27 Mayıs 2009 Çarşamba

Siyah - Beyaz Bir Bayrağın Hikayesi ...

Kışlıkları kaldırırken yatağın altına gözüm çarpar daima siyah-beyaz bayrağıma . Göz göze geliriz . Kusura bakma derim çoğu zaman ve dokunurum ellerimle anılara . Dili olsa da anlatsa hüzün zamanlarını bana usulca . Coşkuda herkes yanımdadır da yalnızlık koyunca kimse kalmaz bilir o . Solmuş siyahın hemen yanında grimsi bir beyaz . İlk 94 yılını gördü sanırım . Tam 15 sene olmuş maşaalah . Ya da ben atıyorum şu an . 2003 'te balkondaki yerini alana kadar ne kadar bekledi haberim yok . Metin - Ali - Feyyaz zamanı olan eski evde kaldı galiba . Zaten o zamanlar tribüne bayrakla gitmek modaydı . Şimdi içeri bile almazlar sopasını . Montu koyunca alıyorum tozlanmış bayrağı elime . Yıpranmış bir tekstil bezine ne çok anlam yüklemişiz düşününce ! Arma bile yok sadece siyah-beyaz . Yetmez mi ? Herşeye bedel . Sırasını bekler gibi sakince oturur yıllarca aynı yerde olabildiğince . Yeri bellidir hep zaten . Bazanın içi yatak altı . Her sene asılmayı bekler . Aslında ben asmayı beklerim . Onun gözyaşları yoktur ki Bobo 'nun ittirmesine kırmızı kartla cezalandıranlar akla geldikçe veya Arif Erdem 'in 90 artı 49 'da kendini atmasına penaltı çalanları düşündükçe . Ali Eren 'e vuranlar kayırılır Ali Eren oyundan atılır , esasında bu uzun bir sürünceme . O bilmez bunları . Sadece hisseder sahibinin duygularını . Rüzgarla kavuşmayı bekler sadece . Şampiyonu bir o yana bir bu yana savrulmakla taçlandırmak ister . O siyahtır baza altında ... O beyazdır Mayıs ayının sonunda gün ışığında . Bir çift göz onu görünce başını kaldırıp pencerede amaca işte ulaşılmıştır bir siyah beyaz yürekte . Gerisi mi ... Elbette hikaye ... Şimdi mutlu . Dalgalanıyor gururla . Bu Cumartesi 'yi beklemedi , beklemedim , bekletemedim . 6 sene olmuş . Kıyamadım 3 gün daha baza altında siyah kalmasına . Şimdi özgür tüm siyah beyaz yürekler gibi . Ve bembeyaz tüm Beşiktaşlılar gibi ...

1 yorum:

B U Z G İ B İ G O L dedi ki...

benide uyandırdığın için teşekkür ederim...