30 Nisan 2009 Perşembe

HoloŞko


Sezon başı arkadaşta toplanmışız Beşiktaş 'ın Avrupa maçını seyrediyoruz . Sanırım Siroki Brijeg . D-Smart veriyor karşılaşmayı ve spiker Sabri Ugan . Top Holosko 'ya geldikçe gülümsüyoruz , sebebi yıllardır böyle bildiğimiz adama HoloŞko denmesi . Sonradan öğrendikki doğrusu buymuş ancak kulağa tuhaf geliyor işte . 1 sene geçmiş aradan nerdeyse . Toplandığımız o gruptan bir arkadaşımız vatani görevini yapmak üzere Erzurum - Oltu 'ya gitti ki kendisi Kapalı Alttan kardeşimdir . İmzalarımızı atıp 29 Nisan doğumgününü es geçmeyelim istedik . HoloŞko yazıp kargo ile yolladık 2 gün önce , bugün ulaşmış eline . Fikir babasının (ben değilim) forma ile fotoğrafını ekledim . Forma beyaz , HoloŞko ismi . Doğumgünün kutlu olsun koçero , Pazar günü ikinci hediyeni de alırsın (alırız) inşallah ...

Sevdan Bir Ateş




Zehra - Barış Manço


Halamın kızı Zehra dostlar başına
Bize sık sık gelir gece yatısına
Bir geçerken uğramıştı tam onsekiz ay oldu
O gün bu gün bizde kalıyor Zehra

Zehra seni çok seviyorum
Bir türlü sana git diyemiyorum
Ama artık anla be Zehra

Zehra seni çok seviyoruz
Bir türlü sana git diyemiyoruz
Ama artık anla be Zehra

Bak işte sulandı gözlerin
Yine dolu dolu bak
İşte bu haliyle ediyor deli deli bak

Kulun olayım kölen olayım
Hemen darılma Hala kızı Zehra
Kulun olayım kölen olayım
Kes ağlamayı hala kızı Zehra

Çayına biber koydum
Çorbasına reçel kattım
Hapşırık tozu serptim hırkasına

Yatağına fare koydum
Dolabına kurbağa
Ama yine bana mısın demedi Zehra

Zehra seni çok seviyorum
Bir türlü sana git diyemiyorum
Ama artık anla be Zehra

Zehra seni çok seviyoruz
Bir türlü sana git diyemiyoruz
Ama artık anla be Zehra

Bak işte sulandı gözlerin
Yine dolu dolu bak
İşte bu haliyle ediyor deli deli bak

Kulun olayım kölen olayım
Hemen darılma Hala kızı Zehra
Kulun olayım kölen olayım
Kes ağlamayı hala kızı Zehra

Yatağımı al yorganımı al
Makasımı tarağımı kederimi al
Terliğimi al bardağımı al havlumu çatalımı al
Kulun olayım kölen olayım
Zehra

Bir şu körpe evimin tapusu var
Ne hacet Zehra onu da al
Kulun olayım kölen olayım
Zehra

29 Nisan 2009 Çarşamba

Kısa Kısa ...


* Dün akşam ikinci yarısında açabildim Barcelona maçını . İlk gözüme çarpan hala sıfır sıfır olmasıydı . Bu takımın karşılaşmalarında ilk bakılacak yer skor tabelası . Ben 3-0 diyordum , garipsedim . Başladığı gibi bitmiş , bense uyumuşum .

* Sivasspor şampiyon olursa Bursaspor bundan ne kazanıyor anlamış değilim . Ya da Eskişehir , Kayseri veya Konya . Neden bir takımın taraftarı başka bir takımı destekler vaziyette davranır ? Nedir plaka dakikalarında bağırış çağırış ? Eskişehir seyircileri Sivas diye bağırınca ne kadar ezikleştiklerinin niçin farkına varmazlar ? Ben mesela Beşiktaş şampiyon olmazsa Sivas şampiyon olsun istemem ya da Galatasaray 'ı da istemem . Fenerbahçe 'yi hiç istemem . Kimi mi isterim ? Lig tescil edilmesin tekrar edilsin isterim . Banane biz olamazsak kim olmuş , olmamış !

* Selçuk Dereli 'yi alkışlayan taraftar da gördüm ya artık hiç bir şeye şaşırmayacağım ...

* Lig Tv fantezi futbol servisi hala sezon sonu ödülünü açıklamadı . Sabırsızlıkla ve merakla bekliyoruz .

* Kaleci Yaşar şu 8-0 'dan ne ekmek yedi be kardeşim ! Ntvspor 'da şu an yine konuk beyefendi . 20 sene sonra Hakan Arıkan 'ı mı seyredeceğiz acaba sabah akşam ?

* Iphone kullanan var mı bilmiyorum ama parası olan kaçırmasın diyorum . Aşmış , bitirmiş , teknolojinin kulağına suyu kaçırmış ...

* Yeşilköy Çiroz halısahasında ön çarpraz bağlarım koptu . Arkadaşlarımın burnu , kolu ve bacağı kırıldı . Kötü anılarımın tek rengi yeşildir .

* Yusuf Şimşek ... Ne güzel bir isim soyadı bu hafta için . Attığı çalımlarla kırmızı şimşeklere çaktı , haftaya Fener 'e de yusuf yusuf dedirtti .

* Kaşarlı dürüm döner , dilli kaşarlı , kumru , atom , yeburger vs. kelimeleri size neyi anlatıyor bilmem ama her gittiğimde herşeyi yemek isteği uyandırıyor bende .

* Beyaz ve Erdal Özyağcılar 'ın reklamını daha ne kadar zorlayacaklar sabırsızlıkla bekliyorum . Deniz Akkaya değil Madonna dahi koysan olmayacak belli .

* 30 sene öncesinin kadınlarına karşı hiç bir zaman bir sevgi beslemedim yukarıdaki afet hariç . Ne zaman görsem durup uzun uzun bakıyorum bu Tanrı 'nın en güzel lütuflarından birine . Aynı zaman diliminde yaşasak bir Adriana Lima platonikliği duyabilirdim kendisine ancak ölüsevicilik bana göre değil . 6 ayak parmağı olduğu doğruysa zaten ilişkimiz başlamadan biterdi .

* Eskişehir ile Ankara 'nın en güzel şeyleri aynıymış , İstanbul 'a dönerken anladım .

* Fenerbahçe 'ye gönülden bağlı kimsenin üzerinde kırmızı görmüyorum , anlaşmışlar bu güzelliği rakiplerine bırakmışlar . Sarıyı tercih ediyorlar daha çok . Biz ise ne siyah ne de beyaz . Hakim bir renk yok tribünde . İsterimki bembeyaz olsun , tertemiz olsun ben ve benim gibiler . Zaten hayat yeterince siyah bırakalım sadece orada beyaz olalım . Farz-ı misal bu Pazar günü .

* Kazanırız dedim 2-0 , gol dakikasını 60 'dan sonra verdim ve isim bile belirttim ; Holosko & Tello . Sadece içimden geçen bu . Haketmezsek kazanmayalım zaten . Tek korkum son senelerdeki taraftarın kötü derbi performansları . İçilecek içki ve maç öncesi yorgunluk saha dışındaki heyecanı belirleyecek .

* Yıldırımlar buluşmuş Paper Moon 'da . Tezgahtar arkadaşlarını yanına almamışlar . Gücenirse indirim yapmaz , ona göre ! Herkese iyi hafta ortasıları ...

Yıldırım ...


Derbinin hakemi belli oldu diyorlar zaten belliydi . Başkanları Aziz Yıldırım ile Yıldırım Demirören olan takımların maçını da elbette Yunus Yıldırım yönetecekti . Ne sanmıştınız ki !

Tarih Tekerrür Eder mi ?

Yukarıdakileri gördükten sonra oldu mu şimdi bu ? Noktalı yerleri doldurmayız inşallah !


...
..
.


28 Nisan 2009 Salı

Çok Beyaz Geldin Bana ...


Bu Pazar herkes bembeyaz olsun ...

Eskişehir 'den Tribün Diyalogları ...


- Sen İstanbullu musun abi ?
- Evet koçum ordan geldik .
- Ben doğma büyüme buralıyım abi . Bak şu karşı tribündeki de arkadaşlarım .
- Ne güzel bir farklılık , sen onlara benzememişsin .
- Yok be abi hepsi o..... çocuğu onların .
- ?
***
- Buranın nesi meşhur kardeş yiyecek olarak ?
- Lületaşı ...
- ?
***
- Burada gezilecek tarihi bir yer var mı acaba ?
- Üniversite var Anadolu ...
- ?

Toraman , Dağ , Üzülmez ve Zan ...


Mustafa Hoca Duy Beni ...


4 Mayıs 2009 Pazartesi günü Fenerbahçe galibiyeti sonrası özel röportaj için buluştuğumuz Beşiktaş teknik direktörü Mustafa Denizli ; kimseyle paylaşmadığı sırrını sadece bize açıkladı bizler de manşetimize taşıdık : Ters Manyel bu galibiyetin asıl mimarıdır . Haberin ayrıntıları için ses kayıt cihazımızı Mustafa Hoca 'ya uzattık , bizi kırmadı ve kamuoyunu şok edicek açıklamalarda bulundu . İşte derbideki galibiyetin sırrı gerçekten ne ?

Salı akşamı Ümraniye ‘de odama çekilmiş internette geziniyordum . Ordan oraya sürüklenirken linkleri atlaya atlaya bir siteye ulaştım . Ters Manyel yazıyordu başlıkta . İlgimi çekti , sitenin içeriğine göz gezdirince anladım ki daha çok Beşiktaş ile ilgili yazıyor site sahibi . Bir – iki yazısına baktım epey de hoşuma gitti hani . En çok kullandığı dili ve kalemi sevdim . Sonra bu maç (Fenerbahçe) ile ilgili olan makaleye göz gezdirdim . Mustafa Hoca Duy Beni başlığını gördüm . Bayağı mantıklı cümlelere rastladım . Akıllı çıkarımlarla bugüne kadar gelinen yeri ve bundan sonra ulaşabilecek hedefleri kendi kelimeleri ile anlattığına şahit oldum . Türkiye ‘de herkesin teknik direktör olduğu bir ortamda o akıl vermeye değil sadece yardımcı olmaya çalışıyordu , en azından ben samimiyetine inandım . Bana hitaben yazdığı yazısında ‘’ Hocam istikrar ile aranız bozuk farkındayım , düzeltiniz de demiyorum ne haddime ! Ancak taşları yerinden oynatmak ile her maç başka kadro ile çıkmak aynı şeyler değil gibime geliyor . Bu takımda herkes yedek kalabilir elbette seçimlerine saygımız sonsuz . Lakin en geride Sivok – Gökhan Zan ile önlerinde Cisse – Ernst bu takımın temeli oldular artık . Gökhan Zan ‘a nazar değmesin çift omuz taktırmış gibi her yere yetişiyor . Sivok sezon başından beri istikrar abidesi . En kötü ihtimalle bu takımın en teknik defans oyuncusu ve oyunu geriden en güzel başlatanı bu adam . İbrahim Toraman ‘ı bu maçlık kenarda bırakmakta fayda var , yeterki sağ bek yaratmaya çalışmayalım bünyesi kabul etmiyor bu gol sevinci güzel adamın . Ekrem için ne denir bilemiyorum , beş ciğerle mücadele ediyor , bu taraftar onu çok sevdi iletirseniz sevinirim . ’’

Sert maçların anahtarı Ernst ise maymuncuğu da Cisse derken galibiyet kapısını sonuna kadar araladı o yazıda Ters Manyel . Bugüne kadar bu şekilde oynadığımız maçların istatistiklerini bu siteye takip edenlere sunarken , diğer tercihlerdeki sonuçları da ayna şeklinde yüzümüze tutuyordu . Kırımız kartların hangi maçta hangi oyuncu tercihleri sonucu geldiğini de eklemişti yazısına . Devam ettim okumaya : ‘’ Nobre ‘nin spazmlı belini bilemem ama kuvveti ile neler yaptığını az çok canlı seyretme imkanı buldum . Gol vuruşu yok , tekniği sınırlı bir oyuncunun 2 senede kendini bu kadar geliştirmesi ve yıpratıcılığı ile bir sıfat yaratması çok kişiye nasip olmayan meziyetlerdendir . Bizler koşmasını , çabalamasını alkışlayanlar olarak güçlü bi Nobre ‘yi derbide görmekten mutluluk duyarız . Ancak Bobo ‘yu yedek bırakmamak kaydıyla .'' İkisinin bir arada oynadığı maçların , oynamadığı maçlara oranını tablolar halinde sunması bu işe ne kadar önem verdiğini kanıtı . Sanki benim okuyacağımı anlamış gibi , bana sesleniyormuş gibi .

‘’ Serdar Özkan ‘a bir an önce tek pas çalışması yaptırırsanız ikinci bir topa ihtiyacı kalmayacaktır sanırım . Zira beyefendi top kaybetme konusunda rekora gidiyor olabilir . Rakip takım yorulunca ihtiyacımız var fuleli koşularına , beklemesi lazım yedekte hazır vaziyette . Delgado tarzı futbolcuları ne kadar çok sevdiğinizi ve elinizde imkan olsa 11 tane Delgado ile sahaya çıkmak isteyeceğinizi biliyorum . Ben de size 11 Yusuf öneriyorum kendi çapımda . Hem daha teknik hem de daha sahiplenici takımını , arkadaşlarını . Kaçmaz sert görünce , yılmaz maç elektriklenince . Ümit Aktan ‘ın deyimi ile telefon kulübesinde çalımlar karşısındakini incelikle . Geçen hafta 3 kere geçtiği Doğa ‘nın dengesi bozulmuş diyorlar , gökkuşağı olmuş Eskişehir semalarında gözükmüş anlatıyorlar . Siz bir düşünün yine de . Aynı anda oynattığınız takdirde dişli maçların zayıf halkası olmaya aday futbolcu sayımız ikiye çıkar , bu da hiç hayırlı olmaz kanımca . Holosko formda , bu karşılaşmada güzel bir gol yakışır Slovak ‘a . Eğer sağlam bir Nobre oynamazsa Bobo ‘nun çevresinde görmek isteriz kendisini . ’’

Söyledikleri kafama yattı , oluru vardı açıkçası . Sonra yazının sonuna doğru naçizane kadro bile yapmış . Benim kafamdaki ile uyuştuğunu görünce de hayranlığım daha da arttı bu yazara . Kaleye Rüştü , önlerine Gökhan Zan ve Sivok ‘u , beklere Ekrem ile İbrahim Üzülmez ‘i yerleştirmiş . Çift ön libero Cisse – Ernst ve Tello , ileride ise Nobre – Bobo ve Yusuf . Sivok ve Nobre ‘nin hafif sakatlıklarını da göz önüne alarak İbrahim Toraman ve Holosko alternatiflerini sunmuş . Dikkat çektiği nokta Bobo ve Nobre ‘nin yanında Tello değil Yusuf ‘un yer alması . Çünkü Tello ‘nun mücadele yapısı ile Yusuf ‘un forvet çoklayıcısı olarak kale önünde tehlike yaratması kavramları es geçilecek gibi durmuyor . Bir de maçın gidişatı hakkında öngörülerine değinmiş :

’ Fizik kondüsyon bakımından Fenerbahçe ‘den 2003 yılından beri ilk defa bu denli üstünüz . Bu bağlamda Stefano Hoca ‘ya selamlar ederim . İlk 60 dakikada başa baş gidecek oyunun kırılacağı nokta bizim ayakta kalmamız olacaktır . Fenerbahçe ‘nin dayanıklılığımıza yetişeceğini hiç sanmıyorum . Bu dakikalardan sonra oyunun kilidi açılacak ve ekibimiz güzel bir galibiyet alarak yoluna devam edecektir . Gönlümden geçen Tello ve Holosko ile 2-0 bitirmek , ancak top yuvarlak zaman da göreceli . Beklemekte fayda var . Tüm futbolcularınıza ve size ayrı ayrı teşekkür ediyorum ben ve benim gibi insanlara bu heyecanları yaşattığınız için . Allah gönlünüze göre versin , Saygılarla … ‘’ diye bitirmiş .

Ben bunca yıllık teknik direktörüm bu kadar samimi ve içten bir şekilde işime karışan görmedim . Bu yazıyı sakladım . Tüm futbolcularıma okuttum , etkilendiler . Dediği skorla bitti , golleri de söylediği adamlar attı . Söz uçar yazı kalır , araştırınız . Ters Manyel buradan sana sesleniyorum , beni bul . Antremanda futbolcuların imzalayacağı bir forma seni bekliyor. Herşeyden önemlisi ben seni bekliyorum ve çok merak ediyorum . Teşekkürler , iyi çalışmalar .

İşte böyle sevgili okuyucular . Mustafa Hoca ‘nın bir internet sitesinde okuyup galibiyetin anahtarı ve mimarı dediği Ters Manyel bakalım ortaya çıkacak mı ? Hep beraber göreceğiz .

Yuh ...


VIP ÜST B&E 750,00 TL
VIP ÜST A&F 450,00 TL
VIP ALT A&F 375,00 TL
VIP ALT B&E 400,00 TL
VIP ALT C&D 450,00 TL
NUMARALI ORTA 375,00 TL
NUMARALI KENAR 325,00 TL
KAPALI ÜST 250,00 TL
KAPALI ALT 200,00 TL
YENİ AÇIK 70,00 TL
ESKİ AÇIK 70,00 TL
RAKİP TAKIM (E.AÇIK) 70,00 TL

Bir Deplasman Öyküsü # 0 - 2

Bir Pazar gününe saat kurarak uyanmak kadar kötüdür 330 kilometre sürecek bir yolculuğa çıkmak . Ve bir gün önce rakibinizin önemli bir takımı çok rahat yenmesi ile sizin maçınızı yatarak izlemesi . Ayrıca takımına sahip çıkmış bir kent , asırlardır mağlup olmadığımız ve her kırılma noktasında bize kaybetmeye alışık bir şehire gitmek . İntikam kelimesinin anlamı olmalıysa Eskişehir bizden isteyecekti haliyle . Ne yapalım ; seven portatif masa gibidir , katlanır . Çıktık yola 3 kız 2 erkek evden hazırlanmış kekler ve Cihangir Komşu Fırın 'dan simitler ile . İlk çay durağında yumulacaktık kahvaltı niyetine ki öyle oldu . Boynumuzda atkımız , ağzımızda bestelerimiz ve içimizde meraklı bir heyecan . Bekle bizi Eskişehir geliyoruz minvalinde yolda yarı uyuklamalar . Taraftar otobüslerini yolda kornalar ile sollamak . Kötü ve bozuk zeminde 4 saatlik bir seyahat . Güneşli bir kentin henüz uyanmamış insanları ile merhabalaşmak .

Biletlerimizi kulüpten alan ve hayatımda gördüğüm en kötü stadlardan birinde locası olan arkadaşımız ile Espark 'ta yemek ve kahve birlikteliği yaşadık . Maç öncesi durumları ve Eskişehir 'in eksikliklerini , hakem hataları sonucu başlarına gelenleri , seyircisini , şehrin takıma etkisinden dem vurduk . Selçuk Dereli yüzünden çekilen sıkıntıları anlattıktan sonra maç öncesi alkışlamaları garip gelmedi , Selçuk Dereli senin anan nereli deyince bizleri protesto etmeleri kadar ! Şehirde gördüğüm formalı gençlerin benim hangi takımlı olduğumu anlayacaklarını sanarak tedirgin dolaşmalar sırasında çakma Venedik Porsuk Çayı 'nı gezdik . Seksen beş bin üniversite öğrencisi var dedi arkadaş , ben hiç yaşlı görmedim diyorum gerisini siz düşünün . Maç sırasında anonsları yapan kişi ile telefonda görüştükten sonra tahmini üçe doğru stada girebileceğimizi , otobüslerin şehir dışında emniyet tarafından tutulduğunu ve merkezde bir - iki Beşiktaşlı 'nın atkı ile dolaştığından dolayı sıkıntı olduğunu duyduk .

Gitgide heyecan sarıyor bedeni . Eskişehir bayraklı arabamız ile Beşiktaş taraftarı için kapatılmış sokağın başında inip yürüyerek içeri giriyoruz . O kadar oluyorki deplasmanda mıyız diye de şaşırıyoruz . Arkadaşa hem biletler için hem de bizi şehirde ağırlayıp misafir ettiği için locasına öperek uğurlayıp portatif tribünde yerimizi alıyoruz . Portatif diyorum zira koltukların altı yok . Her üçlüde Heysel Faciasına ramak kalıyor . Burası biz varken çökmediyse sağlam damgası yemiştir , bir daha sorun çıkmaz . Plastik koltuklar ikinci ya da üçüncü zıplamada zaten hakkın rahmetine kavuşuyor . Bizlerin oturduğu tarafı Yeni Açık olarak düşünürseniz karşı taraf bizim Eski Açık 'ın onda biri kadar . 100 kişilik falan olması lazım . Özürlüler için yapmışlar sonradan duyuyoruz . Bize ayrılan 900 kişilik yer ise otobüslerin gelmesi ile 1200 civarına ulaşıyor . Elbette atıyorum ancak bir koltukta 3 kişi ayakta , omuz omuza , akraba şeklinde yer alıyor . Maç öncesi atışmalar , soğuyan hava ve sevdan bir ateş kareografisi . İlk maçta açılan Es-Es bayrağı da güzeldi ama bu devinim Türkiye için bile bulunmaz nimet . Galatasaray 'ın eski açığı gibi kareografi konusunda çok iyiler . Bizimkiler ise kavgdan başka birşey bilmiyorlar . Yine karmaşa , alkol ve türevleri . Yanımda birilerinin çıkardığı olaylar yüzünden ilk 20 dakika maçtan hiç bir şey anlamadım . O kadar uzun sürdü ki burnu kırılan arkadaş sağolsun bizleri biber gazına alıştırdı . İki kere sıktı polis , birini de kendisine . Kudurmuştan beteriz . Türkiye 'de polis eğitimi bence şu yönde gelişiyor ; olay mı var sık gazı kaç . Tam bizlik , helal olsun . Alen geldi olmadı , çocuğun dayısı sakinleştiremiyor . En sonunda çıktı dışarı yanılmıyorsam biz de rahat bir nefes aldık . Aynı takımın tribününde nasıl kavga çıkar konusu üzerine bu ülkede üniversite tezleri yazılır milyonlarca sayfa bana göre . Gerçi geçen seneki İBB maçında dünyada bir ilk gerçekleşerek Beşiktaş dışında taraftar olmayan yerde polis seyircilerin arasına barikat kurmuştu Olimpiyatta .

İlk yarı Beşiktaş önümüzdeki kaleye oynuyor ve Ivesa yerine kaleye geçen acemi Sinan 'a doğru düzgün bir şut çekemiyoruz . Denemiyoruz bile . Çektiğimiz de kalecinin üstüne . Ah Delgado ah ! Yağmur başlıyor , hava soğuyor . Sesimiz çıkıyor , gürültü oluyor ama açık hava olduğundan sanırım her kesime ulaşmıyor , yeterince ses patlamıyor . Arkadaşımı aradım devre arası tv başında çok az geliyor dedi , şaşırdım . Ses kalmadı , kısıldı . Kızları arıyorum Espark 'ın otoparkına çekmişler arabayı içinde uyuyorlarmış . Sen gel Eskişehir 'e , gezeceğine , tozacağına bir alışveriş merkezinin otoparkında uyu ! Hoşuma da gitmedi değil aferin kızlar diyorum içimden , en azından içim rahat . İbrahim Üzülmez 'i arıyor gözlerim yedek kalmış aman tanrım ne güzel . Serdar Özkan 'a edilen küfür ile burdan İstanbul 'a duble yol olur . Serdar demişken Eskişehir 'e günübirlik seyahatimizde sahada bulunan Serdar Bayraktar , Serdar Özkan ve Serdar Kurtuluş dışında 3 tane daha Serdar tanıdık ki bu kadar Serdar bize de fazla gelmedi değil . Sivok 'un olası kırmızı kart görmesini dillendirmemizle hocanın onu oyundan alması aynı zaman dilimine denk geliyor . Kırmızı siyahlı tribünlerden ses yok , garipsiyorum . 50 - 100 - 200 liralık biletlerden sesleri çıkmıyor diyoum geçiyorum . Bu maçı almamız lazım , goller akçıyor , zaman geçiyor .

İkinci yarı Yusuf girer 60 'dan sonra oyunu çözer diyoruz . Önümüzde ısına ısına yandı diyoruz , Mustafa Denizli duyuyor bizi . Alıyor oyuna ama anca son anlarda . Bu arada ilk yarı boyunca bizi seyreden Es-Es tribünleri güzel şeyler yapıyorlar . Takıma destek babında bilmiyorum ama ahenk mevcut , Güney Amerikalılara benziyorlar . Orkestraları ile atkı şovları da güzeldi . Ta ki Bobo 'nun golüne kadar . Sonrası zaten sevinç , cümbüş , üçlü , yağmurlu bir günde , sen her gece efkarım ve bilimum boğaz parçalamaları . Şampiyonluğa inanç golleri hep bu adamdan . Babasın Bobo ! Bu sırada yağmur şiddetini arttırıyor , duruyor tekrar yağıyor , güneş açıyor . Eskişehirli Beşiktaşlılar bu hava hep böyle diyorlar , gülüyoruz . İstanbul 'u bilmiyorlar sabah tişörtle çıktığımızda öğlen dolu yağdığını . Öndeyiz , iyi oynuyoruz bu sırada gökkuşağı açıyor . Bağırıyoruz gökkuşağı çıktı şampiyonluk geliyor diye . Bence de bir işaret olmalı tüm Eskişehir tribünün arkasını kaplayan bu doğa olay . Nerden bilirdik havada değil sahada gerçek bir ''DOĞA OLAYI'' !

Ve sahneye YUSUF çıkıyor . Ayağına aldığında ilk çalımından sonra kaptracaksın diye bağırdığımı hatırlıyorum . Sonrası hepinizin bildiği ''Doğa 'ya aykırı hareketler'' . Futbolcu Doğa 'nın dengesini bozan şeyler . Aynı adamı 3 kez çalımlarsan ya futbol hayatın biter yediğin tekme ile ya da adam kendi bırakır mesleğini zevkle . Ayıp be kardeşim ! İnsan insana böyle yapar mı ? Al da at be Holosko . Ve 0-2 . Sonrası şşşt şşşt nereye tezahüratları , Bursaspor atkısı açanın sülalesinin çınlayan kulakları ve şampiyonluğun erken kutlamaları . Skorbord uzakta ama manzara güzel . 0-2 . Herşey çok hoş lakin beklemek değil . 1,5 saate yakın üşüyerek sıkıntıyla evsahibi taraftarın dağılmalarını beklemek . Bir abinin demirliklere çıkıp üçlü beşli onlu çektirmeleri . Düşen birasını 10 dakika sonra farketmesi . Sedat 'ın polisle öpüşmesi . Tren saatini hatırlatmalar , yeter artık haykırışları ve kapı açıldı . Milletin otobüse bizim ise Eskişehir meydana taksi aramamız . Bindiğimiz ticarinin şoförü üşüdüğümüzü görüp ''Bir de üstüne kaybettik'' deyince hafif gülümsemeler . Hiç bozmadan ''satmışlar abi maçı , Rıza naapsın ya , gol pozisyonuna bile giremedik'' yakarışları . Yanlışlıkla nasıl gidelim dese cevap gelmeyecek , haberi yok abinin ! Es Es Es Ki Ki Ki yalandan bağırtısı , ''Neyse inşallah haftaya koyarız'' babında birşeyler konuşarak ve inince koparak alışveriş merkezine gitmeler .

Dönüş yolu gece kamyon peşindeyiz , yorgunluk tavan yaptı . Bir 330 kilometre daha gördü ibre . Ama bu sefer heyecanla değil tüm günün yorgunluğuna değen skor ile . Değdi bence herşeye , Beşiktaş 'ın peşinde o nereye , biz oraya , her yere . Radyoda son dakika golünü duyup G.Saray da şampiyonluktan elenince değmeyin keyfimize . Eskişehir 'den aklımızda kalan sadece Beşiktaş , zaten hiç çıkmıyor ki ! Güzel deplasman oldu . Sokaklarda düğmeler var , basıyorsun taksi geliyor bunu hiç unutmayacağım . Bir de çok çekik gözlü gördüm , en tatarından . Çiğ börek yemeyi unuttuk heyecanımızdan . Arkamızda bıraktıkça en güzel şeyi aklımıza geliyor şehirin ; elbetteki İstanbul 'a gidişi . Cezalı oyuncumuz yok , bizim kadar iyi fizik gücü olan da yok , Yusuf çok iyi sıra şimdi Pazar günü Fenerbahçe 'de . Gözünü sevdiğim köprüsü seni bile özledim . 12 civarı hoşgeldik şehr-i İstanbul 'a . Yorgunluk had safhada . Kızılkayalar 'da bir ıslak patlatalım diyoruz emniyet yine kapamış yolu aç yatacağız belli oldu . Yastığa koyunca kafayı aç da olsak sanki huzur İslam 'da değil sadece Beşiktaş 'ta . İyi geceler Türkiye her nerede yaşanıyor ve ne kadar mutlu Beşiktaşlı varsa ...

Soldaki Beyaz Kaşkollu Kim :)


23 Nisan 2009 Perşembe

Kısa Kısa ...


*Barcelona maçını seyrediyorum ; o kadar rahat 4-0 oluyorki , 5 senedir saçlarımın neden beyazladığını Türk ve Beşiktaşlı olmam ile bağlantısını araştırıyorum .

*Duman 'ın albümü tavsiyedir beyler bayanlar . Ateş olmayan yerden yine çıkmışlar bu adamlar .

*İki maç kaldı kombinenin ve sezonun sona ermesine . 975 lira kapalı alt kombinesi . 3 Uefa maçı , 3 Türkiye Kupası ve 15 lig maçını toplayalım , eşittir 21 maç . Ortalama 45 liraya denk geliyor şu ana kadar . Avrupa maçları ve derbiler dışında genellikle 70 lira çekti yönetim bu bölüme . Bu da demek oluyor ki kombine al , kombine aldır ! Ancak bundan sonraki iki maçta ise hesaplar alt üst olacak . Zira Galatasaray ve Fenerbahçe gelecekler İnönü Stadı 'na . Ben 100 lira olur diyorum ve sizlere soruyorum ; şu anda bu iki maç için kombinemi satarsam ne kadara gider ? Ya da sezon başı tutarı çıkarabilir miyim ?

*Dar Alanda Kısa Paslaşmalar vardı televizyonda dün gece hemen yatmadan önce . Kumandayı biraz free bıraktım . Uykuya rahat dalmamı sağladı Savaş Dinçel 'in ''Hayat fena halde futbola benzer'' açılış cümlesi . Rafet El Roman bile sırıtmıyor bu filmde , bir de burdan yakın sigaranızı .

* Sigara dedim de ; 6,5 ay oldu bırakalı . İradesi olanlar parmak kaldırsınlar !

*4 gol yiyen Sevilla defansından Esquerro yıldız oldu dedi biraz önce Ersin Düzen 90. dakikada . Haklı mı haklı ...

*Bu akşam Zeki Demirkubuz yanımdaydı kapalı üstte . Kader :)

*Lig Tv fantezi futbol sitesine her gün mail atmaya devam ediyorum . Hatta bugün başka isimlerle ve başka mail adresleri ile yazdım neden ödül vermiyorunuz diye . Bakalım 6 hafta kala kararları değişecek mi ? Ulan araba (Mini Cooper) ödülü veren var , alo !

*Pepe deyince aklıma Metin gelir Fenerli . Bir de çocukken mahallede arkadaşımız olan adaşı . Brezilya asıllı Portekiz vatandaşı olanını Real Madrid 'in milyon euroları verip aldığını ve aynı adamın Türk Milli takımına attığı gol hafızamızda yer alırken update sözkonusu oldu ve veriler güncellendi . Dün geceki tekme ve yumruklarıyla elbette . Kramponların çivili kısmının ne kadar acıttığını bilenler kervanına Getafeli arkadaş da katılırken güzel bir come back seyrettik Real Madrid 'ten . İnsan biraz kardeşine çeker deyip geçelim bence ...

*Çok fazla ön plana çıkmasa da Fuat Akdağ 'ı seviyorum , hatta sırf bu yüzden bile sevilmeyi hakediyor bu adam ...

*Bu akşam kaybetme kredisi kalmayan Ankaraspor karşısında Beşiktaş 'ın tur garanti dediği an işin yapısı değişti ancak yine de sonu şeker gibi oldu . (Bu cümlede kaç banka adı geçmiştir bilin bakalım)

*Cihangir Savoy Pastanesi 'nde simit içinde kaşarlı kavurmayı ısıttırın bir an önce ve sonra afiyetle yiyin anacığım allahaşkına . Dualarınızı alacağım emin olun ...

