeribaşı Lucescu'dan sonra İsmail Köybaşı çok güzel olacak . Bir de halaybaşı alsak .
İbrahim Kızıl : Zapo ile Batuhan'ı da verirseniz eli beyaz mendilli halaybaşı da ayarlarız başkanım . Hatta onbaşı , yüzbaşı veya binbaşı . Yeterki genç olsun , para olsun , Ayhan Akman gibi olsun ...
Yıldırım Demirören : Herkese nasip olmaz Beşiktaşlılık lafını taktım kafaya Kızılım .
İbrahim Kızıl : Başkanım bunu şapka yapıp taksanız .
Yıldırım Demirören : Ne güzel fikir !
İbrahim Kızıl : İnönü Stadı'nı verin bende daha ne fikirler var başkanım .
Yıldırım Demirören : Vuvuzela var mı sizde ?
İbrahim Kızıl : Yok ama İsmail'i verdim gitti . Yılın transferi oldu C.Ronaldo ile birlikte . Beto var ayrıca bizde . Forma reklamı yaparsınız ; Beto bir dünya markası .
Yıldırım Demirören : Çocuklarımın parasını harcamaya bayılıyorum ama bu olmaz .
İbrahim Kızıl : Başkanım Murat Ceylan ve Tabata ne olacak ?
Yıldırım Demirören : Henüz Paf takımından süper yetenek çıkmadı . Genç adam bulduk mu onları da alırız nasıl olsa .
İsmail Er : Flaş flaş flaş ... Messi Beşiktaş'a seve seve gelirim dedi .
İbrahim Üzülmez : Messi'den eksiğim yok fazlam var .
Yıldırım Demirören : Susun lan (lan dedim gene lan) . Leventciğim küçük Kızıl nasıl ?
İbrahim Kızıl : Öho .... Başkanım ayıp oluyor ama .
Yıldırım Demirören : Neyse ben şimdi kapatıyorum ...
İbrahim Kızıl : Kamil Ocak 'ın üstünü kapatsanız ?
Yıldırım Demirören : Hadi daha Nihat 'ı arayıp kaptanlık vereceğim . Yöneticileri arayıp biraz fırça kayacağım . Ardından da Fenerbahçe'ye nasıl daha çok benzerim onu araştıracağım .
İbrahim Kızıl : Sizin işiniz de zor be başkanım . Kolay gelsin ...
Yıldırım Demirören : Sağol Kızılım . Küçük Kızıl'a selamlar ...
İbrahim Kızıl : Tövbe tövbe ...

Boğazda Düğün ...


Dün akşam itibariyle son barikatlardan birinin daha yıkılmasına şahit olmak üzere yukarıdaki yerde hazır bulunduk . Evet diye bağırılarak girilen evlilik kurumundaki imza sanırım ömürboyu + opsiyonlu çok yıl olarak atıldı . Eşsiz boğaz manzarası kadar çok sevdiğim iki arkadaşıma mutluluklar dilemek dışında benim aklıma takılan bazı şeyler oldu . Özellikle Yeniköy , İstinye veya Bebek civarından geçerken yanındakine dönüp ''Ulan burada bir evim olsun başka ne isterim'' ya da ''Zamanında buradan bir ev alsak şimdi torunlar bile kurtulmuştu lan'' geyiği yapmayan bir Türk evladı var mıdır acaba ? Bence yoktur . İmrenilen manzara ve kıyı şeridinin güzelliği dünya çapında meşhur . Haliyle insan buraya ait olmak istiyor tabi . Bunun dışında gelinin çiçeğini tek hamlede kapıp ne hikmetse anında arkaya fırlatan ve başı örtülü bir ablamızın kafasını tutturan sevgili arkadaşım Tolga Afacan 'ı buradan eshefle kınadığımı belirtir ve sen gelin misin lan neden sen de attın çiçeği sorusuna da eklemek isterim . Mutluluklar ...

Beşiktaşlı Olunmaz ...


Fenerbahçe , Fenerbahçe olduğu için büyüktür . Beşiktaş , Beşiktaş olduğu için . Birbirleri ile yarışırlar , kapışırlar ve rekabet ederler . Ancak bunu futbolcular yapar yöneticiler değil . Camiaları simgeleyen kişilerin ki bahsettiğim özellikle başkan statüsünde olanlardır ; asla taraftar gibi davranmaya , ağızlarına gelen herşeyi söylemeye ve milyonlarla ifade edebileceğimiz taraftarı utandırmaya hakkı yoktur . Hastalık derecesinde davranarak bir başka camiaya benzemeye çalışmak ve bu yönde adım atmak , hatta rakibinin hayal ürünü söylemlerine gereksiz cevabını ürün olarak tüketiciye sunmak nasıl bir kafanın ürünüdür anlamış değilim . Bu şapkayı takacak kafaların , böyle bir şapkayı düşünmüş ve üretmiş kafalardan bir farkı olmadığını anlayan birileri mutlaka çıkacaktır . Bu tür promosyonlu mesajlar tüketilmediği takdirde kendi taraftarına yabancı başkan ve yöneticiler umarım içinden çıktıkları olguyu hatırlayacaklardır diye umuyorum . Fenerbahçe 'nin ayak izinden gidenlerin tarihimizde asla iz bırakamayacaklarını ve Beşiktaş'ın ne demek olduğunu bir an evel idrak etmeleri gerektiğini de düşünmeden edemiyorum . Yoksa yakında Beşiktaşlı olunmaz Beşiktaşlı olunur cümlesinden sonrasını da yeni çıkarılan tişrtlerde görebiliriz .

26 Haziran 2009 Cuma

Yıkmak Çok Kolay ...

Balıkesir


Bilyoner internet sitesinin yurt çapında yaptığı araştırmaya göre ; Beşiktaş'ın en çok taraftar sayısı bakımından diğer rakiplerini geçerek kazandığı , ilk ve tek şehir Balıkesir olarak açıklanmış . Hiç bir ilde Fenerbahçe ve Galatasaray 'ın önüne geçemeyen hatta bazı şehrine sahip çıkan yerlerde (Trabzon , Eskişehir , Sivas , Diyarbakır vs.) o ili temsil eden takımın bile gerisinde kalan Beşiktaş taraftarı Balıkesir'de zirveye çıkmayı başarmış . Oran %25 , ne güzel . Ayvalık başta olmak üzere tüm şehre ve şehrin güzel insanlarına sevgilerle ...

Maykıl Ceksın ...

Bu sabah hayatımın bir parçası daha yok oldu ...
Çocukluğumun SİYAH , gençliğimin BEYAZ efsanesi ...
Thriller , Beat It ve Billie Jean ...
Ağabeyi ve ablası olanlar beni daha iyi anlıyorlar şu an ...
Dünyadaki en güzel şarkı başlangıcıdır ; Billie Jean ...
Biz beyaz çorap giysek kıro derler , hiç çıkarmadı onları bu aymaz :)
Kliplerini film yönetmenlerine yaptıran adam ...
Liberian Girl , Smooth Criminal ve Who Is It ...
- Burada ne dediğini bir anlasam ...
- Who Is It diyor ...
- Hadi ya ...
Blue Jean yapıştırmalarım artık öksüz kaldı ...
Moonwalk yapıyordur şu an meleklerle birlikte ...
- Maykıl da gitti be koçum başımız saolsun (Biraz önce cep telefonuma düşen mesaj)
You Rock My World ile ölmediğini gösterdi bence ...
Popun kralı ve idolü ama ölü :(
Bad , The Way You Make Me Feel ve Dirty Diana ...
Maykıl Ceksın öle ceksın dedik yıllarca be ...
Thriller'in klibini sehpa , komidin , masa ve sandalye takımıyla birlikte yüzlerce kez çekmiş biriyim ben ...

Buraya birşeyler yazmam gerektiğini anladığım an Black or White şarkısı geldi aklıma hemen . Siyah - Beyaz & Ölüm - Yaşam ... Ayrıca klip sonundaki melez kızın kamera aşağıya inmeden giydiği şeyin straplez olduğunu anlasak da anlamasak da ...
İnönü konseri ve Ahmet San diyorum , anlayan anladı ...
O şimdi Neverland'de ...

- Kimleri dinliyorsun ?
- Michael Jackson , Madonna , A-ha vs ...
Ağabeyimin dans kralı olduğu yarışma vardı eskiden . Moonwalk yapıp büyülemişti herkesi . Şimdi ise daha dün ikinci kızı dünyaya geldi . Tüm çocukluğuna damga vuran adam gidiyor , yeni bir çocuğu dünyaya geliyor . Hayat ne garip !
Maykıl yana kaykıl ...
Remember the Time , Dangerous , Heal the World ve Jam ...
Gittikçe beyazlaması üzerine ne konuşulursa konuşulsun , hastalığı vardı ve de siyah bir çocukken başına gelenleri tahmin ediyoruz . Mtv 'nin klip olarak ilk gösterdiği zenci adam desem size ...
- Elvis'in kızını aldı lan ...
- Doğacak çocuğu düşün sen ...
Başımız sağolsun gitti maykıl yandan kaykıldık ... (Biraz önce telefonuma düşen ikinci mesaj)
Çok naifti be ...

- Abi müzikal yapalım mı ?
- Ne müzikali lan ?
- Sene sonu herkes bir tiyatro , etkinlik veya gösteri yapıyor ... Biz de Michael Jackson'un We Are The World şarkısını yapalım . Böyle elele falan tutuşsak diyorum final sahnesinde ...
- İbino musun lan sen ... (Lise zamanı)
Acaba Heal The World olmasın o şarkı tam hatırlayamadım be ...

heal the world
make it a better place
for you and for me and the entire human race ...
50 yaşında erken öldü diyene , 35 yaşına kadar önümüzdeki yüzyıllara damga vuruyordu demek isterim ...
Lan ne oluyor yaşlanıyor muyum ne ? Michael Jackson bile öldü be ... Rıdvan Şimşek 'i aldığımızı duyunca isim babası aklıma geldi . Sonra da yaşım , başım , saçlarım ... Yakında Feyyaz veya Sergen isimli futbolcular gördüğümde daha da üzüleceğim ve senelerin hızla geçtiğine şahit olacağım . Bu arada Rıdvan Şimşek ile Michael Jackson 'ı aynı cümlede ilk kullanan insan olarak şu an tarihe geçtim ...

- Sabahtan gördüm seni çok BEYAZ geldin bana ...
Müslüman oldu demişlerdi ne oldu o mesele ?
Küçükken ne şehir efsaneleri duyardık , sanki görmüşüz gibi de paylaşırdık . Yok bunun bir evi varmış kendini donduracakmış otuz sene sonra tekrar çözülecekmiş , yok bir makinası varmış oraya bir girip 10 sene gençleşiyormuş ... muş muş da muş muş .. Yok doğma büyüme Muşluymuş !
Black or White , Scream ve They Don't Care About Us ...
Siz kimle konuştuğunuzu zannediyorsunuz , Moonwalker bilgisayar oyununu bilirim ben ... Sega mı neydi o alet ? Hatta bir de filmi vardı kısacık ...
Tan gazetesi Sakallı bebeği de yalanlarsa çocukluğumun masumiyetine inanamayacağım ...
Bildiğim kadarıyla rekor kıran Thriller albümünün satışına yaklaşan dahi yok , klip olarak hala gelmiş geçmiş en iyi klip olarak biliniyor ve hatta şu andaki şarkıcılar o kilpten bir sürü kareografi , figüran , hareket ve dekor kullanıyorlar diye görüyorum .
Guiness'e girdiği kadar evine girmemiştir bu adam ...
George Micheal kim lan Michael Jackson varken !

Ecibici vockey diyen binlerce kişi tanıyorum ben ...
Eminim bizim tribünden Michael Jackson ve Black or White üzerine bir pankart açılırdı sezon devam ediyor olsaydı .
Yaşı 30 olan herkesin içi biraz buruk bu sabah ...
Şimdi ağabeyimle konuştum da artık kafa üzerinde dönmeyeceğim dedi ...
Gitgide azalıyor çocukluk kahramanlarım ve bu benim canımı sıkıyor ... Esasında herşey Barış Manço'nun ölümüyle başladı ve bir daha hiçbirşey asla eskisi gibi olmadı ...

25 Haziran 2009 Perşembe

Üzgünüm Sevgilim Anlaşamadık ...

BoboOoOoOo ...

BuRaSı TüRkİyE

* İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un bulunduğu süper (!) ligde İstanbul Büyükşehir belediyesinde maaşlı olarak çalışan MHK üyesi Osman Avcı ...
* Sözleşme fesih hakkına 10 milyon euro verilen Türk oyuncular ...
* Birbirleriyle dalga geçecek kadar yakın ilişkileri olan kravatlı beyefendilerin ağızlarından çıkacak sözlerini tartamaması sonucu taraftarlar arasında çıkan olayları garipsemeleri ...
* Basketbol Federasyonu başkanının şampiyonluk maçını seyredip şampiyon olan takımın kupasını vermeden salondan ayrılması ve ertesi gün şampiyon olan takımın koçunu olayların çıkış sebebi olarak kamuoyuna sunması ...
* Çalışanlarının SSK prim tutarlarını ödemekten aciz insanların kulüp yönetiminde yer almaları ...
* Ramazan ayının 20 Ağstos'a denk gelmesiyle hem oruç tutacak hem de sıcaktan bunalacak fubolcuların cenazesini görmek isteyen yöneticiler ve yönetimler ...
* ''Herşeyi başkan hallediyor , benim haberim yok . Ben ne derlerse onu yapmaya çalışıyorum'' diyerek ne olduğunu ortaya koyanlar ...
* Ezeli rakibinden ve sonradan görme etkinliklere imza atmayı planlayan , gösteriş ve artistlik budalası hareketlerle Beşiktaşlılık duruşu nedir bilmeyenler ...
* Her tarafa ''Doğru Transfer - Doğru Haber'' reklamı verenlerin neredeyse Obama Fener'de olacak manşetleri ...
* Yazılı basında şu ana kadar Beşiktaş'a geldikleri yazılıp gelmeyen futbolcuların sayısı : 100 (Yüz) ...

