Maç öncesi hislerim ; son 6 maçtır rakibi ile berabere dahi kalamamış , bu sene ligdeki 2 maçı da kaybetmiş , herkes kocasını bilecek söyleminden 2'de 1 geyiğine dönen ve 26 senelik kupa hasretinin devam etmesini isteyen bir Beşiktaşlı gibiydi , hatta gibisi fazlaydı . Karnımda bir yumru , ilk gol ile dışarı çıkacakmış sandığım kalbim , sıkıntıdan bileylenen dişlerim , evin içinde dolanan bedenim , içinden Alien çıkması için yalvaran ruh halim ve ben beklemekteydik . Sıkıntı ; kupa finalinden öte bir Fenerbahçe mağlubiyetine daha katlanamayacak olan yüreğim ile alakalıydı ve bu insanca istek Yusuf 'un Babacan golüne kadar bu şekilde devam etti . Yıllar sonra ilk defa öne geçtik dedim Cihangir semti ''o'' harfi uzun gol kelimesi ile çınladıktan sonra . Mustafa Denizli , çakma Barca pas trafiğine sahip rakibe karşı oyunu kendi sahasında kabul eden taktiğini alsın evine götürsün , çocuk odasında takılsın cümlelerim ile gol geliyor söylemlerim maalesef yerine ulaşınca skor 1-1 oldu ve ben Guiza 'dan nefret ettiğimi anladım . 3 tane gol attı bu İspanyol Beşiktaş 'a . 3 golde de defans evlere şenlik . Adama Serhat Akın 'ın ruhu girmiş sanki . Bu arada hata yapmaktan bıkmayan Gökhan Zan 'a ayrı bir parantez açmak istiyorum , al sana parantez ( ....... ) . Anladınız siz onu !
Ortaokul yıllarında takdir - teşekkür belgeleri vardı hatırlar mısınız bilmem . Dün gece sahadaki mahkeme suratlıyı görünce aklıma geldi . Tüm takdir haklarını Fenerbahçe 'den yana kullanan Bünyamin Gezer 'e teşekkür ediyorum . Verdiği penaltı ile de kuş kondurmuş oldu . Malum 4-1 ile 4-2 arasında uçurum var , aferin farketmiş . Melih Gümüşbıçak 'ın , hemen yanındaki Feyyaz Uçar 'a ait olan Türkiye Kupasında en çok gol atma rekorunu Bobo 'nun kırma olasılığına ait sorusuna inşallah cevabını alması kadar devre arasında Altan Tanrıkulu 'nun Beşiktaş 'ın ikinci yarılara vurduğu damgalardan söz etmesi de güzeldi . Hatta ceza sahası dışından şut çekilmiyor dedikten hemen sonra Bobo iki denemede hedefi vurunca ve ardından Tello da direğe nişanlayınca şom ağız babında Fenerbahçeliler 'in canını sıkmış olabilir . Bu oyun öyle enteresan sonuçlar doğurabiliyorki insan her gün tekrar tekrar şaşırabiliyor . Kazanmak adına Semih 'i oyuna sokmak anlaşılabilir bir şey ancak Uğur Boral 'ı çıkartmak orta sahayı rakibe vermeketen başka ne anlama geliyor ben anlamadım . Hani skor bu kadar farklı fakat tersi de olabilirdi , Fenerbahçe de boş takım değil . Yıllardır Alex 'e tabi kalmanın bedelini ödüyorlar . 10 gün önce İnönü 'de 2-1 örneği mevcut hem de eze eze . İspatlanmış bir galibiyet reçetesi . Ama dede işte ! İstemedi .
Delgado 'nun olmamasının hayırlı olduğunu düşünenlerdenim . Yusuf skora etki yapmaya devam ediyor bu yaşta bu tempo , bravo . Daha bu takıma Nobre gelecek ki özledim kendi payıma . O zaman formda Yusuf yedek kalsın isterim . Bobo Nobre - Holosko Tello - Cisse Ernst - Sivok - Toraman ikilileri gözü kapalı tahtaya yazılır , geri kalan 3 kişi olanlardan seçilir . İstikrar gerekli . Duy beni Mustafa Denizli . Hakan Arıkan 'ın maç sonu bayrakla dolaşması kadar kurtarışları da hoşuma gitti . Gökhan Zan 'ın kupa benim mantığıyla kulbundan kopmayan elleri ve Holsoko 'nun beyaz konfetiden kadın saçı yapması bile yüzümü güldürüyor . İki kupanın birincisi geldi . Sıra diğerinde . Aksini düşünmek bile istemiyorum dünkü sevinç tablosuna şahit olduktan sonra .
Ve Fener ... 27 sene oldu alamadılar . Ekişehir (26) idi şimdi yolculuk Gaziantep 'e (27) . Tüm Türkiye 'yi şehir şehir gezecekler bu gidişle , haydi Fener rastgele !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder