12 Ekim 2009 Pazartesi

Fantezi Futbol Açısından Beşiktaş-Kasımpaşa

Hafta sonu maçlar bitip sonuçlar açıklandıktan sonra hayat devam ediyor kavramından hareketle bir sonraki haftanın fikstürüne göz gezdirilir . Bu devinim sırasında amacı ; galip gelmesi muhtemel olan takımı ve istatistik yapacak oyuncuyu bulmak olan kişinin birazdan bahsedeceğim türde karşılaşma fark ettiğinde gözleri ışıl ışıl parıldar . Bu öylesine güçlü bir parıldamadır ki ; sanki önümüzdeki haftanın şimdiden birincisi olmuş , kaptanından 5486 puan almış , hatta kendisini ''Dünya yok edilsin'' düğmesine basmak üzere olan çılgın bir profesörü son anda engelleyen kahraman gibi hissetmektedir . En azından benim için durum böyle !

Önümüzdeki hafta sadece renklerine gönül verenlerin değil , yukarıda bahsettiğim üzere tüm fantezi futbol kapışmacılarının dikkat edeceği bir karşılaşma var ; Beşiktaş - Kasımpaşa . Bırakın tartıya koymayı yan yana yazıldıklarında bile siyah - beyaz tarafın ağır basacağı bu süper lig mücadelesi öncesi aklıma takılan , sizlerle paylaşmak istediğim ve bazı istatistiki verilerle bezediğim bir yazı yazmak istedim . Zira ne kadar kolay gözükse de benim düşünceme göre pek de öyle olmayan bu mücadele için sizleri uyarmak boynumun borcudur . Özellikle aramızdaki bazı çakal arkadaşlarımın kadrolarının hakim renginin benim kişisel sevdam ile benzeşeceği göz önüne alınırsa oldukça önem arz ettiğini belirtmek isterim .


Her sene ülkemizde , adı sadece ''süper'' olan ligimize yükselmiş ve yükseldiği gibi de düşmüş takımlar hasıl olur . Taraftarı ateşli ya da hiç yok , şehir takımı olan veya olmayan , ünvanında o belediyenin adı geçen veya holding şirketi bünyesinde olsun olmasın ; öncelikle kendilerini süper lige çıkarmış hocalarına vefasızlık ile başlarlar bu boyu devrilesiciler . Sonra da 17-18 oyuncu alarak yeni baştan takım olmak adına ahmakça yol alırlar . Bu oyuncular genellikle tecrübeli olup , halı saha kıvamında maç performansına gerilemiş ve kadayıf - kıç kılı paritesi verimli arkadaşlardır . İlk 4-5 maçta forvet oyuncularının ceza sahasında değil de , santrada oyunu başlatmak amacıyla topla buluştuklarını kavradıkları an Yılmaz Vural ve Güvenç Kurtar türevi , o sırada LigTv'de yorumcu olan veya denenmekten maalesef bıkılmamış Türk hocalara sığınırlar . Burada yönetememe becerisi yüksek olan Türk yönetici tarzı ortaya çıkar ki ; bunu kalemine oldukça güvendiğim Seçkin Köksal arkadaşıma devrederek başka bir yazı konusu olarak hızla geçiyorum . Ki kendisi ihmal etmektedir bizleri ve siteyi , bekliyoruz en kısa zamanda güzel bir takım analizi ! Neyse , yeni hoca gazıyla bir beraberlik ya da galibiyet kopartabilen takımın havasından geçilmez , hocası ''Daha çok işimiz var'' , yöneticisi ''Hocamıza güveniyoruz'' der , medya ise sezon sonu düşmesi en muhtemel takımın hocasının fotoğraflarını kahraman edasıyla gazete , televizyon ve sitelerine boy boy yapıştırır . Buraya kadar her şey normaldir ancak kimse o ana kadar kaybedilen puanlardan , yapılan hatalardan ve yönetemeyen yöneticilerden hesap sormayı akıl etmez . Takım iki-üç haftalık gazın kesilmesinden sonra olduğu yerde çakılı pozisyonda ligi tamamlar , hoca bir sonraki görevi için LigTv’de yorumcu kimliğine geri döner , futbolcular saçlarının arkasını uzatarak ikinci lig topçusu sıfatına hak kazanır ve yöneticiler pişkinliğin Türkiye versiyonundaki baş rolünün hakkını verirler . Taraftar cefakardır beklemek tek sığınacağı kelimedir , medya ise istatistik bilim midir bilinmez ama içinde mağlubiyet geçen bin tane istatistiki bilgi yayınlar .

Medyadan değilim ama her zaman yaptıkları kötü bir şeyi tekrar edeyim , önceki paragrafta bahsettiğim asansör takımlara örnek vereyim . Aşağıda listelediğim takımlar ; son 8 senede ligde yer almış , 34 maçlık maratonda en kötü galibiyet performansına ulaşmış ve düşmüş olup büyüklerle oynadığı maçlarda aldıkları ilginç skorları göstermektedir . Burada ilgi çeken şey tüm düşmüş takımların büyüklere bir maçta da olsa çelme takmasıdır .


2009-2010 Kasımpaşa 0 galibiyet
Kasımpaşa 1 – Galatasaray 3 (Bu maçta deplasman ekibinin nasıl zorlandığını bilmeyen yoktur umarım)

2008-2009 Hacettepe 5 galibiyet
Hacettepe 2 – Galatasaray 0
Hacettepe 2 – Beşiktaş 3 (BFFK toplanmasına denk gelen karşılaşmaydı ve sanırım çoğu kişi nasıl bir maç olduğunu hatırlayacaktır)
Hacettepe 2 – Fenerbahçe 1

2007-2008 Kasımpaşa 8 galibiyet
Galatasaray 0 – Kasımpaşa 1
Kasımpaşa 0 – Trabzon 0


2006-2007 Sakarya 4 galibiyet
Sakarya 1 – Trabzon 0
Sakarya 1 – Beşiktaş 1
Beşiktaş 0 – Sakarya 0
Sakarya 2 – Fenerbahçe 1


2005-2006 Diyarbakırspor 8 galibiyet
Diyarbakırspor 3 – Trabzon 0
Beşiktaş 1 – Diyarbakıspor 1
Fenerbahçe – Diyarbakırspor 2

2004-2005 Akçaabat Sebatspor 3 galibiyet
Akçaabatspor 2 – Beşiktaş 2

2003 – 2004 Elazığspor 5 galibiyet
Elazığspor 2 – Galatasaray 2
Trabzonspor 2 – Elazığspor 2
(Trabzon o seneyi ikinci sırada kapattı)

2002-2003 Kocaelispor 6 galibiyet
Kocaelispor 2 – Trabzonspor 2
Beşiktaş 2 – Kocaelispor 1
(Beşiktaşlı olan arkadaşlar bu maçın nasıl kazanıldığını çok iyi hatırlayacaklardır . Dakika 89 , skor 0-1 idi , sezon onsunda Beşiktaş 100. Yılında şampiyonluğa ulaştı)

2001-2002 Yimpaş Yozgatspor 6 galibiyet
Yimpaş Yozgatspor 3 – Galatasaray 3 (O sene Galatasaray şampiyon olmuştu)

Kasımpaşa bu senenin en az galibiyet alacak olan ve düşmesi en muhtemel olan takımı pozisyonunda . 8 maçta aldıkları sıfır galibiyet bizlere sezon sonundaki yerleri hakkında fikir vermekte . Her ne kadar ligimizin kalitesini yerlerde süründürmekten çekinmese de bu tür takımlar , mevzubahis Fantezi Futbol olunca FF kapışmacısı için bulunmaz nimettir . Rakipten oyuncular alınır , kaptan yapılır hatta 4 oyuncu alınıp kadro rakip forma renklerine boyanır . Geçen seneki uyarılarım rumuzum olan ters manyel ile suçlansa da arşivde kayıtlarımız mevcuttur .

Link 1

Link 2

İşte Beşiktaş – Kasımpaşa maçı bu yüzden ayrıca önem arz etmektedir . En kolay olması öngörülen her maç zor geçer şehir efsanesinin gerçeklik payından biraz bahsettik , şimdi de sıra iki takımın form durumunda . Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durum içler acısından hallice . Yönetim 6 senede tüm değerleri tek tek yok etmiş , takım 2 kupanın verdiği rehaveti içine sindirmiş , hoca doğup büyüdüğü topraklarda kalmış ve taraftar sonunda birbirine girmeye karar vermiş . Kongre rüzgarları , taraf tutan hakem - basın sorunsalı ve üstüne bir de kötü sonuçlarla şu andaki sıralama gösteriyor ibretlik durumu . Son Denizlispor maçında kazanılan 3 puan biraz olsun ayıp örtse de daha katedecek çok mesafe var takım kadrosu ve yönetimsel düzeyde . Gol kısırlığına çözüm bulamama ile birlikte gereksiz rotasyon kavramları takımın içine nasıl edilir kompozisyonunu ortaya çıkıyor .

Öncelikle Beşiktaş takımından oyuncu alacak arkadaşlar Ernst , Sivok ve Ferrari dışında daima büyük bir risk altındalar ! Bir maç ilk 11’de mücadele futbolcu sonraki maçta tribüne çıkarken , deplasman götürülemeyen sol beki kapalının önünde seyrettiğimiz çok olmuştur . İşte Beşiktaş’ın 2009-2010 sezonunda oynadığı tüm karşılaşmaların maç kadroları ;


Fenerbahçe : Rüştü, Erhan, Ferrari, Sivok, İsmail, Nobre, Bobo, Tello, Fink, Yusuf, Ernst.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor : Hakan, Erhan, Ferrari, Sivok, İsmail, Nobre, Tello, Fink, Holosko, Yusuf, Ernst.

Antalyaspor : Hakan, Erhan, Ferrari, Sivok, Nobre, Bobo, Tello, Fink, İbrahim Üzülmez, Nihat, Ernst.

Gençlerbirliği : Hakan, Erhan, Ferrari, Sivok, Uğur, Tello, Fink, İbrahim Üzülmez, Holosko, Ernst, Nihat.

Gaziantepspor : Hakan, Ferrari, Sivok, İsmail, Tello, Fink, Nihat, Serdar, Holosko, Ernst, İbrahim Kaş.

Galatasaray : Rüştü, Ferrari, Sivok, İsmail, Ekrem, Nihat, Serdar, Yusuf, Ernst, Tabata, İbrahim Kaş.

Manchester United : Hakan, Ferrari, Sivok, Nobre, Tello, Ekrem, İbrahim Üzülmez, Serdar, Holosko, Ernst, İbrahim Kaş.

Kayserispor : Hakan, Ferrari, Sivok, Nobre, Bobo, Tello, Ekrem, Serdar, Ernst, İbrahim Kaş, Tabata.

CSKA Moskova : Rüştü, Ferrari, Sivok, İsmail, Nobre, Tello, Ekrem, Nihat, Holosko, Ernst, İbrahim Kaş.

Denizlispor : Rüştü, Ferrari, Sivok, Nobre, Ekrem, Fink, İbrahim Üzülmez, Serdar, Yusuf, Ernst, Tabata.


Siyah-beyazlılar , Süper Kupa , Turkcell Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi'nde toplam 10 resmi maç oynarken , teknik direktör Mustafa Denizli tüm karşılaşmalarda farklı 11'ler sahaya sürerek şapkasındaki tavşanların kakasını çıkardı ! Medyayı , bizleri ve tüm fantezi futbol severleri yapılan muhtemel 11'lerde hep yanıltan Denizli , Fenerbahçe ile oynanan ve sezonun ilk resmi karşılaşması olan Süper Kupa'dan itibaren hep farklı kadroları sahaya çıkarıp , takımını aynı kadroyla üst üste 2 maça çıkarmadı . Fenerbahçe karşılaşmasından sonra ligdeki İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında takımını 2 farklı isimle sahaya süren Denizli , daha sonra bir önceki maça oranla sırasıyla Antalyaspor maçında 3 , Gençlerbirliği maçında 2 , Gaziantepspor karşılaşmasında 3 , Galatasaray karşısında 4 , Manchester United maçında 5 , Kayserispor karşısında 2 , CSKA Moskova deplasmanında 4 ve Denizlispor maçında da 5 değişiklik yaptı . Ferrari , Sivok ve Ernst dışında Beşiktaş’tan şu oynar diyebileceğimiz adam yok ! Bunları alsan gol atıp asist yapmışlıkları yok . Üstüne bir de tonla para ! Ne anladım ben bu işten ? 2 liralık İsmail’i alayım diyorsun Hoca oynatmıyor 5 kuruşluk keyfin piç oluyor . Rodrigo Tello diyorsun sakatlanıyor , sakatlanmayan kadroya giremiyor . Sözün özü Beşiktaş’a bu şartlarda güvenmek biraz riskli olmakta . Patlama illa yapacaktır ancak o maç bu maç mıdır Tunç Bozacılar şüphe duymakta !