Arda Turan & Aziz Yıldırım


Düşündüğüm şeylerin başka insanda , fikirde veya blogda vücut bulmasına hayatım boyunca sinir olmuşumdur . Farz-ı misal pennearabiata 'nın yaptığı gibi . Hayali diyaloglarımı hazırlamışım bekliyorum , sabah açınca bilgisayarı karşımda bunu görüyorum . Allah allah ... Ali Ağabey'den müsaade alıp son günlerin en çok konuşulan transfer dedikodusu ile ilgili birşeyler karalayayım bari . Kahramanlarımız Arda Turan ile Aziz Yıldırım . Buyurun bakalım olmuş mu ...

Telefon : Dııııııt ...
Arda Turan : Alo ?
Aziz Yıldırım : Avda Tuvan mı ?
Arda Turan : Hayır yanlış numara ...

1 dakika sonra ...

Aziz Yıldırım : Alooooo Avdaaa ...
Arda Turan : Buyurun , kimsiniz ?
Aziz Yıldırım : Ben Aziz Başkanım evladım neden kapatıyovsun telefonu suvatıma ?
Arda Turan : Tanıyamadım başkanım kusuruma bakmayın ...
Aziz Yıldırım : Avda evladım , Adnan'dan yavım saat izin aldım seninle konuşmak için ...
Arda Turan : Aybaba 'mı ?
Aziz Yıldırım : Yok Polat . Seni bu sene kadvomuzda gövmek istiyoruz , sana açıkçası givdivmek istiyovuz Avdacığım ... Yani fovmayı ...
Arda Turan : Sağolun başkanım ama beni alacak para yok dünyada ...
Aziz Yıldırım : Çek kessek ?
Arda Turan : Olmaz ...
Aziz Yıldırım : Avaya ülkücü soksak ?
Arda Turan : Ben Galatasaray'da mutluyum başkanım .
Mutlu Topçu : Ben de Ertuğrul'un yardımcısıyım ...
Aziz Yıldırım : Sen kimsin evladım , Adana(lı) çık avadan ...
Oktay Kaynarca : Peki başkanım (raconlu) .
Aziz Yıldırım : Şapkayı vevsem sana bir taksan şöyle 100 metve gidip gelsen ?
Arda Turan : Ne şapkası ?
Aziz Yıldırım : Mustafa Denizli'nin şapkası ... 1-2 güne kadav hevkes Deniz Fenev'inden hapse givecek şapkası be oğlum ...
Arda Turan : Ne diyorsunuz başkanım ?
Aziz Yıldırım : Oğlum ben ne dediğimi biliyov muyum ? Bi bok yedik 3 sene üstüste şampiyon olacağız demiş bulunduk , hevkese saldıvıyovum . En son bizim mahalledeki bakkalın çıvağına teklif götüvünce hanım da beni biv doktova götüvdü . Çiş molası vevdim hastanedeyim , kontövlüden avıyovum seni . Bak süve doluyor gel bize ...
Memet Topuz : Geldim ya başkanım ... Öpeyim mi bir daha formayı ?
Aziz Yıldırım : Sen değil lan , su içinde bıraktın zaten fovmayı , vevdiğimiz şapkayı da genişletmişsin koca kafalı ... Allahtan Huvmacı'yı aldık da ....
Süleyman Hurma : Buyurun başkanım , paranıza .... pardon emrinize amadeyim ...
Aziz Yıldırım : Hayda ... Lan bi susun . Avdaaa ...
Acun Ilıcalı : Avda değilim firardayım .
Arda Turan : Başkanım burası çok kalabalık oldu kapatmak zorundayım daha kızlarla buluşmaya gideceğim ,sevimliyim ya hani . Bir de espri yapıp kapatayayım bari ; Ardaaaaa ve top Ağlardaaaaa ...
Aziz Yıldırım : Duv gitme Avdaaaa ... Unutma biz seni KOCAMAN bekliyoruz . Alacağız seni başka çavesi yok . O zaman hangi EL ÜSTÜN göreceğiz . Hem Rijkaard ile de görüştü bizim ülkücülev onu da alıyovuz . Tarlabaşı genel sekvetevi yapacağız , tipten kuvtavıyov ...
Mehmet Topuz : Anadolu çocuğu olarak diyorumki 50 milyon dolar da verseler iki lafı bir araya getiremem . Ben Fenerbahçeliyim , Fenerbahçe'de oynamak istiyorum ve Fenerbahçe forması giyeceğim . Mucuks ... Ohhh ...
Aziz Yıldırım : Nihaaaat ...
Nihat Kahveci : Beşktaş ile anlaştım başkanım ...
Aziz Yıldırım : Sen değil lan , Özdemiv ...
Nihat Özdemir : Efendi(M) başkanım ?
Aziz Yıldırım : Menejevlevle ilgili açıklama yapacağım topla kamevalavı , dağıt bunlavı , Avda'yı al Alex'e pas falan vevsin , Kulüplev Bivliği toplantısında havuza givelim , havuzda toplanan pavalavı Leyla 'ya basalım ... aljaıekdmaprlkfkdfksalkfljafklf ...
Arda Turan : Adamın aklı gitti ...
Aziz Yıldırım : Biv gün hevkes Devlet Bahçeli olacaaaaaaaaaaaaakkk ...
Mehmet Topuz : Sülalem ve elalem de Fenerli benim ...
Arda Turan : Ben daha fazla burada duramam Avrupa'ya gidiyorum ...
Adnan Polat : Abartma lan dur durduğun yerde ...
Sabri Sarıoğlu : Üçlü çektireceğiz abi daha senle ...
Aziz Yıldırım : Lan ne malzeme vevdik be ...

