6 Mayıs 2009 Çarşamba

Gol Oldu !

Rıdvan Dilmen 'i futbolculuğundan beri severim . 13 ameliyat sonrası çok da oynayamadan bırakmak zorunda kaldı . Teknik direktörülüğü denedi , beceremedi , son olarak ise yorumculukta karar kıldı ve belki de en iyisini yaptı . Kullandığı cümlelerden , aktardığı anılara , gol olurlarından , oyunu okuma becerisine saygı duyulacak işlere imza attı , atmaya da devam ediyor . Aklımda kalan en son cümlesi hakem maçı tam 90 'da bitirip eziyete son verirdi ve öyle de oldu El Classico 'da . Müthiş zekasından dolayı Şeytan sıfatını hakediyor orası da ayrı . Ancak tüm bunlara karşın geçen gün yazdığı yazısındaki son cümlesinden sonra demek bu da insanmış dememe yol açtı . Amatör ruhla sevenlerden olarak lacivert ile sarıyı yanyana gördüğü maçlardaki tutumu elbete tarafsız olmayacaktı ancak biz kendisini dedim ya kusursuz bilirdik . Tarafsız sanardık , adaletli veya hakkını verir bilirdik . Yanılmışız . Gelelim son cümlesine . Maç oynanmış bitmiş . Stadda pozisyonların tekrarı olmadığından koşarak eve gitmişiz . Aklımızda yine mi soruları ! İzliyoruz , ilk golde faul verilse kimse sesini çıkaramaz . İkinci gol kesinlikle ofsayt . Sonrası Ernst penaltı bekliyor , hakem gösterse o meşhur noktayı Selçuk bile itiraz etmez gibime geliyor . Hepsi tamam ancak üstüne son dakikada Volkan Bobo 'yu itiyor . Yine devam . Hakem ince ince doğradı demeye alışmışız , bu sefer direkt sonuca etki etmiş . Belki de 2-0 kazanacağız şampiyonluğu ilan edip hadi eyvallah diyeceğiz . Kimbilir ! Yok işte olmuyor . Önemli değil hakem kelimesi ile düşüncelerimiz az çok biliniyor, bol küfürlü işte . Durum bu haldeyken o çok sevdiğimiz Rıdvan Ağabeyimiz hayal kırıklığı defterine ilk çentiği atıyor . Eyvallah diyoruz ne diyelim ? Canı sağolsun ... Ve yazıyı merak ediyorsunuz değil mi ? Yorum sizin ...

Tamamı burda (...) Açıkcası Fenerbahçe’nin bu başarılı futbolu herkesi şaşırtmıştır . Beşiktaş son dönemlerde Fenerbahçe ile oynadığı final niteliğindeki maçları hep kaybetti . Bu maçları kaldıramadı . Dün gece de aynısı oldu . Üstelik bu kez rakibinin bir iddiası yoktu . Böyle bir ortamda bile yine panik halindeydiler . Hakem müthiş bir maç yönetti .

1 yorum:

B U Z G İ B İ G O L dedi ki...

en bilgilisinden tut, en cahiline kadar her fenerlinin karakteristik bir özelliğidir bu. rıdvan da bu popülasyonun içerisinde değil mi? bu adamlar, söz konusu fener olunca tüm doğruları, gerçekleri, prensipleri ve düsturları kaybediyorlar. bu fanatizm değil, bu ukalalık değil, bu böbürlenme değil, bu masumane bir sevda da değil. bunun tanımını yapmak güç. aynı pozisyonlar, o akşam fener aleyhine yaşansaydı ve skor da tam tersi neticelenseydi; bugün neler okuyor yada seyrediyor olurduk hepimiz tahmin edebiliriz. sanırım bu olsa olsa endüstrileştirilen futbolun acımasız sonuçlarından birisi: körleştirilen ve esir alınan bireyler! herkes ağırlıklı olarak fener sayesinde para kazanıyor spor medyasında ve uzantısı olan yapılarda. haliyle fener güdümlü söylemlerle domine edilen ve beslenen atmosfer, bir zaman sonra kendi dünyasını yaratmış durumda. dolayısıyla istemli yada istemsiz herkes bu fener hegemonyasının kontrolünde; ya kahve köşesinde fener propagandası yapıyor yada tv.de spor kamuoyunun bilinçaltına fener hipnozlarını yerleştirmeye çalışıyor. bunları yaşamak, olanlara tanıklık etmek beni şaşırtmıyor ama karamsarlığım gün be gün artıyor, yozlaşmaya karşı koyamadığım için de kendime olan kızgınlığım debreşip duruyor. bakalım sonumuz ne olacak?