31 Mart 2009 Salı

Nobre , Nobre Nobre ...

Marcio Nobre ... 22 maçta 6 gollük performansı ve Brezilya ‘nın Cruzeiro takımındaki şampiyonluk apoleti ile 20 Aralık 2003 günü ayak bastı ülkemize . İlk günlerde ismini duyan yoktu , daha sonra ise Fenerlilerin lorke lorke melodisi ile aşina olduk kendisine ve ismine . Devre arası transferlerinden yarar gelmez inanışının aksine 18 maçta 12 gol ile bir şampiyonluğa daha merhaba diyordu bu melez adam . Sonraki sene 45 maçta 24 gol ve 41 maçta 21 gol ile kariyerinin zirvesine ulaştı . Bu başarılarının yanında G.Saray 'ı boş geçmemesi dikkat çekerken , elle attığı goller ve Arif Erdem 'i çağrıştıran penaltı beklentileri kendisine karşı bir önyargının oluşmasını sağladı . Bir Beşiktaş maçında Emre Aşık 'tan yediği parmak da hafızalamızdadır hala .

2,5 sene Fenerbahçe 'de Alex 'in tamamlayıcısı olarak görev yaptıktan sonra 6 yabancı sayısına takıldı . Yönetim tarafından 100. yıl kadrosunda düşünülmedi ve o sıralar ezeli rakibinden oyuncu almaya bayılan Beşiktaş , Marcio Nobre 'yi kaptı . Ancak bunun bedeli daha sonra Tümer olacaktı . Elbetteki Nobre lorke lorke melodisi ile çağırılamazdı . Nobre , Nobre Nobre şak şak (buradaki şak şak alkış niyetinedir , yanlış anlaşılmalara mahal vermeyiniz) tezahüratı ilki gibi yaratıcı olmasa da en azından çalıntı değildi . Bu arada Fenerbahçe 'den yabancı sorunu nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Nobre , kısmete bakınki Ağustos 2006 'da Türk vatandaşlığına kabul edildi ve ismini Mert Nobre olarak değiştirdi . Bu isim benim nazarımda bir ablamızın belediye başkanı İsmail Ünal 'a açtığı güzel bir pankart ile daha çok anlamlanır : Mert Nobre bile senden daha Mert !

Beşiktaş ‘taki ilk senesinde gözleri Alex ‘i aradı , bulamayınca gol atamadı ve bir oraya bir buraya koştu durdu . Sezonun ilk yarısında gol sayısı sadece 1 olduğundan Kayserispor kalecisi Ivankov ile karşılaştırıldığı bile olmuştu . Ancak ilginç bir sevgi anlayışı olan Beşiktaş taraftarının gönlüne çalışkanlığı ile girmişti bile . Başarısındaki en büyük pay sahibi olan kafasını kullanmaktan bıkmayan Nobre 1 gollük barajı ikinci devrenin ilk maçı olan ve benim de askerden gelip numaralıdan izlediğim Manisa maçında aşar ve hat-trick ile güzel bir come back gerçekleştirir . Bir ara Ertuğrul Sağlam döneminde (Zurich maçı) ve Sinan Engin söylemlerinde maçın sonlarına doğru oyuna girmek istememesi sebebiyle kadro dışı kalsa da tekrar takımında ve taraftarların gönüllerinde yerini bulur . Şükrü Saraçoğlu Stadı ‘na kaptan olarak çıkması ne kadar absürtlük ise uzatmada attığı gol bir o kadar güzeldir . İlk iki sezonunda 15 gol atamazken bu sezon daha on hafta kala bu sayıya ulaşmıştır . Özellikle bu sezonun ilk devresinde çalışkanlığı , hırsı , yıpratıcılığı ve verilen ikinci kaptanlık görevi ile birlikte yükselişe geçtiği , artık milli takım için bile düşünülür olduğu açıktır . Türk kontenjanında yer alması bir yabancı oyuncu daha alınmasını kolaylaştırırken sıra gelir bu sene sonunda bitecek olan kontratının yenilenmesine . Zaten bu kadar yazı yazmamızın sebebi de zurnanın zırt dediği asıl bu yerdir .

Beşiktaş yönetimi aynı taraftarları gibi Nobre ‘nin performansından ve kendisinden memnundur . Otuz yaşına henüz basmamış ve Türk statüsünde oynayan oyuncusunu bırakmak istemez . Ancak burada karşımıza ünlü menejer Juan Figer çıkıyor . Ünlü derken bizim piyasada ünlü . Hangi takım kafa kağıdında Brezilya yazan bir futbolcu arıyorsa ona denk geliyor . Portföyündeki 200 futbolcunun durmadan kulüpleriyle UEFA ve FIFA ‘lık davaları olması sonucu dikkat çeken uyanık girişimci hakkında en net açıklama bu ayın sonunda Şenes Erzik ‘ten geldi . Lugano transferi yüzünden problem yaratan menejer için ‘’Uruguay Federasyonu Başkanı arkadaşımdır , bahsi geçen futbolcuya İtalya ‘dan resmen talip olan takım yok , bu numaraları hep yapıyor , hakkında soruşturma açtık, sonucu yakında kesinleşir ‘’derken , bu konuda en çok canı yanan kulüp olarak Fenerbahçe ‘yi biliyoruz .

Bir rivayete göre 2003 yılından beri sadece bu takımdan kazancı 50 milyon dolar civarındadır . Geçen senelere göre bütçedeki bonservis bedellerinin %200 artmasının izahı nasıl verilir bilmiyorum . Zico , Deivid , Luciano , Nobre , Lima , Edu , R.Carlos ve Guiza konusunda aracı olan , imaj haklarını satın aldığı Alex ‘in sözleşmesini yenilemesinde kulüp ile ters düşen ve en son Maldonado ve Lugano ‘nun bonservislerini elinde bulunduran Juan Figer ile kulüp ilişkileri dondurma kararı almıştır . Bir futbolcuyu alıp , kendi hisselerinin bulunduğu paravan futbol kulübü Atletico Rentistas’a transfer eden , daha sonra da anlaştığı kulübe bonservis bedeli ödeten bu adam Maldonado ‘nun imza sürecinde 1,5 milyon euro kopartmıştır . Bu taktiğin diğer ismi , aynı takıma Ocak ayında imza attırılan Lugano olmuştu .

Şimdi sıra Mert Nobre ‘ye geldi . İmza parası adı altında havadan para kazanmak istiyor Juan Figer . Tutar 4 milyon Euro civarı . Yönetimin bu futbolcuyu bırakmak istememesi ve Delgado ‘nun henüz bu sene 2.1 milyon Euroluk yeni sözleşmesi de elini güçlendiriyor . Yıldırım Demirören kriz yönetmeyi asla beceremese de şu ana kadar imzanın atılmamış olması bile değiştiğinin kanıtı . Reste rest ile cevap verirken , vergi cenneti ülkemizde bu parayı vereni bırakın , dışarıda dahi talibi olmaması da onun kozu olarak söylenebilir . Nobre ‘ye verilmesi muhtemel bir sözleşme parası Holosko , Tello ve Bobo ‘nun menejerlerinin aklına şeytanlık sokarken , Türk oyuncuları ise yeniçeri isyanı başlatabilir . Anlayacağınız hassas dengeler sözkonusu ancak sonuçta o imza atılacak ve Türkiye ‘nin en şeffaf kulübü bir şekilde o tutarı Borsaya bildirmek zorunda kalacak . Beşiktaş kulübü , Juan Figer ‘in Türkiye ‘ye gelmesini bekliyor , bu arada da Nobre ile alakalı teklifler medayaya yansıdıkça işin tadı kaçıyor . Masaya oturmadıkça bu konuda tribünden de çatlak sesler çıkması da olası . Biz sahanın dışından Mert Nobre ‘ye gönül verenleriz . Kapalı odalarda neler konuşulur bilemeyiz . Kişisel görüşüm taviz verilmemesi yönünde lakin kestirip atmak da çözüm değil . Bekleyip görelim .