Gönlümün Sesi # İlk 11

******************** Rüştü **********************
Papa Gueye *** Sivok *** Toraman *** Köybaşı
************ Fink ******* Ernst *************
***** Tello ********************* Rosicky *****
*********** Batuhan **** Nihat ************

RunTurkey


05 TEMMUZ PAZAR 19.00 - 22.00 CADDEBOSTAN SAHİL YOLU

PROGRAM
19.00 BULUŞMA VE ISINMA
20.00 KOŞU BAŞLANGICI
20.30 KOŞU SONU
20.30 YİYECEK VE İÇECEK MOLASI
21.00 VIRGIN RADIO DJ PERFORMANSI VE SÜRPRİZ HEDİYELER
ULAŞIM
BEYOĞLU BÖLGESİ İÇİN

SAAT 17.30 VE 18.00'DE TAKSİM MEYDANI'NDAN HAREKET EDECEK SERVİS OTOBÜSÜYLE CADDEBOSTAN'A ULAŞILACAKTIR. BAKIRKÖY BÖLGESİ İÇİN

SAAT 17.30'DA BAKIRKÖY İSKELESİ ÖNÜNDEN HAREKET EDECEK SERVİS OTOBÜSÜYLE CADDEBOSTAN'A ULAŞILACAKTIR. ASYA YAKASI İÇİN

ULAŞIM KATILIMCILAR TARAFINDAN SAĞLANACAKTIR.

ORGANİZASYON BİTİMİNDE SERVİS OTOBÜSLERİ İLE AYNI NOKTALARA GERİ TRANSFER SAĞLANACAKTIR.

DETAYLI BİLGİ VE KAYIT İÇİN : www.runturkey.com

TELEFON : 0800 211 71 36

Hoşgeldin Kaptan ...

ÖZEL RÖPORTAJ - Rıdvan ŞİMŞEK

Karşıyaka zamanı yapılan bir röportajdan ...

Rıdvan ŞİMŞEK ... Adını "Şeytan Rıdvan"dan esinlenen amcası koymuş. Bu günlere yokluk içinde gelmiş. Yeteneği ve becerisi sayesinde A Takım merdivenlerini birer ikişer atlayarak çıkmış. Efendiliği gözlerinden okunuyor. Dilinden dökülen her bir kelimede, küçüklüğünü bildiğini ve karşısındakine duyduğu saygıyı hissediyorsunuz. Her maç sonrası taraftardan sonra tribünlerdeki annesine, babasına koşacak kadar düşkün ailesine. Karşıyaka ve Reha Kapsal sayesinde sanki yeniden doğmuş Rıdvan.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Rıdvan Kaç yaşındasın?

Rıdvan ŞİMŞEK: 17 Yaşındayım. Erzurum kökenli bir ailenin çocuğuyum. 17 Ocak 1991 yılında İzmir’ de doğdum.

Yeşil Kırmızı Ekibi:Futbola nasıl başladın?

Rıdvan ŞİMŞEK: 12 yaşında Karşıyaka Futbol Okuluna başladım. 1 buçuk 2 ay içerisinde yıldız takıma yükseldim. 1 sezon yıldız takımda oynadıktan sonra, (B) Genç takımını direk atlayarak (A) Genç takımına çıktım. B Genç’ in önemli maçlarında beni (B) Genç'te oynatıyorlardı. 1 yıl sonra da, bu sezon başında da direk (A) Takım'da antrenmanlara başladım.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Futbol okulu için 12 yaş biraz geç değil mi?

Rıdvan ŞİMŞEK: Geçim sıkıntısı çekiyorduk. Maçlarda top toplayıcılığı yapardım. Maçlardan 3 saat önce giderdim stadyuma. Yaşım geçiyordu. Çevremden futbol okuluna yazılmam için çok baskı olmasına rağmen maddi sıkıntılar nedeni ile bir türlü yazılamıyordum. Futbol okullarına yaşımın dolduğu sene kayıt oldum. Bir sene sonra başvursaydım kayıt olamayacaktım.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Yani geçtiğimiz 1-2 sene içerisinde biz maç izlerken sen de kenarda top topluyordun. Peki maçları sahanın kenarından izlerken kimleri beğeniyordun?

Rıdvan ŞİMŞEK: Serkan Bekiroğlu ve Sezer Badur’ u çok beğenirdim.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Maçları takip eder miydin? Hiç deplasmana gittin mi ?

Rıdvan ŞİMŞEK: Geçen sezon taraftar olarak, taraftar otobüsü ile Eskişehir deplasmanına gittim. 12 de otobüs kalkacak dediler saat 3'e kadar o soğukta otobüs bekledik. Yolda gırgır, şamata, nereye geldim ben dedim. O gece gram uyku uyumadım. Maç başladı, ayakta uyumaktan maçı izleyemedim. Maçtan sonra taraftar otobüsüne binmeyerek Eskişehir'de oturan ağabeyimin yanına gittim ve İzmir'e 3 gün sonra döndüm.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Futbolda öncelikli hedefin nedir?

Rıdvan ŞİMŞEK: Öncelikli hedefim Genç Milli Takım. Sonra Süper Lig'de Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi bir takıma ilk onbir başlayacak şekilde transfer olmak istiyorum. Bu yaşım ve bu tecrübem ile o takımlara gitsem ya PAF takımlarla idmana çıkacağım ya da onların malı olarak küçük kulüplere kiralık olarak gönderileceğim. O yüzden ilk onbir başlayabileceğim bir seviyeye gelene kadar hiç br yere gitmek istemiyorum.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Peki milli takım için ne durumdasın?

Rıdvan ŞİMŞEK: Milli takımın U19 Teknik Direktörü eski Trabzonsporlu Soner Hoca Samsunspor maçında beni izlemeye geldi. Ancak o maçta oynamadım. Kasımpaşa maçında İstanbul'da beni izlediler. Antalya’ daki Danimarka ile hazırlık maçı için sanıyorum beni kadroya çağıracaklar.

Not: Röportaj yapıldıktan bir kaç gün sonra Rıdvan'ın U19 kadrosuna çağırıldı.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Sezon başında Gençlerbirliği ile sözleşme imzaladın diye duyumlarımız olmuştu. Biraz anlatırmısın?

Rıdvan ŞİMŞEK: İzmir şampiyonu olarak Balıkesir' de ki şampiyonaya katılma hakkı kazandık. Oradaki rakiplerimiz Beşiktaş ve Sakaryaspor'du. Gençlerbirliği’nin kaptanı şampiyonayı izlemek üzere Balıkesir’ e gelmişti. Oynadığım maçlarda beni çok beğenmiş ve Ankara’ ya döndükten sonra anlatmış. Bizi aradılar. Menajerim beni ve babamı alarak Ankara’ya götürdü. Ankara’ da bize bir sözleşme imzalattılar ve 2.500 YTL cebimize para koydular. 17 yaşındayım. İlk defa sözleşme görmüşüm ve ne olduğunu bilmiyorum. Babam zaten futboldan anlamaz. Resmen kandırdılar bizi. Reha hocam duymuş. Geldi aldı beni karşısına, konuştu benimle. Orada sana sağladıkları imkanları sağlayacağım sana dedi. Reha hocamın dediklerini harfiyen dinledim. Zaten oraya gittiğimde muhtemelen Paf takımda oynayacaktım.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Seni Reha hocamıza borçluyuz demek ki?

Rıdvan ŞİMŞEK: Reha hocamın üzerimde çok büyük emeği var. Biz gençlerle çok ilgileniyor. Bana verdiği bu şansı umarım iyi değerlendiririm. Bunun için elimden gelen her şeyi yapıyorum.

Yeşil Kırmızı Ekibi: İlk maçın hangisiydi ve ne hissettin?

Rıdvan ŞİMŞEK: Hazırlık maçları ve TSYD kupası maçında oynamıştım. Hele Altay maçında İstiklal Marşı okunurken dizlerim titriyor, heyecandan ayağımdan terler, sular dökülüyordu. Oynadığım ilk lig maçı ise deplasmanda oynadığımız Kasımpaşa maçı idi.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Takımda ki diğer Futbolcularla aran nasıl?

Rıdvan ŞİMŞEK: Takımın en küçüğü olduğum için herkes beni seviyor. Bende onlara saygı duyuyorum. Timuçin, Can, Ramazan ve ben dördümüz bir odada kalıyoruz. Tek dört kişilik oda da bizimkisi. Tesislerde kaldığımızda neredeyse 24 saat çay taşıyorum. (Gülüyor) Sadece kendi mevkiim ile ilgili değil hepsinden bir şeyler kazanıp üst üste koyup kendimi geliştirmek istiyorum.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Tesislerde neden kalmıyorsun?

Rıdvan ŞİMŞEK: Anneme çok değer veriyorum. 17 yaşındayım ama yokluk yüzünden hayatta görmediğim, geçirmediğim kalmadı. Mümkün olduğu kadar annemle vakit geçirmeye çalışıyorum. Oyüzden tesislerde kamp harici kalamıyorum.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Takımımızın gidişatını nasıl buluyorsun?

Rıdvan ŞİMŞEK:5 hafta sonra ilk defa galip geldik. Bu galibiyetleri devam ettirmek istiyoruz. Başarılı olmak istiyorsak zaten bu galibiyetlerin devamı gelmeli. Atilla ağabey başta olmak üzere bütün ağabeylerimiz odaları teker teker gezerek bizi motive ediyorlar. Başarı için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Rıdvan sana neden “Keçi” diyorlar?

Rıdvan ŞİMŞEK: Timuçin ağabey ile aynı odada kalıyoruz. Bir gün bir konuşma sırasında ağzımdan bir “Keçi” kelimesi çıktı. Timuçin ağabey duydu bunu. Ondan sonra bana “Keçi” demeye başladı, adım “Keçi” kaldı. Takım arasında yayıldı sonra “Keçi” aşağıya, “Keçi” yukarıya.

Yeşil Kırmızı Ekibi:Sitemizde ki “Haftanın Yıldızı” Köşesinde iki kez üst üste “Haftanın Yıldızı” seçildin. Ne diyeceksin bu konuda?

Rıdvan ŞİMŞEK: Her gün girip, sitenizi takip ediyorum. Yazılan bütün yorumları teker teker okuyorum. Beni haftanın yıldızı seçen ve tribünlerde bizi destekleyen arkadaşlara, ağabeylerime çok teşekkür ederim. Futbolcu olduğumu ve bir yerlere geldiğimi yavaş yavaş anlıyorum. Elimden geleni yapıp, bana gösterilen bu sevgiye layık olmaya çalışacağım.

Yeşil Kırmızı Ekibi:Takımda oldukça yenisin biliyoruz fakat yinede bize anlatabileceğin bir anın mutlaka vardır.

Rıdvan ŞİMŞEK: (Başlıyor gülmeye) Isparta Davras kampındayız. Antrenmandan çıktık. Asansöre binip odalarımıza çıkacağız. Öğle sıcağı ve antrenmandan çıktığımız için hepimiz kan ter içindeyiz. Önce ben bindim asansöre sonra Reha hocam ve diğer hocalarımız, Cihan agabey falan derken 8 kişilik asansöre 10 kişi binmişiz. Asansör kalktı hareket etti ve tam birinci kata gelmeden durdu. Asansörde kalmıştık. Hepimiz bembeyaz olduk. Asansörün aynası bile içeride ki nemden buhar olmuştu. Cihan ağabey bir başladı bize bağırmaya. Hem bağırıyor hem de soyunuyor. Bir yandan da niye biniyorsunuz asansöre diye söyleniyor. Oysa ki asansöre ilk ben binmiştim, diğerlire sonradan gelmişti. Aşağıdan bir yerden hava geliyordu Cihan ağabey eğildi yere ve oradan hava almaya çalışıyordu. Bir süre sonra bizi asansörden görevliler çıkardı. O günden sonra 8 kişilik asansöre 2'şer kişi binmeye başladık. Ne zaman asansörde ki o halimiz aklıma gelse gülmeye başlarım.

Yeşil Kırmızı Ekibi: Son olarak taraftarlara iletmek istediğin bir şey var mı?

Rıdvan ŞİMŞEK: Taraftarımız bizi yalnız bırakmasın. Bizim için çok önemliler. Çok genç bir takımız. Bazı zamanlar istemesekte kötü oynayabiliyoruz. Bize zaman versinler, onların desteğine ihtiyacımız var. Onları arkamızda hissetmeliyiz. Puan kaybettiğimiz zaman biz de çok üzülüyoruz, biz de kahroluyoruz. İdmanda yüzümüz gülmüyor. Ağzımızı bıçak açmıyor. Ama zor bir maçtan iyi oynayıp da puanla döndüğümüz zaman idmanlarımız çok neşeli geçiyor. Bana inanan bana güvenen herkese çok teşekkür ederim.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Kazım Koyuncu (1971-2005)

"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

Allahıma Şükürler Olsun ...

Taraftar transfer istiyordu ...
Taraftar sağ bek istiyordu ...
Taraftar sol bek istiyordu ...
Taraftar genç futbolcu istiyordu ...
Taraftar İsmail Köybaşı'nı istiyordu ...
***
Bu isteklerin hepsi birden bir gecede oldu .
Rıdvan Şimşek ve İsmail Köybaşı bir gecede Kartal oldu .
Yaşları 20 olmayan iki genç oyuncuyla anlaşıldı .
Bir gözüm Megan Fox'a kayıyor televizyonda ...
Bir yandan spor sitelerini kovalıyorum ...
Ben artık mutluyum ...
İsmail Köybaşı'nı az çok bilirsiniz de ...
Diğeri kim diyenler için ....

Rıdvan Şimşek
Rıdvan’ın çok bilindik bir hikâyesi var aslında ...
1991’de İzmir’de doğmuş ;
futbol aşığı babası, ona dönemin efsane forveti
“Rıdvan Dilmen”in ismini vermiş .
Çocukluğu yokluklar içinde geçmiş,
12 yaşına kadar imkânsızlıklar sebebiyle
futbol okuluna gitme şansı bulamamış.
Nihayet 2003’te Karşıyaka Futbol Okulu’nun
kapısından dizleri titreyerek içeri girdiğinde
o “bilindik hikâye”, “sıra dışı bir hikaye”ye
dönüşmeye başlamış ...
Yalnızca 2 ay yaşıtları ile okulda oynadıktan
sonra yıldız takımına terfi ettirilmiş.
1 sezonu orada geçirip,
“B Genç” seviyesini atlayıp
“A Genç” kadrosuna katılmış.
2008-09 sezonu başındaysa Reha Kapsal
onu A takıma çıkartmış.
Sadece 17 yaşında Bank Asya 1. Lig’in
şampiyonluk yarışçısı Karşıyaka’da da
kendini kabul ettirmesi uzun sürmemiş.
Eylül ayında Kasımpaşa maçında formayı bir kapmış,
sezon sonuna kadar da bir daha çıkarmamış...
Karşıyaka A takımında ilk kez forma giydiği
günden yalnızca 2 ay sonra U19 milli takımına seçildi Rıdvan...
Son 7 ayda U18 ve U19 takımlarıyla tam 10 ulusal maça çıktı.
U19 milli takımının kritik Avrupa Şampiyonası
eleme maçlarında Galatasaraylı Serkan Kurtuluş’la
beraber sağ tarafı koridor yaptılar,
6 maçın 6’sını da galip kapattılar.
Rıdvan, sağ bekte görev almasına rağmen
hücuma hızlı çıkışları ile de dikkat çeken bir genç.
İsmini aldığı ağabeyi gibi çabuk hareket ediyor,
hızlı düşünüyor. Yine onun gibi saha içinde de
saha dışında da sakin, centilmen ve yaşından olgun duruyor.
Sezon ortası ile sezon sonu arasında
kat ettiği mesafeye bakılırsa,
gelişmeye de açık bir yapısı var.
Birkaç sezon daha Karşıyaka’da kalır mı,
yoksa Süper Lig’in yolunu tutar mı
bilmem ama seçeceği takım ilk 11’de
oynayabileceği bir ekip olursa,
Türk futbolunun kronik bek problemine
ilaç olma potansiyeline sahip gözüküyor.

Uğur Meleke

Kısa ... Kısa ...

- Cihangir'de bir parkımız var manzarasına dadandığımız . Tüm Karaköy , Eminönü , Sirkeci ve Tophane ayaklarımızın altında . Çekirdeğimizi , biramızı , bademli magnumumuzu alıp banklara oturmuşluğumuz da vardır son zamanlarda yaptığımız gibi minik bir otoparkın iki-üç kanepeli sığınağında çay içmişliğimiz de . Her gidişimizde karşımızda kocaman bir gemi olur İstanbul'u ziyaret etmiş olanlardan hani . Turistlerin emeklilik ikramiyesi ile kiraladığı süper lüks yüzer villa olanlardan hani . İçinde olimpik havuz bile olanlardan hani . Ciddi bir-iki haberden sonra ulusal kanallarımızın magazine boğulduğu sırada dünyanın en büyük gemisi haberleri yapılanlardan hani . Anladınız ise geçiyorum zira o gemi ve türevleri artık yok . Uzun zamandan beri yok . Hep uğrardı bu limana ama yok işte , yok . İnsan bir gemiyi özler mi ? Ah o gemide ben de olsaydım diye geyik çevirmez mi ? ...

- Şampiyonlar Ligi'nde kim oynamak ister deseler tüm sınıfın parmakları gökyüzünü gösterir . Peki kim istemez dersek piyasada şu anda Beşiktaş 'ın alamadığı her futbolcuyu sayabiliriz . Bunda bizim başkanın sınırsız beceriksizlikleri sözkonusu olsa da gelmek isterler diye düşünüyorum bir şekilde . Hadi gelemedin anlarım da gitmezsin değil mi ? Herkesi geçtim ulan Gökhan Zan ; o parlak zekan ile ilgili yıllardır çok anmıştım seni eyvallah yine yanıltmadın sen beni .

Güntekin Onay : Sağdan Perez bindiriyor ...
Turgay Şener : Güntekin bu Bernabue Stadı kaç kişilikti ?
Güntekin Onay : 150 bin !
Turgay Şeren : Vay anasını ...

- Kış muz demekse yaz da karpuzdur , kiraz , çilek , erik ve incirdir . Yaz herşeydir herşeyden tatlı bir meyvedir .

- Erdener Abi 8X4 diye bir parfüm var biliyor musun ?
- 32
- Efendim abi ...

- Baro , Ally Mcbeal'i avukatlıktan atmış da zaman aşımına uğramış , biraz oturup konuşmuşlar diye duydum ...

Kimse kimsenin herşeyi olamaz-mış
Di'li geçmişten tek yaramsın sen
Sensiz kimse mi kimsesiz miyim bilmem
Hiç bilmek istemem
Hatta düşünemem
(Feridun Düzağaç)

- ''Can you play tennis with my penis'' deyince İngilizce hocama bitti tenis kariyerim daha başlamadan ...

- Siteyi takip edenler yakından bilecektir ; Cumartesi günü askerden gelen arkadaşımız mevzubahisti ve güzel bir karşılama oldu malumunuz . Ardından da Taksim'e gidelim dediler başroldekeiler. Viskime buz ve kolayı yeni koymuşum bekleyin dememe kalmadı herkes hazırlanmış bile . Yolluk yapmış sayılıp ve yapacak birşey yok deyip aldım elime kadehi çıktık apartmandan doğru Taksim'e . Ulan kokteyle mi geldin pezevenk deyip linç etmeye hazır insanlar dolanıyor sanki çevremde . O sıcakta dolanırken ilk kapıya uğramadan önce bir masanın üstüne bıraktım elimdekini , hani küçük tabure cenneti Nevizade'de bir yerde . Girdik bir yerlere , takıldık 2 saat sonra başka yere gidelim dedik . Çıktık bir baktım benim bardak aynı yerde , alıp devam ettim kokteyle . Elde viski aynen devam İstiklal'e ...

- Geçen gün tekrar izleme şansım oldu da ; Postacı Kapıyı İki Kere Çalmadı . Maşaallah zile uzun uzun bastı kaçtı , zile uzun uzun bastı kaçtı ...

- İşçisini Cumartesi çalıştıran patron benim gözümde işveren değil g.tverendir ...