*Bursaspor ve Gaziantep eğer iyi yabancılar ile anlaşırlarsa önümüzdeki sene Kayseri ve Sivas ile birlikte 8 takımın korkunç bir mücadelesine tanık olacağız gibime geliyor . Ah keşke bir de güzel stadlara sahip olabilsek ...

*Bu hafta Fantezi Futbolda yine heyecan fırtınası var . Hacettepe kiminle oynarsa rakip oyuncuları alan arkadaşlarımız bakalım İBB takımına güvenebilecekler mi ? Alex , Tabata ve Romaschenko sakat . Trabzon ve Beşiktaş deplasmanda , Fenerbahçe 'den alınacak oyuncu yok . Galatasaray zaten karmakarışık . İsabetli tercihlerin yıldızı kim olacak hep beraber göreceğiz .

*Kaçıcı dalga bana vuracak bakalım bu Ergenekon 'da ? Kezzap atıp Bergenekon diyeceğim ama çok fena olacak ...

*Site hafta sonu kapalı . Arkadaş düğünü ve deplasman yolları . Eğer 3 puanla dönersek 3 Mayıs gününe daha iyimser bakarım . Ancak zordan bir ötesi diyorum , çok zor !

*İyi geceler Türkiye , her nerede ne yaşanıyor ve ne cephanelikler çıkıyorsa ...

110


Özledim Seni ...

Özledim seni bugün sebep yokken
Uzansam hayallere dokunurum sandım bak
Yıllar geçmiş üstümüzden
Hala ilk günkü gibi aklımdasın
Özledim seni, özledim seni ...
Özledim seni, özledim seni ...

Sen duyduğum en güzel cümlenin
En güzel öznesi
Tanrının unuttuğu bu kentte
Cennetten düşen bir manzara gibi
Özledim seni, özledim seni ...
Özledim seni, özledim seni ...

Söyleyecek çok sözüm vardı
Hepsi yarım kaldı
Neler ummuştum hayattan
Elimde ne kaldı
Kırılan kalbim miydi yoksa?
Karnımdaki bu sancıyla
Küflenmiş ruhum unutmadı
Unutmadı seni hala

Özledim seni, özledim seni, özledim seni ...
Özledim seni, özledim seni, özledim seni ...

Özledim seni bugün sebep yokken
Uzansam hayallere dokunurum sandım bak
Yıllar geçmiş üstümüzden
Hala ilk günkü gibi aklımdasın

Avrupa 'dan Futbol ...


Hiç bir zaman Avrupa 'dan tuttuğum esaslı bir takımım olmadı . Real Madrid ile gönül bağım ise daha çok Hugo Sanchez ve bilgisayar oyunlarından ileri gelmektedir . Milan 'ı Van Basten yüzünden , Juventus 'u siyah beyaz renklerinden , Liverpool 'u herkes ile aynı sebepten ve Celtic 'i de forma şeklinden dolayı sevdim ve sevmeye devam ediyorum . Beşiktaş varken başka bir takımın kazanmasını istemem mümkün görünmüyor . Beni anlatmıyor bilmemne Road 'tan istatistik sunmak ya da Arsenalliyiz ezelden cümleleri . Bizden daha iyi oynadıklarını çözdüğümden beri seyrediyoruz hepsi bu , daha çok anlam yüklemek bana biraz yapmacık geliyor . Neyse asıl demek istediğim şu ; Fransa Liginde neler oluyor başlıklı yazı görmüyorsanız bu sitede ya da Liverpool - Arsenal maçında Arshavin 'in ''daha ne yapayım be abi''li yüz ifadesini fotoğraflamamışsam , bunun tek sebebi bu işi yapan o kadar çok blog varki bana sıra gelmiyor . ''O kadar çok'' söz dizisi belki yeteri kadar anlatmıyor demek istediğimi zira biraz sevimsiz durdu kanaatimce. Daha çok benden daha iyi yazanlar , bu işe cidden gönül verenler , sabah akşam Premier Ligi seyredenler mevcuttur efendim demek istiyorum açıkçası . Özetleri seyredip , iki - üç cümle yabancı sitelerden araklayıp buraya taşıma fikri bana hiç sıcak gelmiyor . Aceto veya Noat olmadı Ali Okancı ve Borges bu olayı aşmış gidiyor zaten . Bana düşmez Drogba 'nın son beş maçlık performansının son karşılaşmaya etkisi ile ilgili 54 satır ! Salı akşamı seyrettiğim ikinci 4x4 karşılaşması için daha neler yazılabilir ki zaten ? Ben bu akşam Ankaraspor maçında çekirdek yiyip yeşil zemine boş boş baktım . Bir spor yapılıyor anlıyorum ancak geçen günkini görünce peki bu ne diyor insan ? Aman boşverin ; nasıl olsa bugün 23 Nisan , sahaya ayakkabı atınca neşe doluyor insan ...

Neşe Doluyor İnsan ...




22 Nisan 2009 Çarşamba

Eskişehir Deplasmanı ...


Kız arkadaşım aklıma sokmasa Pazar günü eve Dijitürk satın alıp kahırı tv başından çekecektim . Allahtan zeki insanlar çevremde . Dün biletlerimizi aldık . Aldık derken Eskişehir 'den bir arkadaş sağolsun yardımcı oldu . 50 lira . Araştırdım ; Sivas maçında 25 TL , Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında 50 liraymış . Kabul edilebilir bir fiyatlandırma . Yönetici olsam ; sahamıza gelen büyükten ne koparsam kardır mantığını ben de uygularım . Ayrıca taraftar profilini 50 lira ile şekillendirip büyük maçta çıkması muhtemel olayların da önüne geçmek mümkün oluyor . Ancak kravatlı yöneticilerimizin gözleri gerçekleri görmek istemez . Nasıl olsa forum okumazlar , tribünlerde neler oluyor ilgilenmezler , bilet parası verenlerin nelerden kıstıklarını hesaplamazlar , bağırmak kavramı ise zaten umurlarında değildir . Sadece gelecek paranın peşindedirler . Bunun için hizmette sınır yoktur mantığı geçerli değildir yanlış anlaşılmasın . Örneğin modern stadlarla , temiz tuvalet ve koltuklarla , akıllı transfer politikaları ile karşımıza çıktıkları zannedilmesin . Bu da isyanların , olayların , küfürlerin veya atılan yabancı maddelerin sebeplerini anlatmaz . Pazar sabahı güzel bir şehire yolculuk yapacağım . Takımına sahip çıkmış , 3 büyüklere gönül vermemiş ve bu uğurda her şeyi göz almış futbolseverlerin mekanına gidiyorum . Medya gör bu şehirleri artık diyorum . Bursa , Kocaeli , Antalya , Sakarya , Göztepe , Karşıyaka , Ankaragücü gibi . Deplasmanın bir anlamı olmalı ve olacak inanıyorum . Eskişehir bekle beni geliyorum ...

Maç Sırası ...








Maç Öncesi ...



























Dostluk 0-0 Barış

Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandım , çılgın gibi koşarak kırlara uzandım . Cihangir ‘den günaydın dedim bir Beşiktaş gününe ve kahvaltımı yaptım Yeşilköy ‘de çimenler üzerinde . Atkı takmaya yavaş yavaş alışmaya başlayan yurdumun tribün kovalayan güzel insanlarını gördükçe Pazar sabahımın ve benim aynı anda içimiz açıldı . Saatler fantezi futbol çalıyordu ve benim radyoyu açıp kulak kesilmemle gün gerçekten başladı . Kadromdaki forvetler gol atacak , geridekiler tutacak bu çocuk şampiyon olacak emelimiz geçen 2 saat sürede fiyasko ile sonuçlanırken yine de sıralamadaki yerimi korumayı başardım . Kaldı 6 hafta , hem Beşiktaş için hem de benim için . Çifte kupa bekliyorum diyenlere mutluluğun resmini çizdim geliyorum demek istiyorum .

Fantezi futboldan sıyrılıp günün anlam ve önemini idrak etmek için semte ulaştığımda saat henüz 16.00 ‘ya gelmemişti . Köprüden karşıya geçerken meydandaki kalabalığı görüp 2 hafta önceden daha kalabalık diye düşündüm göz kararıyla . Biber gazı veya göz yaşartıcı da yoktu hem de . Heykeli geçip Canım Ciğerim ‘e doğru köy içinden yürürken gördüğüm manzaralara en güzel yakışan kelime şampiyonluk olur ama dillendirmemek lazım şimdiden . Aidiyet duygusuyla karışık yüzümdeki gülümseme ile siyah beyaz sokakları geride bırakıp mekana ulaştım . G.Saray ‘ın sıkıcı maçı ve içilen sulu biralarla çöken havasızlık ayaklarımızı meydana ve kalabalığa doğru götürdü . Kalabalığı yara yara , yoğun alkol kokusu ve tam anlamıyla şenliğe dönen sokaklarda binlerce kişinin maç başlamadan gırtlaklarını yormalarını izledim . 50. Dakikadan sonra Tv başındakilerden farkımızın olmamasının sebebi Kazan yanı içkiyle karışık bu tezahürat gereksizliğidir . Neden bazı insanlar ağızlarını kullanmazlar sıvı tüketirken ? Ne bileyim kime ispattır bu gürültü kirliliği ? Baktık olacak gibi değil katıldık Kazan ‘a . Oturduğumuz masadan tüyen iki arkadaş ile göz göze gelip garsonun bize getirdiği 146 liralık hesaba tebessüm ettik . İki kişi , 146 TL . Ne içtilerse artık siz düşünün ! Garson elinde hesapla ortada kalırken içinden çınlatıyordu kaçan iki arkadaşın kulaklarını . Bağırtıya ve alkışlara eşlik edip ağaçlı yoldan stada geçmemiz 60 dakikalık araya tekabül ederken Dolmabahçe ‘nin karşısındaki duvara dönüp eli şeyinde bir sürü (hayvanlar için kullanılır) insan şeklinde yaratık gördük . Hadi arkandan geçen insanlardan hatta kadınlardan ve çocuklardan utanmıyorsun be adam ! Bari hemen üstündeki çatık kaşlı adamdan utan . Kendine saygısı olmayanların Türkiye Cumhuriyeti ‘nin tarihinin içine etmeye hakları varmış gibi davranmalarını içime sindiremesem de iki hafta önce buradaki askerlerin biber gazından kaçanlara ani bir refleksle silah doğrultması da yalnız ve sevgili ülkemin tuhaf hikayelerinden bir diğeri olması beni sakinleştiriyor .

Yerimizi aldık kapalı altta . Üstümüzü bir şey sardı göremedik . Sonra kutlu doğum haftası ile pankart açıldı , ilginç oldu ancak hoşumuza gitmedi değil . Futbol taraftarlarla güzeldir yazıyordu yeşillilerin ellerinde . Lafımız yok , elbette öyle . İnadına Teksas saçmalığını gördükten sonra iyi bile yapmışlar diye de düşündüm hani . Ancak 5 senelik kısa tarihte balık hafızalı olanlar dışında herkes hatırlayacaktır tüm bu meseleleri başlatan zaten Bursaspor . Taraftarımızı İskender kebaptan mahrum eden Bursaspor . İlk yarı 11 puan ödeyken sezon sonu 15 puan geride kapattığımız sezonda , camia tarihindeki en kaos ortamını yaşarken maç sattığımızı düşünen Bursaspor . Kardeşleri Ankaragücü Bursaspor ‘un rakiplerini yenemezken Beşiktaş da yenemeyince şike diyen Bursaspor . Son 5 haftaya 5 galibiyeti olmadan girip son 5 hafta 15 puan toplayan Bursaspor . Kendi kendine düşmanlık yaratıp bundan besleneceğini sanan Bursaspor . Yönetemi geçen seneki Rizespor maçından önce bu maçta şike olacak diye ortaya çıkıp kendini nimetten saydırmaya çalışan Bursaspor . İlk devredeki maçta sanki taraftarımız deplasman heyecanı yaşamış da şimdi izin verilmediğini sanan Bursaspor . Vali ve İl Güvenlik Kurulu ‘nun aldığı kararı Yıldırım Demirören ‘den bilen Bursaspor . Üstüne biz oraya çocuklarımızla eşimizle gelecektik abukluklarıyla kendini cümle aleme güldüren Bursaspor . Adana ‘da çoluk çocuğa artistlik yapmayı delikanlılık sayıp İnönü Stadı ‘nda aynı cesareti gösteremeyenler de Bursaspor (Allah korudu) . Tüm bu düşmanlıklar devam ederken asılan 8 ve şikenin her yerde aynı renk olduğunu söyleyen pankartlar aklımızdayken Beşiktaş taraftarının söylediği besteleri çalıp değiştirip bize küfürlü olarak söyleyen yine Bursaspor ! Pes derler pes adama … Ama uslanmıyorlar işte . Bu nefretten beslenmek istemeyen ve altı boş ithamlardan artık sıkılan çok Bursasporlu olduğunu düşünüyorum En azından aklı selim , tribün kovalayan emekçilere saygılı ve güzel insanlar olduğunu biliyorum . Zira ülkedeki Çarşı ‘dan sonra gelebilecek yapıdalar biraz daha seslerini duyurabilseler . Medyanın 3 büyüklere gösterdiği ihtimamın altını kalın kalın çizerek söylüyorum bunları . Anlayana …

Neyse , biz bakalım topun olduğu tarafa (!) Kadroyu öğrendik , maç başladı ve bu şapkadan çıkarılan tavşan kaç oldu ben sayamadım cümleleri bir birine karıştı . Mustafa Denizli ısrarla rotasyon kisvesi altında bu takımın dinamikleri ile oynuyor bilmem farkında mısınız ? Bir insan hata yapar anlarım ama o insan hatayı devam ettirirse anlamam . Bakarsın Sivok geride oynadığı zaman ne olmuş , Cisse oynamadığı zaman ne olmuş , kırmızı kart yediğin maçlarda kim nerede yer almış . Delgado 3 senedir ne istatistik yapmış , hafta içi antremana bile çıkmayan adama ilk 11 şansı vermek neymiş , Yusuf formda ama neden yedek diye uzayan giden soruları yazarsın bir kenara , sonra alırsın eline kalemi akıllı bir cevap bulamadığın an istikrar adına seni galibiyete götüren kadroda bırakırsın oynamayı , uğraşmayı , değiştirmeyi . Daha neyin Delgado ‘sudur bu ? Kadroda oynama yapmak değil bunun adı , menejerlik oyununda 2075 ‘e ulaşmış birinin hareketleri resmen . Bir şekilde galibiyet geliyordu ama Delgado , Ernst ‘in yanında (rakip kaleye 40 metre) oynarsa sonuç bu olur . Yaratıcı oyuncunun karşılığı bu takımda Yusuf ile Delgado ise formda Türk ile hiçbir şey yapmayan Arjantinli kıyaslanamaz bile . 10 yaş fark var aralarında ama Yusuf görüntünün aksine daha yaşlı ! Bobo aylardır , Tello 3 haftadır formsuz , hiç kimse vazgeçilmez değil . Ernst makine mi her yere o koşsun . Gökhan Zan yüzümüz güldürdü , Rüştü hatasız oynadı . Yine de kazanabilirdik ikinci yarı Holosko kaleye vurmayı denese veya Bobo kalecinin üstüne değil de yanları düşünse . Direklere teşekkürler . İbrahim Toraman ‘dan daha iyi oynadılar bence . Bu Toraman ‘ın kaçıncı hatası bilmiyorum . Hakem ve Bursaspor teknik direktörlerini aynı cümle içinde kullanıyorum ne demek istediğimi bilmem anlayacak mısınız ; Deniz Sağlam Ertuğrul Çoban !

Hasta Bursasporlu enişte ile maç boyu mesajlaşma trafiğini bir kenara bırakıyoruz ve maç bitiyor . Tıklım tıklım maçların en büyük sorununun çıkışta taksi bulmak olduğunu bir kez daha anlıyorum . Eminönü ‘ne kadar yürüyüp günün son sıvısını köprüde gece İstanbul manzarası ile tüketirken , gözlerde uyku , cepte maç kritikleri ve aklımda Eskişehir maçı eve doğru gidiyorum . Pozisyonların tekrarı ve eski hakem yeni ahmakların olur olmaz yorumları ile uykuya dalıyorum . Bir günüm Beşiktaş ile sona eriyor … Pireler …

...


Siyah-beyaz ... Ölüm-yaşam ...

Bodrum'da Beşiktaş-Bursaspor maçını televizyondan izleyen Beşiktaş taraftarı, maçtan sonra geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Beşiktaş taraftarı olduğu belirtilen kişinin tabutunun üzerine, tuttuğu takımın forması ve bayrağı örtüldü.

Alınan bilgiye göre, Bodrum'un Ortakent beldesinde yaşayan Hüseyin Verit (51), pazar günü oynanan ve 0-0 sona eren Beşiktaş-Bursaspor maçının ilk yarısını Bodrum Beşiktaşlılar Derneği'nde, ikinci yarısını evinde izledi. Maçtan sonra kalp krizi geçiren Verit, kaldırıldığı Bodrum Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Bodrum Beşiktaşlılar Derneği üyesi olduğu bildirilen Verit'in cenazesi, Ortakent Camisi'nde kılınan cenaze namazınını ardından, Ortakent Mezarlığı'nda toprağa verildi. Verit'in tabutunun üzerine Beşiktaş forması ve bayrağı örtüldü.

Verit'in cenaze törenine yakınları, arkadaşları ve Bodrum Beşiktaşlılar Derneği üyeleri katıldı. Törende Verit'in 13 yaşındaki oğlu Görkem ile 23 yaşındaki oğlu İrem'e dernek üyelerince Beşiktaş forması verildi.

Bodrum Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Tamer Cansever, gazetecilere yaptığı açıklamada, Verit'in çok iyi bir Beşiktaş taraftarı olduğunu söyledi. Verit'in dernek binasında izlediği Beşiktaş-Bursaspor maçından sonra Beşiktaşlı futbolculara eleştirileri olduğunu belirten Cansever, şöyle konuştu: ''Verit futbolcuların daha iyi performans göstermesini istedi. Daha sonra sıkıntı içinde eve gitti, kalp krizi geçirmiş. Kendisi sigara ve alkol kullanmayan bir kişiydi. Biz şimdi Beşiktaş teknik heyetinden ve futbolculardan şampiyon olmalarını istiyoruz. Bize kalp krizi yaşatacak takım istemiyoruz. Bizi mutlu edecek takım istiyoruz. Hüseyin Verit, Beşiktaş forması giyerek maçları izlerdi. Şimdi Beşiktaşlı futbolcular onun için şampiyon olsunlar.''

Kaynak : Lig Tv

Maruzatım Var Dolaşıyorum Ben ...

Yazamıyorum üç gündür . Malumunuz özel işler , meşguliyet ve iş güç kovalamaca . Akşam da maç var , sondan üçüncü maç kendi sahamızda ve belki de yıkılacak İnönü Stadı bu maçlardan sonra . Yarın 23 Nisan şimdiden neşe doluyor insan misali biriktirdiklerimi sizlerle paylaşacağım . Geçen Pazar günü maç ile ilgili yazımı ve semtten fotoğrafları göreceksiniz . Bu hafta sonu da aynı maruzatlardan dolayı site kapalı . Arkadaşın düğünü ve Eskişehir deplasman yolları beni koparacak sanal dünyadan . Olsun , sevdiceğin peşindeyiz gideceğiz yeneceğiz geleceğiz . Açıklama yazısından çok randevu defterimi sizlerle paylaşmak gibi olsa da şimdiden kalın sağlıcakla ...

*Dünyaaaa Günü Kutlu Olsun !


*Bülent Ersoy