Sıcaklarda ...


Yukarıdaki amcam biraz abartı ama iki gündür hava ısındı , yakmaya başladı . Nisan olmadan bu sıcaklık hayra alamet değil der büyüklerimiz . Büyüklerse mevzubahis ; aklıma Nazım Hikmet ve onun İlhan İrem 'e esin kaynağı olan çok güzel şiiri gelmekte . Lafa bak lafa ; bir otel odasında seni düşünüp yalnızlığıma soyunuyorum ! Üff baba bu ne be fotoğraf makinesi ...

Bu sıcaklarda seni düşünüyorum
çıplaklığını
boynunu bileklerini
minderde ak bir kuş gibi yatan ayağını
senin söylediklerini.

Bu sıcaklarda seni düşünüyorum
bilmiyorum aklımda en çok kalan ne
gözümün önüne gelen
boynun mu bileklerin mi
çıplak ayağın mı
bana benim olurken söylediklerin mi?

Bu sarı sıcaklarda seni düşünüyorum
bu sarı sıcaklarda bir otel odasında seni düşünüp
yalnızlığımı soyunuyorum
biraz da ölüme benzeyen yalnızlığımı

Pisi Değil Pusu ...


Meşale Organizasyonu


Bilen bilir bu Cumartesi günü güzel düşünülen bir organizasyon var . Stada sokulmayan meşalelerin takım otobüsünün Barbaros 'ta göründüğü anda yakılmasıyla birlikte çok güzel görüntüler meydana çıkması planlanmakta . Hem takıma şampiyonluk yolunda destek vermek hem de yine yeni yeniden bu taraftarın Türkiye 'nin bir numarası olduğunu göstermek amaçlanıyor . Fikir güzel ancak sakıncaları yok değil . Forzada da uyarılarımı yaptım , burda daha kesin çizgiler ile üstünden geçmekte fayda var . Naçizane tehlikeye dikkat çekmek amacım , yoksa sis bombamı alıp ben de yerimi alacağım , o ayrı !

Öncelikle Yıldız Teknik Üniversite 'sinden İnönü Stadı 'na olan mesafeye bakmak gerekiyor . Kaynak google , uzaklık 2 kilometre . Bu da 1 metre arayla sıralanacak 2000 kişiye ihtiyaç olduğunu gösteriyor . Sağlı sollu meşale yakılacaksa kişi sayısı 4000 'e çıkar . Geçen sene belki de şampiyonluk maçımız olan İBB karşılaşmasında tribünde 10-15 bin kişiyi görünce bu sayı bana biraz komik geldi . Aralıkları açalım mesala 5 metre diyelim , eder sana 400 kişi , karşısındakilerde 400 , toplam 800 kişi . Bu bile zor . Zira aralıkları açıp 800 kişinin sıralanması bunun bir intizamla sağlanması kolay değil . Cumartesi günü çalışanlar var . Kursu , okulu olanlar var . Geçen seneki eldiven ve Ümraniye hayal kırıklıkları var . Tecrübe ile sabit . Bir de yanyana dizilen adamları görünce polisin ne tutum sergileyeceği bellidir . Merak etmez , sormaz , sadece engeller . Neyse geçelim bir başka soruna .


Herkesin Yıldız 'dan sıralanarak aşağıya doğru geleceği düşünülse de benim fikrim bu yönde değil . Çoğu kişi merkezi tercih edecektir . Bu da Kazan 'ın önünde toplanmak anlamında olacaktır . Otobüsün gelmesi ve köprünün altındaki yüzlerce kişinin meşale ve sis bombalarını yakmasıyla oluşacak kaos ise bir başka soruna göz kırpıyor . Trafik , güvenlik ve risk . Emniyetimiz keşke okullar olmasaydı diyen eski Milli Eğitim Bakanı 'nı esas alarak İstiklal 'de insanların 100 metre yürümesine engel olurken o kadar kişinin patlayıcı etkisi ve yaralanmalara sebebiyet verecek meşalelerle orada toplanmasına izin vereceklerini asla düşünmüyorum . Bir kere toplum için sakınca söz konusu . Hadi diyelim verdiler . Olmaz ya ; beşin elin parmağı bir değil . Elindeki sönmüş meşaleyi çevreye atan , sis bombasını yakmayı bilmeyen , bilerek ya da bilmeden hata , yanlış , kusurlar sebebiyle çevreye , insanlara , araçlara atılacak veya bir şekilde gelmesi sonucunda oluşacak sorunlarda sorumluluğu kim alacak merak ediyorum . Tabi Kazan 'ın yanındaki açık hava meyhanesinde çıkacak kavga , gürültü ve olayları saymıyorum bile . Herkesin ağzına içmediği bir gerçek !

Bu problemleri de göz ardı edelim ve süper bir karşılama ile birlikte stadımızdaki yerimizi alalım . Ama o da ne , fazla kalan meşaleler maçta yakılıyorlar . Cezası var yapmayın demeye kalmadan yine aynı engeller karşımızda . Zaten diken üstündeyiz , küfür etmemeliyiz, olay çıkarmamalıyız . Ancak bir - iki kişinin yapacakları başımızı derde sokabilir . Hepsini bir kenara koyalım bu kadar konuşulduktan sonra ve planlanan şeyin belli olması sonucunda buna yetkili mercilerin önlem alacağını düşünüyorum .

Fikre ve organizasyona saygımız sonsuz , düşündüğümüz yerde yerimizi elbetteki alacağız . Ancak herkesin bir yerine bin dikkat kesilmesi ve taşkınlık veya olaylara sebebiyet vermemesi gerekiyor . Yapacaklarımızın sorumluluğu büyük , camia sözkonusu artık sadece bireyler değil . Bilmem anlatabildim mi ?

30 Mart 2009 Pazartesi

Eylülde Gel ...


Yarın dönüyormuş Lincoln Efendi . Uzadı bu iş . Gidecek dönmeyecek gitti gitmez gelince konuşuruz gitti gelmez derken bıktırdı . Ben daha iyi bir parça tavsiye ediyorum . En azından kulağa hitap ediyor .

Manşetler # 10


İki hafta önce oynanan maçta Arif Erdem ayağıyla , Ümit Aktan ise sesiyle harikalar yaratmış , 3-3 'lük skorun rövanşında Cantonalı kadrosuyla Manchester United ASY 'de arz-ı endam etmekteydi . Kalede Hayrettin ve formada Show Tv logosu . Hep aklıma dıp dırı dıp dıp dırı dıp dıp melodisi gelir nedense . Tansu Hanım güncel rantı kaçırmamış ve staddaki yerini almış . Maç sonu Fenerbahçe ile gurur duyuyorum demiş olabilir . Maç 0-0 biter ve Galatasaray Şampiyonlar Liginin ilk yılında ilk Türk takımı olarak yerini alır . Sabah gazetesi de bunu manşete taşır ve bir güzel yazımız daha burada sona erer . Gökten üç elma düşer biri Kubilay Türkyılmaz 'a biri Arfi Erdem 'e ve sonuncusu da Ümit Aktan ağabeyimize .

Manşet 1-2-3-4-5-6-7-8-9

Beşiktaş Yanıyor ...



Her Seçim Önemlidir ...


Demokrasi mi kazandı , milletin iradesi mi galip geldi bilemedim
Hangi cümle daha klişe olurdu diye düşündüm seçemedim
Dün gittim her vatandaş gibi oyumu verdim şimdi rahatım
Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir lafımdan vazgeçemedim

1-0


Başdöndürücü bir pas trafiği , sağ kanattan 428 kere ileri git-gel manyaklığı ve şu anda dünyanın en iyi forveti Torres ile Saturday Night Fever 'a hoşgeldiniz . Şak şak şak şak ... Taksim 'de tüm İspanyol meyhaneleri tıklım tıkış vaziyette ve ben uzaktan seyrederek maçı yorumlamak durumunda değilim elbette . Her büyük spor yazarı gibi maçı bir daha seyredip gazeteme köşemi öyle yazdıracağım ! Ntv 'yi prime time , share veya AB grubu gibi kelimelerle birlikte hep şampiyon olarak görmek isteyişimizin sebebidir bu denli sevmemiz . Yorumcu Rıdvan Dilmen imiş ertesi gün idrak ettim ! Maç başlar , iki tane üstüste pozisyon ve sonrası sanki rakip bizden çok oynuyor durumu . Birileri iki maçta 4 puan iyidir lafları ediyordu . Ben derim ki şimdi İstanbul 'da 1 puanı öp başına koy . Oyunu tutmamız , golü erken yemeden Avrupa Şampiyonunu sıkıştırmamız , Semih 'in top saklaması , stoperlerin sıfır hataya yakın mücadelesi , Gökhan Gönül 'e sarı-lacivert formanın artık iyiden iyiye küçük geldiğini görmemiz , Volkan Demirel 'e kanımızın ısınması hep artı hanemizin ayrıntıları . Aklımızda ne Toraman ne de diğer sakatlar . Ümit verici ilk yarı ve sonrası ise yine bana hasret yine bana esmer günler düştü eyvah ! Fernando Torres ve Sergio Ramos için denecek tek lafı avuçların birbirine vurması söyler . İbrahim Üzülmez kafasını yastığa koyunca kaç Ramos görecek merak ediyorum . Altmıştan sonra ben nasıl izlediysem o kafa ile daha bir sağlıklı halde bizim futbolcular izledi onları . Biz küçükken tek pas oynardık aramızda , biri karşıma geçerdi , ben ona atardım o da bana . İspanyollar bunu benden mi gördüler bilmiyorum ama bayağı bir geliştirmişler gibime geldi . Çocukluğumuzda Hollanda , 90 'lı yıllar sonunda Fransa , her daim Almanya ve şimdi moda İspanya . Önümüzdeki maçlara bakalım diyeceğim ama rakip yine aynı . Allah yardımcımız olsun , Çarşamba günü işimiz yine zor . En azından 1 Nisan , şakadır der geçeriz !

28 Mart 2009 Cumartesi

İlk 11


İlk 11 : Volkan , Gökhan Gönül , Emre Aşık , Hakan Balta , İbrahim Üzülmez , Tuncay , Aurelio , Emre Belözoğlu , Arda , Semih ve Kaptan Nihat .

Çift forvet , kazanmak isteyen bir takımın Santiago Bernabeu Stadı 'na güvenle girmesini sağlayacaktır . Ancak aynı adamların çıkışı nasıl olur bilmiyorum . Hakan Balta , İ.Kaş veya Sedat yerine düşünülmüşse gel de bizim Sergio Ramos 'umuz Toraman 'ı almadığına yanma . Orta saha rüya gibi . Dünyadaki her takım ister bu dördünü . Çok cesaretli kararlar çıkmış hocalarımızdan . Allah sonumuzu iyi etsin diyerek başarılar demekten yapacak başka bir şey yok .

Not : Arda kendi kanatında , dünyanın en iyi sağ bekine karşı ne yapacak meraklardayım .

27 Mart 2009 Cuma

İndiri(ri)m ...


Her ne kadar modayı takip etmesek de illaki Kadıköy 'ü buluruz . Giyim kuşam meselelerine gönülden bağlı olanlar varsa ; bu bir indirim duyurusudur . Bir nevi paylaşmak isteği . Sevgili blog takipçileri ; Lacoste 'un yılda sadece 2 kere yaptığı fabrika binasında (Eren Holding - Yenibosna DHL binasının yakınında) indirim var . Biraz karıştırırsanız kendinize uygun bişeyler bulabiliyorsunuz . Özellikle sizlere tavsiyem Lacoste ayakkabılar , almayanı dövüyorlar şekilinde oldukça ucuz . Bunun yanında Burberry ve Calvin Klein markaları da aynı reyonlarda alıcısını bekliyor . Alan büyük , tahmini 1000 m2 . Satan memnun . Şimdi geldim mekandan tıklım tıklımdı . Torbalarını tepeleme dolduranları ve indirime sevinçten ağlayanları gördüm .Timsah gözyaşları hesabı . Son gün yarın , 28 Mart . Ona göre ...

Şşşttt ...


Bu fotonun altına yazmayacaktım ama aklımdayken belirteyim istedim ; bu verilen ara kötü oldu vallahi . Yıllar sonra ilk defa Beşiktaş 'ın herhangi bir maçının gelmesi için sabırsızlanıyorum . Ne o şampiyonluğa mı koşuyorsunuz ki derseniz bak yine içim kıpır kıpır ! Ama neyse , boşverelim , dillendirmemek lazım bu tür şeyleri ... Bu sene işimiz zor arkadaşlar (Bu sitenin ismi boşuna ters manyel değil) ... Olmadı öbürkü sene !

İLLALLAH ...


Bülent Uygun : İstanbul'da Laila var, Sivas'ta ise La ilahe İllallah

Haftasonu ...


Ara var diyenlere bunlar ne derim ! Metin Milli 'ye selamlar olsun ...

28 Mart Cumartesi
19.15 : İngiltere - Slovakya (Ntvspor)
21.45 : Karadağ - İtalya (Trt 3)
23.00 : İspanya - Türkiye (Ntv-Ntvspor)
01.30 : Arjantin - Venezuella (Ntvspor)

29 Mart Pazar
00.00 : Ekvador - Brezilya (Ntvspor)

Kim Bunlar ?







Başlık ; TV 1 'in daha TRT 1 olmadığı zamanlardan , bir komedi programı . Peker Açıkalın , Pelin Su Pir , Levent Tülek ve Levent Kazak isimleri aklımdan çıkmamış . Peki bu resimdeki adamlar kimler ? Bilen var mı ? Ulusal kanallarda boy gösterseler de akıllarda fazla yer ettikleri söylenemez . Ben söyleyeyim uzatmadan ; sırasıyla Hacettepe , Kocaeli , Kayseri , Konya , Antalya ve İstanbul Büyükşehir Belediye takımlarının başkanları . Ne alaka mı , durun güzel bağlayacağım . Başkanları diyorum , camianın en önde gelen adamı . Duyanınız , bileniniz var mı ? Dünyada bizim kadar var mıdır bilmiyorum ama bizdeki başkanlar röportaj verir , spor programlarına katılır , maç sonu açıklama yapar , hakemlere giydirir , camiayı her hafta kenetleyici şeyler söyler . Kullanırlar camiaları , kendilerini ön palana atmaya bayılırlar . Hatta genel düşünce ; kendi iş hayatlarında iyi yerlere gelme aracıdır o mevki . O.Lyon 'un veya Sevilla başkanının adını söyle deseler tıkanıp dururuz ama G.Birliği başkanı mıh gibi aklımızdadır . Yukardakiler de bilinmeyenler ya da bilinmeyi tercih etmeyenler . Başarı ile paralel mi bu durum elbette değil . Ancak büyüklerinki başta olmak üzere bir nebze geri planda olmayı tercih etseler şu sevdiğimiz futbol illeti düzene girer mi girer ! Oyunun en masumu şortlularsa en beceriksizi ve suçlusu kravatlılardır . Başkanlar son sözü söyleyen kişiler olsun artık zira herkes herşeyi her defasında söylüyor zaten . Aklıma gelmişken A.Gücü 'nün yeni başkanı Cengiz Topel Yıldırım olmuş . Tebrikler de ne var bunda demeyin , Demirören ve Aziz yetmezmiş gibi Yıldırımlar çoğalıyor işte . Aman dikkat !

Güneşi Görün ...


Alem buysa kral benim diyen adamın yazıp yönetip oynadığı bir sinema filmine karşı elbetteki önyargılarımızı cebimize koyup öyle gidecektik . Hele ki ilk filmi buram buram sömürü kokar iken ! Einstein amcamız atomu parçalamaktan zor demiş , iyi demiş . Turkcell 'in şu Pazartesi - Perşembe sinema günleri olayının etinden sütünden ve yününden yararlanarak sinemadaki yerimizi aldık . Yarım saat süren reklam ve yerel seçim gösterisinden parmakları alt dudağı sürer pozisyona gelecektik ki film başladı . Su mu kardeşim bu ? Dikkat , spoiler içerirse içersin , içmezse içmezsin ya da bundan sonrasını okumazsın dercesine konuya yöneleyim . Köylerinden savaş dolayısıyla koparılan bir grup bilimadamının traji-dram macerası . Bir grup deyince direk bilim adamı diyesim geldiğinden kusuruma bakmayın köylü , köylü ! Büyük şehire alışma süreçleri ve zorluklar sözkonusu . Sahne sahne güzel anlatım ama total konuda no bütünlük . Güneydoğu sorunlarına el atılmış ancak sonu travestilerle bağlanmış . Güneş görmeyen eve doktor girer misali güneşi kimin gördüğüne tanık olunca şaşıracaksınız . Kör adamı beğendim , bir de eğer rol yapıyorsa küçük sakat kızı . Altan Erkekli geçenlerde bir televizyon programına Beşiktaş rozeti ile çıktığından beri gönlümüzde yerini sağlamlaştırmıştı . Beyazperdeye çok yakışıyor . Konuşması , hali , tavrı , mimikleri ile sanki bir Okay Karacan tatlılığı seziyoruz onda ailecek ! (İki post üstüste Okay Karacan) . Şerif Sezer yine müthiş . Zaten oyunculuklarda sorun yok , konu filmin ilk bölümündeki Güneydoğu meselesinden nasıl nonoşlara geliyor anlaşılmıyor . Olsun , genel itibariyle tavsiye edilesi . Gidin anacığım derim . Ama iki ay sonra nasıl olsa Atv verecek diyenlere de selamlarımı söylerim .

26 Mart 2009 Perşembe

Vınnnn ...


Bu haber baklava gibi oldu , üzerindeki kaymak ise tanıdık ; Okay Karacan ...

Lost


***No Spoiler***

Previously On LOST . Cuma günlerimizin vazgeçilmez tutkusu . Ataköy 'de bir evde 7-8 kişi buluşup , ışıkları kapatıp , toplu gösterim halinde ekran başına kilitlenme . Durdur abi ne olmuştu , ne demek istedi merakları . Aman yapmayın bundan sonra durdurmak yok , sadece tuvalet molası var yasakları . Çay - pasta servisi araları . Sen SUN 'a benziyorsun BEN bana ile Hadi lan ordan SAYİD JARRAAH'ım geyikleri . İlk 3 sezonu 1 ay gibi kısa sürede bitirdim . Toplam 70 bölüm , 40 dakikadan 47 saat yapar . Bir haftasonu Cuma akşamından başlayıp Pazar gecesine kadar 17 bölüm ardarda izlediğimi hatırlarım . Yukarıdaki sayıların peşine düşmüş kurbanlardan biriyim . 3. sezondan sonra tüm dünya ile eş zamanlı gidiyorum . Bir hafta yeni bölümü beklemek nefes kesici yetişme telaşını hatırladıkça sıkıcı gelse de gönül vermişiz bir kere çekmek Allahın emri . Dördüncü sezon kötüydü , arayı uzattılar ve cevapsız sorulara yenilerini eklediler . Bu sezon ise tam istediğimiz gibi ilerliyor herşey . Uzun zaman sonra ilk defa beklentimiz doruklarda . Cumaları iple çekiyoruz . Şu sayıları da cevaplasalar yakınlarda ; hem aradan çıkar hem de ne hoş olur . Biz ailecek Desmond 'cıyız , brother hesabı . Jack 'i de severiz . Kadınımız Claire 'dır . Gözleri ömre bedel ! Bu akşam netten İndir 'e Gandi yapanlarla yarın akşam izleyip , üzerine bol bol konuşmak üzere ; yine yeniden bir LOST akşamı bekle bizi ...

***Spoliler***

- Gulyabani Sawyer 'mış lan !

Kısa ... Kısa ...


- Kayseri ayrık otları tek tek temizlemeye devam ediyor . Devre arası Fatih Ceylan 'dan sonra şimdi de Ragıp gitti . Geçen seneki deplasman maçımızda Serdar Özkan başta olmak üzere tüm oyuncularımıza öyle sert girmişti ki okkalı bir bedduayı peşine takmıştım . Bulmuş . Allahından .

- Karaman 'ın koyunu sonra çıkar oyunu ve illa vardır bir Hikmet 'i ! Hakan Kutlu 'yu bumerang zannedenler şimdi de 1247. kez Hikmet Karaman 'ı deneyecekler . Montaigne 'nin kemikleri sızlamalı mı sızlamamalı mı ?

- İspanya teknik direktörü Del Bosque ne zaman bizim takım ile açıklama yapacak diye beklerken ; ''Beşiktaş 'ın bana verdiği paranın çoğu hayır işlerine gitti , bu sevapla şampiyon olurlar '' minvalinde birşeyler gevelemiş . Adamı Yeniköy Kasabı yapanlar ile sabırsız Hugo kılıklı Reha Muhtar alınmış mıdır bu küfürden beter lafa ? Hiç sanmıyorum !

- Fotoğraftaki çubuklular bizimkiler değil , meşhur Süleymaniye takımı . Mekan ise Fenerli kardeşlerimin mabed , bizlerin ise gecekondu dediği yer ; eski adıyla Union Club sahası .

- İki haftalık Süper Lig programı açıklandı . G.Saray 'ı Pazartesi gününe koymuşlar . Reste rest hesabı . Buyurun cenaze namazına ! Bize de bir gün Cuma kitlemişler . Deplasmandaki Kocaeli maçını . Maksat taraftarlar arasındaki husumetleri önlemek . Eski Milli Eğitim Bakanı gibi okullar olmasaydı , taraftar olmasaydı salaklığı ! Neden yayınlanan bir maç için Pazar günleri saat 16.00 tercih edilmez aklım almıyor . Dolmabahçe 'nin tadı bir başka çıkıyor . Neyse Kayseri maçımızda Cumartesi 20.00 'de zaten , hadi bakalım .

- Ertuğrul Sağlam , geldiğinden beri çalıştırdığı takımın plaka numarası kadar puan toplayınca şampiyonluk kelimesini ağzına almış , çalkalamış geri tükürmüş . Hay bin kunduz diyesim geliyor ama hani nerede Kaptan Swing ?

- İspanya 'yı İspanya 'da yenebiliriz ama Sparta Prag 'ı Sparta 'da zor (Ümit Özat 'a saygılarla) .

- Ümraniye Kartal Yuvası 'nın açılışında Beşiktaş başkanına Büyük Başkan diye bağıranları Ali Sami Yen 'deki 19 Mayıs kutlamalarına zorla götürüp tayt giydirip taciz ettiresim geldi , bak bir daha yapabiliyorlar mı misali !

- Pazar oy kullanın anacığım , sonra eleştirmeye hakkınız olsun . Kalın sağlıcakla ...

25 Mart 2009 Çarşamba

Ela ...


O basketbol topuna alışık kocaman ve yetenekli ellerin tuttuğu en tatlı varlık olsa gerek resimdeki bıdık . İsmi Ela . Allah analı babalı büyütsün .

24 Mart 2009 Salı

Hayırlısı ...


Avrupa Şampiyonu yeni formaları ile podyumda boy gösterirken arka plandaki üç kelimelik basit bir cümle Cumartesi günü umudumuzun varolduğunu kanıtlarcasına parlıyor .

23 Mart 2009 Pazartesi

Can Yücel


GÜZELE

Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık
Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık
Kandilli ilkokulu kadar kalabalık
Zilleri çaldığında düşlerinin
Sınıfların kapıları ardına kadar açık
Gökyüzünün , denizin , toprağın , hayalle , emeğin
Haklı sınıfları

Belki de baskın korkusuyla vefasız , akıntıya atılan
Kitaplar varya onlardan
Öğrenmiş Marx 'ı , gümüş balıkları
Ve belki de onun için o kadar ,
O kadar aydınlık ortalık ...

Sen ki çiçekleri toplamayan güzelim
Çicekleri sulayan çocuk
Ve ben ki buruk ve kavruk
Bir ihtiyar adamım artık
Öyle güzeldim ki senle , çiçeklerden çok
Ve anladım, anladım ki bir daha
DÜŞÜNDE BİLE GÖREMEZ İŞLER
DÜŞLERİN GÖRDÜĞÜ İŞLERİ

Manşetler # 9


Tarih 21 Haziran 1989 . Başrolde Sir Les Ferdinand . Lakabı Ferdi . Yaş 22 . QPR 'den gelmiş , kiralık . 24 maç 14 gol . Yanında oynayanlar Metin-Ali-Feyyaz . Kulüp tarihindeki ilk siyahi oyuncu . Şampiyonluğu göremedi zira 1 sene kaldı gitti . Sonrada ülkesinde yılın oyuncusu seçildi . Hikaye uzar gider . Aynı yukarıdaki manşet olan çalımları gibi . Nezihi 'yi hatırlarım , biraz da kadrodışı kaldığında taksicilik yapan Müjdat 'ı . Schumacher 'den bahsetmek bile tam anlamıyla komedi olur . Zaten başlık açıklıyor yapılan işi . Tam bir işkence . Bir derbide böyle çalımlar olmaz , olursa böyle manşet olur . Türkiye Kupası finalinde kalça hareketleri ile Çarşıya gönderilen sarı lacivertli oyuncular . Gazete ise Günaydın .

Manşetler 1-2-3-4-5-6-7-8

Me Too ...


Sensible Soccer


Aspirilla , Brolin , Romario , Laudrup ... Elimde Python joy-stickim sağ direği hizalıyorum , şandel vuruyorum gol ! Oraya gelip de gol olmaması imkansız zaten . Real Madrid 'im ben . Çalım aynı , hareketler sabit . Grafikler allahlık . Alıyorum dünyanın en iyi 20 tane takımını , kafama göre bir lig oluşturuyorum . Daha Şampiyonlar Ligi piyasada yok . Sonuç öğrenme oynuyorum , maçıma sıra geldiğinde ekranın altını kapatarak , tuşa basıp sonucun çıkacağı anı heyecanla bekleyerek . Arkadaşlarım yanımdaysa tribün oluşturmak Allahın emri . Herkesin tuttuğu kendine . Ne muhabbet ama ; baldan tatlı değil en tatlısı . Sanırım 15 seneyi geçemiyordu teknik direktörlük kariyeri . Menejerlik oyunu ve sınırlı bütçe ile hem oyuncu hem teknik direktör oluyordum . Adamlar ufacık benim gibi hiç büyümediler zaten . Sonraki senelerde zenci oyuncuları siyah görmek heyecanlandırmıştı varın gerisini siz düşünün . Tek oyun tek zevk . 90 'lı yılların başı ve Sensible Soccer 'dan sonra vefa duygusu ile hiç bir futbol oyununu oynamayan kişilik bu satırların sahibi . Çok özledim be ...

Kayserispor ...


Güzel bir stad yaptılar , Türk mühendislerinin emeklerine sağlık . Neden 40 bin kişilik sualinin soru işareti bu haftasonu dolmayan tribünleri işaret ediyor . Kombineler dahil 15 bin kişi ha var ha yok . Hem de 10 lira - 20 lira olan biletlere rağmen . 3 sezon önce sezonluk kombine olarak 5 (yazı ile beş) adet satmışlardı . Şehir millattan önceye dayanıyor eski mi eski ama taraftar bakımından bir Eskişehir olunamıyor . Sahip çıkma var mı desem varsa yoksa pastırma , mantı veya sucuk cevabını alırım . Tolunay Hoca , Ertuğrul Sağlam 'ın kurduğu altyapıyı 20'lik genç oyuncu harçlarıyla süslüyor . Gol sorunları var kabul ancak Paris Saint Germain 'den oyuncu beğenmek gibi ekonomik güçleri de mevcut . Türkiye 'de 4 büyüklere Mehmet Topuz 'u hala satmamak ne ister herkes anladı onu ! Verdikleri Iglesias olsa 10 gol farkları olurdu kanaatimce . Biraz Souleymanu ve Saidou , şimdilerde de stadın ilk golünü atan Cangele . Fenerbahçe maçında hat-trick yaparak taklalar atan adam ortalarda yok . Aman olmasın zaten , bu patates tarlası sahada ikinci taklada saplanırdı kalırdı yeşil çime ! Eren milli takımda . Turgay , Furkan , Bilal ve Umut Koçin için seneye herkes sıraya girer . Fatih Ceylan keşke kalsaydı diyorum ama Antalya düşmesin o ayrı . Gelecek için güzel cümleler hazırlanıyor ve o söz sanatlarının gizli öznesi taraftar sahne almalı artık . Gitmeli stada . Bağırmalı , sahip çıkmalı , desteklemeli . Sivas belki de başaracak ama Trabzon 'dan sonra o kupaya en yakın takım bana göre hala ve hala Kayserispor . Ülkenin bu sezonki çetin lig mücadelesini gördükçe buna inanmak çok daha kolay geliyor artık . Hem bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp , öyle değil mi Roberto Carlos ?

Dalya Derken Düştü Salya



Nike : İbrahim TorAMANSIZ OL













Fatih Terim :
Amansız Demek - İnatçı Demek , Sürekli Demek
Amansız Demek – Gururuna Sarılmak Demek
Amansız Rakibine Diz Çökmez
Amansız Zamana Yenilmez
Amansız Acıyı Yener
Amansız Kendini Feda Eder
Amansız Asla Pes Etmez
Amansız Kanının Son Damlasına Kadar Savaşır
İbrahim TorAMANSIZ OL .

22 Mart 2009 Pazar

Sorular ...















Fenerbahçe ve Trabzon kaybetmiş . Kazanırsan hem onları potadan uzaklaştırma şansın var hem de bizleri lider olarak zevk ve sevinç potalarında eritme ihitmalin var . Neden bozarsın takımı ? Neden Cisse 'yi kesersin ? Beni defansta oynat diye bas bas bağıran Sivok 'u neden Ernst 'in yanına koyarsın ? Holosko kozunu neden baştan kullanırsın ? Nobre neden yedek bekler ? İlk yarı boyunca her pozisyonda perişan olan Ekrem için neden bir önlem almassın ? Hiç mi sıkı rakiplere karşı galibiyet alamayacaksın ? Her zorlu maçta bir gariplik mi göreceğiz kadroda diye uzar gider sorular . Ama verilecek cevapların anlamlı olması için bundan sonraki zorluk düzeyi yüksek karşılaşmaları bekleyeceğiz . Ali Güneş 'i forvette gören gözler Nobre 'yi ne zaman stoper oynatacak merakla bekliyorum ...

Fatih Pınar


















Geçen sene bu zamanlar Beşiktaş - Fenerbahçe maçını fotoğraflamıştı . Gözlerimiz yaşararak seyretmiştik . Şimdi de Sivas deplasmanına gidenler sözkonusu . Enfes olmuş . Fatih Pınar . Ellerine sağlık . Ve Kartal Bafiler hatırlattığın için teşekkürler .

PandİSPANYA Kadrosu











KALECİLER
Volkan Demirel - FENERBAHÇE
Rüştü Reçber - BEŞİKTAŞ
Ufuk Ceylan - MANİSASPOR

SAVUNMA OYUNCULARI
Gökhan Gönül - FENERBAHÇE
Sabri Sarıoğlu - GALATASARAY
Emre Aşık - GALATASARAY
Sedat Bayrak - SİVASSPOR
İbrahim Kaş - GETAFE CF
Eren Güngör - KAYSERİSPOR
Hakan Kadir Balta - GALATASARAY
İbrahim Üzülmez - BEŞİKTAŞ

ORTA SAHA OYUNCULARI
Hamit Altıntop - BAYERN MÜNIH
Kazım Kazım - FENERBAHÇE
Ayhan Akman - GALATASARAY
Mehmet Aurelıo - REAL BETIS
Emre Belözoğlu - FENERBAHÇE
Nuri Şahin - BORUSSIA DORTMUND
Mevlüt Erdinç - FC SOCHAUX
Tuncay Şanlı - MIDDLESBROUGH FC
Arda Turan - GALATASARAY

HÜCUM OYUNCULARI
Nihat Kahveci - VILLARREAL CF
Batuhan Karadeniz - ESKİŞEHİRSPOR
Semih Şentürk - FENERBAHÇE
Gökhan Ünal - TRABZONSPOR
Sercan Yıldırım - BURSASPOR

Rüştü 'nün bıraktığı milli takıma tekrar çağrılması ile ikinci ligden kaleci çağırmak en gerideki mevkiden dikkat çekici detaylar . En sorunlu bölgemize ise kişisel problemler damga vuruyor . Nedir yani İbrahim Toraman sana birşey mi yaptı da en formda olduğu bu dönemde bile almıyorsun onu ? İbrahim Üzülmez 'i almak ile hafif bir terlik komplosu aklıma gelmiyor değil ! İntikam alırcasına . Hakan Kadir Balta 'yı stoperde Eren Güngör 'ün yanında görmek kimseyi şaşırtmayacaktır . Orta sahada sorun yok hatta maşallahı bile var . İleride ise Fenerbahçe maçının kahramanı ödüllendirilmiş . Ama Nobre hala yok . Boğuşacak , yıpratacak ve şu anda dünyanın en iyi orta sahalarından biri olan takımımızdaki oyunculara geriden gelip gol fırsatı yaratacak adam kadroda yok . Forma ile alakalı durumlar yine . Baksanıza Kazım Kazım ve Sabri basketbol oynasalar bile yine çağrılıyorlar . Yıllardır mağlup olmayan Avrupa Şampiyonu ile karşılaşacağız . İşimiz zor . Lig çok çetin geçtiğinden milli takım unutulmuş gibi . Bu hafta içi Fatih Terim tarafından yaratılacak küçük bir gerginlikle tekrar maçına havasına sokuluruz illa ki . Başarılar ve yine enteresan sonuçlar ile bizleri şaşırtmalarını dileyelim ...

21 Mart 2009 Cumartesi

Manşetler # 8






















İlk maçı anlatmaya kelimeler yetmezdi . Verilen şehitler , beyaz giymiş insanlar ve İngiliz seyircilere tribün hakimiyetini gösterme çabaları torunlara malzeme çıkardı , Türkiye sınırları dahilinde böyle bir coşku sözkonusu dahi olmadı . Skor da buna paralel pozitiflikte mazideki yerini aldı . Dikkat ederseniz manşetten hiç bahsetmiyorum . Zira oradaki maçta yüzyılda bir olacak birşey oldu . Hakan Arıkan her çeldiği topu altıpasta rakiple buluşturdu , Benhayun hat-trcik yaptı , takım kamyon çarpmışa döndü . Haliyle de yukarıdaki manşet ortaya çıktı . Yine Fotomaç .