- Bıkmayacağım ömür boyu ... Şampiyon Kokoreç'ten , Golden Zümküfül'den , Kızılkayalar Hamburger'den , Bambi Kaşarlı Dürüm Döner'den , Marmara Büfe Dilli Kaşar'dan ...

23 Haziran 2009 Salı

Meçhul Sanıklar

Geri Dönülmez Yerdesin

dostum öldü dün toprağa indirdim
kendim gömdüm anlatması bir hayli zor
acısı sönmeyen bir kor yanar bu kalpte
sonunda sende çekip gittin hee !
yarım kalan hayallerinle mahkûm ettin maziye
biz aynı yerdeyiz yine
sense bizsiz simdi nerde
kapalı gözlerinle terk ettiğin evin ailen kederde
bense dertle suskunum ve şaşkın halde
belki de yalandir diye umutluyum
kızgınım biraz da sana
onca yılın hatrına vedasız ayrılmak mı reva
kalkıp baksana arkadaşların kabir başında
helal olsun varsa hakkım bir değil de bin defa
yirmi üç yaşında umutlara zamansız elveda
sararmıştı yüzün dönüp baktığımda son defa
acelemiz mi vardı sanki gömdük tam bir dakikada
kaçacak mıydın ki dostum çaktık dokuz tane tahta
vefasız olma arada bir misafir ol rüyama
eskilerden lafla varsın senden olsun her bir tafra
bir yanı boş ve tadı da yok sensiz kurduğumuz sofra
rabba isyan değil bu mektup yazdım ben bi dosta
arada gözlerim dolar gülüşünü hatırladikça
dostum elveda

sende terk edipte gitme görürsen ağlarken üzülme
bir yanı mezara gömdük senle çok severmişiz meğerse
sen yaşarsın bu kalpte artik geriye dönmesen de
dün yanımda bugün nerde adına dünya denen kahpe
çekti yüzüne perde işte burası böyle sahte
bir gün güldürürse elbet ağlatır
bir günde yüzün hüzünlü son resimde

kabrinde kar var gözümde yaşs içimde yanar ateş
gömüp döndük seni ve sen soğuktan üşümedin mi kardeş
hayatta sırt dönenlerin şimdi alayi eş
bes kuruşluk maskelerinin ardı maskeden beleş ve
rast gelirsen sen yüzleş utanmadan kişner kalleş
birkaç gebeş duayi kesip yolda dedikoduyla peş
yaramı deşme der sorunca hazır gözlerinde yaş
üzülme sen dostların var özleyip içten seven
isminin telaffuzunda kâh gülüp hüzünlenen
yakişmamış son elbisen büyük sanki iki beden
beni avuntu söyleten dört bayram sensiz geçen
ve yok neşem son nefeste yüzünü dahi görmeden
ansızın çekip giden bedende sen yoktun neden
eceldi dostu gömdüren ölümdü kefeni giydiren
geri dönülmez diyarlarda tek bi başına sen misin ?
biz hasretinle kahrolurken sende bizi özler misin
biyerden izlediysen şayet ağlayıp güler misin
şaka yapıpta aşsam sınırı sırt dönüp gider misin
dün neşeyken ortamında bugün bize keder misin
saysam bütün dertlerimi bıkmadan dinler misin
elalemin kalemi düzgün bizimkisi kader misin

sende terk edipte gitme görürsen ağlarken üzülme
bir yanı mezara gömdük senle çok severmişiz meğerse
sen yaşarsin bu kalpte artık geriye dönmesen de
dün yanımda bugün nerde adına dünya denen kahpe
çekti yüzüne perde işte burası böyle sahte
bir gün güldürürse elbet ağlatir bir günde
yüzün hüzünlü son resimde

Niyet ...

Üzerimden Eksilmesin Bayrağımın Gölgesi # 5

Adidas Can Fly

Üzerimden Eksilmesin Bayrağımın Gölgesi # 4

Beşiktaş Kadrosu (Savunma) ...

En iyi savunma hücumdur felsefesini benimsemiş biri olamadım hiç . O zamanlar ismi CM olan şimdi ise FM denilen o harikulade oyundaki en büyük başarılarımı dörtlü defansın önündeki üç DMC nitelikli defansif orta saha ile kazandım . Az gol bile denmez hiç gol yemiyordum . Tabi bunda 8 sene öncesindeki Vieira , Lampard ve Gerard adlı genç yeteneklerin de payı vardı . Futbol görüşüm olarak daima bunu benimsedim . Galatasaray 'ın UEFA kupasını kazandığı diziliş gibi üçgen , kuş sürüsü veya piramit dediğimiz şablon (4-3-2-1) en beğendiğim oyun tarzıdır . Burada beklerin önemi büyüktür . Gözünüzde canlandırdığınızda en boş görülen alan olan kanatları hücumcu beklerle kapatarak (oyunda ok ile ileri ittiriyordum) defansif takımımın gol bulmasını sağlıyordum . Gol için en önemli ayrıntı ise tek santroforumun çok iyi olması ile arkasındaki iki forvetimin yaratıcı özelliklerine güvenmem .... Ne diyorum ben ya ? Beşiktaş savunmasından çok bir bilgisayar oyunundaki başarılarımı anlatıyorum . Neyse ... Gelelim Beşiktaş'a ...

Gökhan Zan 'ın dün itibariyle yönetimin hatasından faydalanarak Galatasaray'a imza atmasından sonra Beşiktaş takımının mevcut stoper kontenjanı 3 olarak kalmıştır . Sivok , İbrahim Toraman ve Zapo . Bu oyunculardan sarı saçlı olanını estetiğe önem veren Mustafa Denizli yollamak istiyor olup karşılığında ne yapacaktır bilen var mı sorusu cevapsız kalacaktır . Teknik direktör mü istemedi , Eren Güngör 'ü aldık da bizim mi haberimiz yok ya da artık paf takımından oyuncu çıkaracak bir tarz mı benimsedik bilemiyorum . Sayı ile 3 , yazı ile üç . Kırmızı kartı var , sakatlığı var ... Bir tanesi kesin olam üzere en iyi ihtimalle iki tane kaliteli stoper ihtiyacımız gün yüzüne çıkmıştır . Zapo takımda kalsa bile 6+2 sisteminde kim yedek bekler alın size soru işareti . Milli takım stoperini en iyi rakibine kaptırmak mı kötü yoksa onun canlı bir bomba ihtimali olması mı iyi hep birlikte göreceğiz . Benzer durumda Hakkı Yeten ; Şenol-Birollar gider Yusuf-Sanlılar gelir diyerek olayı bitirmişti . İbrahim Kaş , Menderes Korkmaz , Emre Özkan ve Koray Şanlı'nın adımı telafuz eden var mı ? Yok ! O yüzden birileri ölümünün 25. yılında dahi mezarı başında anılırken , bazıları da o mezara girsin de kurtulalım diye söyleniyor .

Stoper ihtiyacından çok çözemediğimiz diğer sorunumuz gerçekten bek kökenli bir oyuncuya yıllardır sahip olamayışımız . En son sol bek alıcağız deyip Rico Paşa 'yı getiren yönetimden bahsediyoruz hatırlatırım . Baki Mercimek , Serdar Kurtuluş , İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez 'den gidip gelmesini bekliyoruz , sonra diyoruz neden şampiyon olamıyoruz ! Ekrem Dağ bile sol içten geldi , oynadı sol bek , çok içten ... İsimleri geçen İsmail Köybaşı ve Papa Gueye bile heyecanlanmamız için yeterlidir . Ha diyeceksiniz 3 haftadır neden hala BEKleniyor o zaten kahrımızın asıl sebebi . Mehmet Topuz ile başlayıp , Nihat Kahveci ile devam eden en sonunda Gökhan Zan ile kaosu dönüşen transfer politikamız hakkında fikri olan varsa parmak kaldırsın . Hayalim ; sol bek İsmail ile sağ bek Papa Gueye'nin yanlarında Sivok ile Toraman . Önlerinde Fink ve Ernst . 6 kişilik takım savunması ligi hayli hayli götürür , Şampiyonlar Ligini ise idare ettirir . Her sabah öğlen akşam beklemedeyiz ancak şu ana kadar bir gelişme yok .

Serdar Kurtuluş kardeşimizi temiz yüzü başta olmak üzere çok seviyoruz . Tigana zamanında bitmek bilmeyen enerjisi ile orta sahamıza damga vurmasından sonra iki senedir piyasada yok . Ertuğrul Sağlam ve Mustafa Denizli ondan sağ bek mevkinde yararlanmak istediler . Bence yanlış tercih . Milli takıma bile seçilme başarısını gösterdiği pozisyon belli . Sağ bek oynadığı maçlardaki kademe anlayışı ve hataları belli . Belini döndürene kadar rakip sol açık tozunu atar gider . Farz-ı misal Liverpool , attı gitti . Pekala görmedik bilmiyoruz ama çok mu eksiktir yoksa yetersiz midir Fink adlı topçudan ? Neden bir türlü denenmemiştir çapa olarak aklım almıyor . Savunma görevini geride Erhan Güven arkadaşımıza devredip ön libero mevkisine geçmesini sabırsızlıkla bekliyoruz . Erhan Güven demişken ; Korkut Göze'nin sezon başı transferleri masaya yatırması vardır ya hani Hürriyet gazetesinde . Kapalı kutu tabirini kullanır bazı oyuncular için . Aynı hesap diyelim ve transfer bekleyelim . Geçen sene Ankaraspor'da 32 maç ilk 11 çıktıysa çok da kötü değildir diye umuyorum .

Son olarak kaliteli bir-iki transfer ile birlikte artık altyapıya sırtların değil yüzlerin dönülmesi şart olduğunu belirtmeliyim . Fenerbahçe'nin tarih boyunca yaptığı gibi yine piyasayı yükselterek , Cenk ve Çağlar için bile 6 milyon eurodan kapı açan kulüp yönetimler olduğu müddetçe Wonderkid yaratmak mecburiyetinde olduğumuzu görmek zorundayız . Yönetim tarafında Mustafa Denizli'nin gençleri sevmesi için ona seyrettireceği komik çizgi filmler ve Amerikan kolej dizileri için bir kaç örnek dahi verebilirim . Çekinmeyin , yeterki gençleri kazanalım ...

Beşiktaş Kadrosu (Kale)

Nefis Pastalar ...

Mustafa Denizli Beşiktaş'ta ...

''Teknik Direktör Mustafa Denizli , basın önünde yeni sezon sözleşmesini imzalıyor . Yönetim Kurulumuzun daha önce anlaşmaya vardığı Mustafa Denizli’nin imza töreni 26 Haziran Cuma günü saat 15.00’de BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yapılacaktır.''

Özer Hurmacı , Mehmet Topuz , Bekir İrtegün ve Fabio Bilica 'yı transfer edip Sercan Yıldırım , Onyewu ve Poulsen 'i kadrosuna katması an meselesi olan Fenerbahçe ile Frank Rijkaard 'ı teknik direktör olarak alıp Mustafa Sarp ve Gökhan Zan 'a imza attıran geçen senenin en iyi kadrosu dediğimiz Galatasaray 'dan sonra kendi teknik direktörümüze basın önünde imza attırmak ne demek oluyor anlamıyorum . Yoksa birileri bizimle şey mi geçiyor , ıııııı ... Dalga ?

Üzerimden Eksilmesin Bayrağımın Gölgesi # 3

GÖNDEREN: SADETTİN UZUN - BÜYÜKADA / İSTANBUL

GÖNDEREN: HASAN ÇILGIN - ÜMRANİYE / İSTANBUL

GÖNDEREN: SONAY BEZEK / MERSİN

GÖNDEREN: CAN OSMAN NAYMAN - KARAKÖY / İSTANBUL

GÖNDEREN: SEFA ULUGERGİLİ - MUDANYA / BURSA

GÖNDEREN: GÜREL TOPATAN

Üzerimden Eksilmesin Bayrağımın Gölgesi # 2

GÖNDEREN: SÜREYYA İZGİ - TARABYA / İSTANBUL

GÖNDEREN: NEZİH KADRİ SARAYÖNÜ - PERPA TİCARET MERKEZİ / İSTANBUL

GÖNDEREN: BERK KATIKÇI - New York / ABD

GÖNDEREN: ATİLLA BOSTANCI / AMASYA

GÖNDEREN: FATİH ÇETİNBAŞ - KEMERBURGAZ / İSTANBUL

GÖNDEREN: OLCAY COŞKUN - ANVERS / BELÇİKA

Üzerimden Eksilmesin Bayrağımın Gölgesi # 1

Daha evel bu konuyla ilgili haber vermiştim . Resmi siteye yollanan fotoğraflardan beğendiklerimi sizlerle paylaşayım istedim . Bakalım beğenecek misiniz ?

GÖNDEREN: CEM GÜRERGİLLER / SEYRANTEPE

GÖNDEREN: BURAK KOÇER / ÜMRANİYE

GÖNDEREN: ZAFER MEMİŞ / GİRESUN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK BİNASI

GÖNDEREN: BARIŞ YALÇIN / KARACABEY HEYKEL VE BELEDİYE BİNASI

GÖNDEREN: ATİLLA ATALIK - KANYON AVM / İSTANBUL

GÖNDEREN: METE ŞEN - BATIKENT / ANKARA