31 Mayıs 2009 Pazar

Şampiyonluk Öyküsü ...

Bu şampiyonluk illa ki birilerine hediye edilecekse ...

Öncelikle ;
Sezon başı meşhur olan o agresif terliğe ...
İstiklal Marşı'nda bile hiç durmadan bizlere küfür eden Antalya seyircisine ...
İlk İnönü maçında Alen 'i setten indirmeye çalışan beylere ...
Ertuğrul Sağlam 'ın bir türlü denge kuramadığı oyun sistemine ...
Beşinci hafta Zülumpiyat 'taki maçı tam iftar saatine koyan zihniyete ...
Aynı maçta Nobre 'nin gollerini saymayan Bilent Yıldırım isimli hakeme ...
Metalist 'e köy takımı diyenlere ...
6 Ekim günü önce Ertuğrul Sağlam 'a sonra sigaraya veda sahnesine ...
İlk Mustafa Denizli maçındaki gazla gelen 3 gollük Gençlerbirliği 'ne ...
Sivasspor maçında sahaya atılan ayakkabının sahibine ...
İnönü 'de ilk puan kaybına ve İstanbul 'daki Sivas uğursuzluğuna ...
Ligdeki ilk mağlubiyete , sıkıcı seyir zevkine ve Turgay Bahadır 'a ...
Kocaeli maçındaki müthiş geri dönüşe ...
Delgado 'nun tam önümde sanki beni duyarmışcasına topu çekip uzak köşeye bırakışına ...
Bursa 'ya yine taraftar alınmayışına ... Ben böyle anlayışa ...
Eskişehir taraftarının çıkardığı bayrağa ...
Tello 'nun kornerden attığı golü vermeyen hakeme ...
Pozisyon penaltı Allah belanı versin tezahüratına ...
Maçtan önce açıklanan kadroyla tv başında bizi bitiren Rıdvan Dilmen 'e ...
Cisse 'yi atan Bünyamin 'e , Guiza 'nın balına ...
Nalet 2-1 skoruna ...
Sanki aleyhlerine haksız penaltı çalınmış gibi ilk yarı sonunda hakemin üzerine çullanan Ankaraspor teknik heyetine ...
Kendi kalesine golü atıp sonra kırmızı kartla atılan Sivok kardeşimize ...
Omuz omuza mücadelede Servet 'i kollayan , 2 ay önce verilmeyen golü Beşiktaş ağlarında görünce vererek santra noktasına koşan , Delgado 'nun haklı ikazını kırmızı kartla cezalandıran hatta utanmasa bir de gol atacak olan Cüney Çakır beyefendiye .
Roman Kratochvil 'e ...
Tello 'nun Antalya kalesine attığı füzesine ...
Antalya Antalya yeter artık Antalya serzenişine ...
Şampiyon olamazsak Beşitaşım bu seneye (Mazallah) ...
26.Hafta muhabbetine ...
Gecekondu 'ya Cemal Aydın diye seslenmeye ...
Askere giden tribün yoldaşıma sevgilerle ...
Irkçı olmak Cimbom 'u tutmaktan beter pankartına ...
Konyaspor 'un tatsız sahasındaki tuzsuz maça ...
Veysel 'in taç çizgisi kenarındaki iki-üç deparına ...
Tello 'ya logar kapağı atan hayvana ...
Son yıllardaki en iyi futbola rağmen sonuç alamamaya ...
Ernst diye bir adam geliyor bunun farkında olanlara ...
İkili averaj nedir bilmeyen Sadri Şener ve Ersun Yanal 'a ...
Tabatasız Antep 'i ilk yarıdaki tarifeyi uygulamaya ...
9 resmi maçta 7 galibiyet 2 beraberliğe ve sadece 3 gol yiyen savunma elemanlarına ...
Ayağa kalkın erkek gibi oynayın ve yat yat yat yat tezahüratına ...
Abdullah Avcı beyefendiye ...
Sorumluluk alan tek adam , 1 gol 1 asistle maçın yıldızı Rodrigo Tello 'ya ...
Hacettepe 'den iki gol yeme rehavetine ...
İlk defa 3 maç üstüste galibiyete ...
Abdullah Gül 'ün İnönü 'ye teşrif etmesine ...
İzin versene , izin versene , bizim stada izin versene tezahüratına ...
Şiir gibi futboluyla Ernst 'in zirve yapmasını izlemeye ...
87. dakikada sağ bekimizin tüm sahayı koşarak gol atmasına ...
Sivas deplasmanındaki Tello 'nun estetik golüne ...
Yusuf 'un yavaş yavaş kendini hissetirmesine ...
Delgado 'nun sakatlanmasının şerefine ...
İki kupa maçı arası 50 küsür gün koyan zihniyete ...
Meşale organizasyonunda polisin yaptığı şerefsizliklere ...
Serdar Özkan 'ın bel kıran güzel çalımına ...
Zapo 'nun milimetrik penaltısına ...
Bobo attı şampiyonluk geldi inancının ilk defa hissedilmesine ...
Önce Ertuğrul 'u sonra Denizli 'yi tribüne çağırmaya ...
Çifte standardın karşılığı Deniz Çoban ile tanışma maçına ...
Kartı elinde Beşiktaşlı futbolculara koşan hakem profilini ezberlemeye ...
Direklere ...
10 kişinin ikinci yarı varoluş mücadelesine ...
Eskişehir yollarına , şehrin sakinliğine , hiç bitmeyen tribün kavgasına ...
Sevdan bir ateş şarkısına ve Yusuf Şimşek varyetesine ...
2009 yılına ...
Gaziantepsporlu Beto 'nun kafasına ...
Semtteki 2 saatlik şampiyonluk sevincine ...
Hayal kırıklığının tam anlamı olan 1-2 skoruna ...
Koladaki asidin kaçmasına ...
11 günlük zorlu serüvene ...
Gökhan Kaba 'ya ...
Rodrigo Tello ve arkadaşlarına ...
Aykut Kocaman 'ın çok üzülmesine ! ...
26 senenin 1 artmasına ...
Bünyamin 'in alışılageldik rengini belli etmesine ...
Boboooooo Boboooooo 'ya ...
Şampiyonluk bizim kupa bizime ...
Ankara 'nın deplasman sayılmamasına ...
Ernst 'i çağırınca bütün takımın gelmesine ...
Mehmet Topal 'a ...
Sabri isimli insanlıktan nasibini almamış yaratığa ...
Mustafa Kamil EDİToğluna ...
Maç sonu dalgaya ...
Şans diyenlere , taraflı medyaya ...
Anten takması gereken çekemeyenlere ...
İstediklerini başaramayan hakem camiasına ...
Tezgah açanlara ...
Adım adım şampiyonluğa ...
6 senelik özleme ...
Heykele , bayraklara , içilen içkilere , semte ...
Her golden sonra yanan meşalelere ...
Hiç birini ayırmadan tüm futbolculara ...
Musalla taşlarına , çok çile çektiklere , gel bu sene son verelim dertlere ...
Ve ...
Dünyanın en güzel taraftarına ... Tüm Beşiktaşlılara ...

4 yorum:

B U Z G İ B İ G O L dedi ki...

eline sağlık, koca bir sezonu çok hoş hatırlatmışsın...

Bekowski dedi ki...

çok güzel özetlemişsin, gözlerimin önünden geçti resmen bütün sezon, bravo.

Engin Gürses dedi ki...

senenın edebıyat alanındakı nobelını bu yazına verdım gıttı ...

Tunç Bozacılar dedi ki...

askere yazın güzel geçsin ...