Manşetler : 1-2-3-4-5-6-7

20 Mart 2009 Cuma

Şampiyonlar Ligi

















Bayern Münih - Barcelona
Villarreal - Arsenal
Chelsea - Liverpool
Porto - Manchester United

Küçükken dansa davette mahallenin en çirkin kızına mecbur kalmamdan beri hiç sevmediğim bir kavramdır EŞLEŞME ! Birileri gelir sizin kaderinizi belirler . Farzı misal Porto . Ne işin var ulan senin burada kardeşim ? İngilizler eşiğinize beşiğinize be , nedir bu son yıllardaki çıkışınız ? Alman futbolu duyuyor musun beni , neden yıllardır adı Bayern olan soyadı ise Münşen ya da Münih olan takımın yanına ikinciyi ekleyemediniz ? Nerede benim harbi Madrid 'im , bahtsız bedevi O.Lyon 'um , Ajax 'ım ... Nerede Sabri Ugan 'ım ve Ontorio Kurtlarım ? Barca - Manu finali izlemek istiyoruz biz ailecek hey duyan var mı ? Kendi liginde hiç şampiyon olmadan Şampiyonlar Ligi 'ni kazanan Liverpool 'a baktıkça diyorum ki ahhh be Rüştü ne yaptın , döndürmeyin dedim Şevçenkoyu ...

not : Barca , Arsenal , Liverpool ve Manu atlar . (turu)

Merak ...
















Aşağıdaki bol İngilizce UEFA 'nın sitesinden . Avrupa 'da haftanın en çok sonucu merak edilen maçlarını yazmışlar . Ben tahmin edeyim en baştaki maçı , söz uçar yazı kalır hesabı , merak gidereyim . 1-2 Beşiktaş . İyi hafta sonları .

Turkey : Sivasspor v Beşiktaş JK (Sat, 19.00) Unbeaten in eight league games , Beşiktaş can reclaim top spot on Saturday as they visit leaders Sivasspor . After Trabzonspor , Galatasaray AŞ and Fenerbahçe SK hit choppy waters in recent weeks , Mustafa Denizli 's Black Eagles have surged up to second in the table , with winter signing Fabian Ernst and midfield partner Ekrem Dağ on terrific form. "We 're going to Sivas to get three points but losing will not mean we 're out of the title race ," said evergreen Beşiktaş goalkeeper Rüştü Reçber . Sivasspor coach Bülent Uygun will serve the second of a four-match touchline ban , and said : "It 's even harder to watch the game from the stands but I have very good assistants who know the team as well as I do ."

England : Liverpool FC v Aston Villa FC (Sun, 16.00)

Italy : AS Roma v Juventus (Sat, 20.30)

France : Toulouse FC v Paris Saint-Germain FC

Spain : FC Barcelona v Málaga CF (Sun, 19.00)

Portugal : Sporting Clube de Portugal v SL Benfica (Sat, 19.45)

Germany : FC Schalke 04 v Hamburger SV (Sun, 17.00)

Netherlands : AZ Alkmaar v Feyenoord (Sun, 14.30)

Kısa ... Kısa ...

















- ''Mercedes 'i kullanmayı bilmeyen Şahin 'e mahkumdur'' . Bu cümle anlatıyor Bülent Korkmaz 'ın 10 günlük Lincoln 'ü ve yol tutuşunu . Brezilyalının adı da araba markası ya örnek güzel pekişti . Yorgun Arda , stoper Kewell , bunalım Lincoln ve sarı kart Baros 'un sıfatları bunlar olmayabilirdi . Gözlerimizin yanyana görebileceği en iyi 4 'lü bu saatten sonra anca okey oynarlar . Adnanlar da masaya saat açsınlar Meira 'dan gelen yetmez ise !

- Sıkı Galatasaraylı bir arkadaşım ile finale biletimiz vardı , yazık oldu . Hem ona üzüldüm hem de ülke puanına . Bir de bu olayı en büyük mesele yapan Fenerlilere . Sanki dünyanın sonuymuş gibi ağlıyorlardı , şimdi başlarlar makaraya çocuk gibi .

- Bu acetobalsamico 'ya bayılıyorum . Maçtan önce kadro ve casusluk ile alakalı bir yazı yazdı , bugün Jol onu doğruladı . Arda 'nın oynayacağını biliyordum falan demiş kel adam . Vay be . İşi biliyor Bülent Abi . Ya da Jol ona Jol verdi !

- Alex olmadan Fenerbahçe nasıl oynar bilmiyorum ama Bursaspor ciddi eksiklere sahip . Tadeu sakat , Volkan Şen ve Sercan belirsiz . Ali Tandoğan , Volkan Bekiroğlu ve Kirita da cezalı . Bunlar ilk 11 'den . Muhammet , Yenal ve Kemal 'i de ekleyin . Ertuğrul 'un Sağlam bir şansa ihtiyacı olacak bu akşam .

- Hafta başından beri nedenini bilmesem de Batuhan 'ın Pazar günü gol atmasını istiyorum çılgınca .

- Üniversitede ilahiyat dekanı olan birine hadi gel bu akşam ıslatalım diyen biri gibiyim bu aralar . İçki içmeyi özledim laaaaaan (Sivas maçında şişeyi sıvazlayacağım eminim) .

- Yalanzinho yazdım adam 1 gol 1 asist ile yatırdı beni sağa . Bu hafta da Yattara 'yı yatıracak sanırım . Baksanıza adamı ilk 11 düşünüyormuş Ersun Yanal . Ne garip isimleriniz var ulan ; Yanal , Yalanzinho ,Yattara ...

- Hacettepe bu hafta alacağı mağlubiyetle ligimiz ile alakasını kesecek ve teşvik dedikodularını başlatan takım olacak . Def-i Hacet(tepe) diyorum .

- Günah keçisi sadece Şifo 'muydu o skandal maçta acaba ? 2 senesini yediler . Şimdi yeni yeni toparlıyor . Fatih Terim ve Emre Belezoğlu aynen devam gerginliğe . Medyaya sövmeler veya boğaz kesmeler . Bir arkadaşımızın bloguna da yazdım . Hocanın Emre 'yi bu denli tutmasının sebebini . Bana göre bunun altında onu oğlu olarak görmesi yatıyor . 12 yaşından beri izliyor , 15 yaşında takımına alıyor , 17 yaşında şampiyonlar liginde sahaya sürüyor , bir şekilde yurt dışında var olmasını sağlıyor , olmasa da dönüyor geliyor milli takıma kazandırıyor . Bu cümlelerin hepsinin altında Fatih Terim 'in iki kızının olduğunu ve erkek evlat sahibi olmadığı bas bas bağırıyor . Seviyor bu adam bu çocuğu . Ya da bana öyle geliyor .

- Fantezi Futbolda kadromu yaptım ama gol yemeyecek defans bulamadım . Hala bakıyorum kim yemez diye . 7 yerim 9 yerim ama 8 yemem diyen birini tanıyorum ama onu almam !

19 Mart 2009 Perşembe

Fantezi Futbol Üzerine ...










Yaklaşık 4 seneden beri Fantezi Futbol oynuyorum . Sevgili dostum Engin Gürses sayesinde bu zevkli oyun ile tanıştım . Bana olayı anlattı ben de bir deneyeyim dedim . Kadro kurdum , işe yaradı . Zehiri verdi anlayacağınız , gerçi hoşuma da gitmedi değil . CM oyunu yüzünden üniversitede sınıfta kalmış biriyim ben . Günde iki saat uyuyup , Real Madrid 'i Kıtalararası Şampiyon yapana kadar finallere çalışmayacağım sözünü vermiş biriyim . Sensible Soccer ile menejerlik oyunlarının sevdalısı olmuş , ortaokulda Liverpool ile 194 yaşında Premier Lig kurulmadan şampiyon olmaktan bıkmış kaplumbağa kılıklı biriyim ben . Böyle bir oyun sözkonusu olur da sarmaz mı ? Önceleri ntvmsnbc 'nin oyununu takip ederken şimdilerde Lig Tv 'deyim . Aradaki fark dağlar kadar , bir yazı konusu olur yakında . Neyse ben ve Engin Gürses yarıştık önceleri ntv platformunda . Yıl sonu ödülü Ford Focus 'u ben alacağım geyiği hiç bir zaman gerçek olmadı . Daha sonraki yıllarda bizim gibi bu işi kıvırabilecek bir kaç kişi topladık . Büyük Fantezi Futbol Kapışması ile isim babası Engin Gürses bir site oluşturdu . bffk . Oynadıklarımızı yazdı , çizdi , istatistik tuttu . Millet puan topladı , herkes bir ödül vaadetti . Sene bitti kazanan kupa aldı , herşey çok güzel sona erdi . Engin Gürses Türkiye 20. si oldu , dereceye girdi . Haftasonları takip ettiğimiz futbolun bu sevimli yan unsuru bir hayli heyecanlandırdı bizleri . Bu sene tekrar dedik , vazgeçmedik . İkinci siteyi açtı Engin Gürses . bffk2 . Aynı heyecan tam gaz devam ediyor . Yine ödüllerimiz var , yine kapışma var . Engin Gürses askere kaçtı site de bana kaldı . Kendimce birşeyler yazıyorum naçizhane . Başarılı da sayılırım , bir-iki teşekkür almışlığım dahi var . Ayıptır söylemesi sıralamda da idare ederim , oyunda birinciyim hani . Ayrıca Lig Tv'yi açıp bakın en tepede tanıdık birini göreceksiniz , 140 bin kişinin oynadığı Türkiye'mizde . (Utandım) . Amaaan boşverin gelelim biz oyuna , belki hiç duymayanlara veya mantığını kavrayamayanlara . Mesele basit . Futboldan anlıyorsanız , kimin istatistik yapacağını az çok tahmin ediyoranız ve biraz da hafta içi sakat & cezalı takip edebilecek zamanınınız varsa hiç düşünmeyin davranın derim . Oyunda her futbolcunun yeteneği doğrultusunda belli bir fiyatı var . Örneğin Alex 15 lira , Tabata 6 lira , Mehmet Topuz 13 lira , Özer Hurmacı 7 lira . Onbir as takıma , üç tane de yedeklere futbolcu alma hakkınız ve 100 lira da bütçeniz var . Editörden oynayıp CM 'de karşı takımı 72 - 0 yenen arkadaşlarımı hatırladıkça takım kurarken 100 lirayı aşmama çabaları dürüstçe ve oldukça hoş . Anca 2-3 tane çok iyi oyuncu seçebilip diğerlerini Anadolu 'muzun ücra köşelerinde arıyorsunuz . Bu da emeği anlamlandırıyor . Bir kaptan seçiyorsunuz ve o hafta kaç puan alırsa iki katını kazanıyorsunuz . Bu da kaptan seçiminin önemini gözler önüne seriyor . Kadronuzu oluşturduktan sonra haftasonu ligdeki kapışmaları bekliyorsunuz . Gol atan , asist yapan , gol yemeyen , doksan dakika oynayan , penaltı kurtaran puan kazandırırken , gol yiyen , kart gören , oyundan erken çıkan , penaltı kaçıran , kendi kalesine gol atanlar puan kaybettiriyor . En önemli şey tercih . Hayatın ta kendisi gibi . Tercihler başarıyı ve geleceği belirliyor . 14 oyuncunuzdan topladığınız veya kaybettiğiniz puanlar hesaplanıp tasnif ediliyor ve böylece totalde ne kadar puan kazandığınız ortaya çıkıyor . Olay bu kadar basit . Bir takım kurup şansınız da yanınızdaysa Digiturk Plus kazanma şansınız var 140 bin kişinin yarıştığı bu oyunda . Tavsiye edeceğim ama çok fazla sararsanız şu gibi sakıncalar oluşabiliyor . Geçen hafta ilk golü Ernst attı diye sevinemedim zira benim kadromda Tello vardı . Bunu şampiyonluğa giden bir takıma gönül vermiş bu satırların yazarı söylüyor . Gerisini varın siz düşünün !

Harry Kewell ..






















Kasımpaşaspor Spor Kulübünün geçen sene Fenerbahçe tur atladıkça sitelerinden gururluyuz , başarılar , haydi Fener tarzındaki yaklaşımlardan etkilenen şu asi ruhum Galatasaray 'a başarılar dilemekten kendini alamıyor . Ülke puanı kıyağı ve UEFA ile meşgul olan bir rakibimizin bu turu da atlaması işime gelir . Çeyrek finali görsünler isterim . Neyse bahsetmek istediğim bu değil . Harry Kewell . Sakatlar ordusundaki bir takımın en kaliteli forvetlerinden biri . Bugün tarihin sayfalarına kalıcı izler bırakma fırsatı var . Bundan 30 sene sonra şimdiki gençlerin çocuklarına anlatacak bir hikayeleri olabilir bu akşama dair . Hocası Bülent Korkmaz 'ın finalde sarılı omzu ile kupayı kaldırması misali . Harry Kewell bugün defansta başlar maça ve hatasız oynayıp bir de tur atlamasına sebep olursa takımının yüce Türk medyası onu alır göklere koyar döylemedi demeyin . Hatta gol atar ya da çizgiden top çıkartırsa düşünemiyorum bile . Harry Kewell . Onu savunurlardı hep şimdi sıra onda . Bu akşamki maçtan çok güzel cümleler ve masallar çıkacak bence . Hayırlısı ...

Dışarıdan Bir Göz ...

















Galatasaray 'ın rakibi Hamburg'un hocası Jol , asıl cehennemin Beşiktaş İnönü Stadı olduğunu söyledi . Maç öncesinde taraftarlarla ilgili bir soruya Hollandalı çalıştırıcı , "Daha önce İstanbul'da Beşiktaş ile oynadığımız bir maç sonrasında onları gördüm . Oldukça etkili ve ateşli bir taraftarları var . Yine de Fenerbahçe 'nin taraftarı da ateşli . O ortamı Ali Sami Yen Stadı 'nda görmek istemiyorum. Eğer Galatasaray önde olursa aynı taraftar burada da olacaktır ." dedi . Ayrıca Ali Sami Yen Stadı için ‘cehennem’ diyorlar . Ben Tottenham ’ın başındayken asıl cehennemi İnönü ’de gördüm . Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarı , Galatasaraylı taraftarlardan çok daha ateşli .”

Foto : Beşiktaş - Tottenham maçından ...