Bunun yanında Beşiktaş – Kasımpaşa maçının ayrı bir önemi de taraftar yönünde . Tribün kovalayan arkadaşlar bilecektir ; Beşiktaş kapalı tribününde 20 seneye yakın bir geçmişe sahip , sayısı ve etkisi oldukça etkili bir grup vardır ; Karagümrük . Boyunlarında kırmızı – siyah atkılarıyla kapalıda yerlerini alırlar . Karagümrük’de oturan Beşiktaşılar’dan oluşur bu tayfa . Özellikle can düşmanları olan başka bir semt takımı olan Kasımpaşa (Fenerbahçe) ile çekişirler . Tüm Beşiktaşlılar çArşı’dır söyleminden biraz soyutlarlar kendilerini ve son yıllarda özellikle kongre ve tribünlerde etkilerini artırmışlardır . Geçen sene çArşı’nın fesih kararı sonrasındaki problemlerde ve bu sene son Denizli maçında olayların baş kahramanı rolüne soyunmuşlardır . Yıldırım Demirören’in parayla tuttuğu adamların görüntüleri ve üzerlerinde Beşiktaş’a ait hiçbir şey olmadan sete çıkarma yapmaları neticesinde kapalının yerli tayfası Kasımpaşa maçında inceden intikama hazırlanıyor diye duyumlar alıyorum . Dikkat ! Rakip Kasımpaşa bu grubun can düşmanı , Beşiktaş içinde Karagümrüklüler’e karşı bir nefret oluşmak üzere ve tribünler sadece bir kıvılcım beklemekte . Türkiye’de tribünlerin sahaya etki ettiği en önemli staddan bahsediyorsak skora olumlu yada olumsuz katkı ve maç anında çıkacak olayların yansıması nasıl olacak meraklar içindeyim . Dikkatinizi çekerim .


Son olarak Kasımpaşa’nın durumuna bakarsak Yılmaz Vural’ın ara gazı etkisiyle hiç de fena değiller . Azar Karadaş ve Moritz her an gol atabilecek kapasitede , Boukahari ise alakasız bir maçta bizleri almadık diye üzecek potansiyelde . Benim de staddan seyrettiğim maçta Galatasaray gibi güçlü bir takıma karşı onurlu mücadele etti , özellikle ilk yarıda farkı artıracak pozisyonları da buldu Kasımpaşa . Ancak sonuçta Galatasaray bu , boru mu ? Bir sonraki maçta ise Kayserispor'a direnen takım bu sefer istediğini ve ilk puanlarını aldı . Küçümsenen takımların rakiplerine yarattığı şokları ve yukarıdaki sezonlarda düşmüş takımların büyüklere karşı aldığı skorlara bir kez daha bakın . Bu maçta bir şey olmaz demeyin , her şey olur .

Beşiktaş sonuçta büyük bir ekip hatta bu gönüldeki büyüklüğünü tahmin dahi edemezsiniz . Kasımpaşa karşısında bir şekilde kazanmayı bilecektir . Gerçi son İnönü'de oynana maçta dakika 20 iken durum 0-2 Kasımpaşa lehineydi hatırlatmak isterim . Buna rağmen o maçı Beşiktaş zor da olsa kazandı . Ancak özellikle rotasyona uğramayan defans oyuncularına güvenenlerin dağlarına karlar yağabilir . Staddaki homurtulardan futbolcular etkilenbilir . Mustaf Denzili’nin bitmek bilmeyen tavşanları sizi şaşırtabilir ve her şeyden önemlisi herkesin yükleneceği bir maçtan kaçınarak fark yaratmak isteyen fantezi futbol kapışmacısı ön plana çıkabilir . Tercih sizin , ben nacizane yıllardır süregelen uyarılarımı yineledim . Unutmayın ki ben garip bir Ters Manyel ‘im . Fazlası değilim !

Hiç yorum yok: