Yaz mevsiminin sıcakları kavurmaya başladığı zamanlarda Cuma akşamları herkesin tatile gittiğini geçen hafta İstanbul’dan 4 saatte çıkarak anlayan bünyem , uzun yolculuk yaptığım otobüslerde neden bir türlü uyuyamadığımı henüz çözebilmiş değil . Şoförün gaz pedalına dokunmasıyla uykuya dalan insanlardan hiç olamadım ya da ‘’Koydum kafayı İstanbul’da bir kalktım ; ahanda İzmir‘’ cümlesi hiç sarfetmedi dudaklarım . Bu yüzden laptop (iki yedek pilli) , müzik dinlenecek full şarjlı telefon ve okunası mizah dergileri & günlük gazete tayfası bagajda değil yanımda olacak şeyler olarak yerlerini alırlar . Hatta Uykusuz dergisi okuyan bir uykusuz görürseniz işte o benim ! Hiç mi uyumuyorum , elbette içimin geçtiği oluyor ama nafile . Susurluk ayranını yeni uyanmış bir insan olarak dikmedim kafaya ya da tuvalet molası sesiyle yanımdakine nerdeyiz soru işaretini yapıştırmadım . Yol seyrediyorum genellikle , çayır , çimen , bozkır , step by step . Kitap okuma alışkanlığımı Çocuk Kalbi kitabıyla son erdirmemden pişmanlık duyduğum oluyor . Saatler bir türlü geçmezken yıllar bir anda bitiyor diyen Teoman’a hak veriyorum .
Şu an Marmaris’ten çıktım yola İzmir Otogar’ındayım . Gavur İzmir’imin yanan bir tarafları gibi sıcacık buralar . Bu yazıyı okuyan ve yanımda hiç durmadan konuşan sevdiceğim ‘’Yalan … Okuru kandırıyorsun . Yorum yazacağım ve horul horul uyuduğunu anlatacağım’’ dedi . İnanmayın ! Yolculuğumun sonu soğuğu ile meşhur ayaz Çanakkale . Bozcaada , Asos ve bilmem nere … Haydi rastgele .
16 Temmuz Perşembe 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder