Maç öncesi kadrolar açıklandı ve Nevizade Sokak Biraevindeki Murat Abi'ye birer bira daha söyledik . Bu Mustafa Denizli ekonomiye can vermek istiyor olmalı ki Beşiktaş'a ve Beşiktaşlı'ya için diyor . İçin ki tekel bayi kazansın , işçi kazansın , arpacı kazansın ama Beşiktaş bir arpa boyu ilerlemesin ! Bugs Bunny bile şapkadan çıkan Mustafa Denizli tavşanları ile yarışamaz . Hodri meydan iddia ediyorum ; basında çıkan muhtemel kadrolara inattır bu kadro farklılıkları . Bakıyor kargalara , okuyor muhtemel 11 bölümünü , değiştiriyor tahtayı , veriyor karşı takımın en önemli oyuncusunu markaja , gerisi çağdaş futbola nanik yapma ! Kariyeri boyunca o kadar çok eleştirmişler ki kişisel intikamını Beşiktaş üzerinden uyguluyor . Bunun başka izahı olamaz . Ya da demin belirttiğim gibi ekonomiye can veriyor ...
Vasat bile değil Beşiktaş . 4-3-3 oynuyoruz ama kanatlarımız Haydar'ınkilerden hallice . Nihat tamam da Yusuf sol açıksa ben de kapalıyım bu anlayışa ! Kanatsız Kartal olur mu , oluyor vallahi yıllardır ama bu kadar oluyor . Geçen sene iki kupa kazandığı zaman da saçlar beyazlıyordu . Şimdi de . İsmail yalama oldu çocukcağız . Kız arkadaşına mesaj çekiyordur akşam beni seyret diye ; ama hep sözünü yiyordur sonra ayrılık ! Bilmiyor ki ne zaman oynatılacağını . İbrahim Toraman 2 yıl önce en son Trabzon maçında ön libero oynamıştı sanırım . Hani kırmızı kartla atılmıştı da hakem eşitlemek adına Barış Memiş'i de kızartınca Eyyamcı tezahüratları yükselmişti kapalıdan . Yine verimsiz ve elini kolunu sallayanın anında geçip gittiği bir orta saha ! Fink ; 107 gol yiyen takımın teknik direktörünün dinamosu olarak hatıralarda kalacak bu gidişle . Cisse'yi yollayan zihniyette problem varmış demekki . Ernst'in gördüğü her kartta Mustafa Denizli'yü düşünüyorum mekanım kapalı ! Adamın psikolojisini bozdun , tek başına yalnızlığa itildi . Sağ bekte Rıdvan'ı görsek kapalının eski açığa olan kısmı toplanıp hep beraber danaya gireceğiz ! Geleceğimiz Rüştü müdür , Yusuf mudur veya Üzülmez midir ? Tabata iyi oynadı dedik 1 saat oldu olmadı onu da oyundan aldı . Uğur İnceman tercihinin kaçırdığı gol ile cevabını kendi almıştır ümidiyle bitirmek istiyorum cümlemi , eleştirim kalmadı . Ha son olarak ; istikrarın ne olmadığını anlamak için 2 gün sabredin Wolsburg maçında bu kadro hepten değişecek !
Endişelerin yerini protestolara bıraktığı Nihat'ın yıllar sonra attığı gol bu tribüne inancımın yeniden pekişmesini sağladı . Geçen haftaki Gündoğdu'da İşte Biz Kötü Günde Hep Omuz Omuzayız kısmında her sağduyulu Beşiktaşlı birbirine anlamlı anlamlı bakmıştı . Bu sefer korkulan ve beklenen olmadı . Tüm kapalı tek bir ses tek nefes oldu . Önce sahadakileri destekledi , yeri geldiğinde de karşısındakine geçirdi . Revna Hanım televizyon başında alkışlamış diye duydum ama söyleyenlerin Yıldırım Demirören'iyim ! Benim için maçtaki tek olumlu hareket uzun yıllar sonra ilk defa kendimi o tribüne ait hissetmemdir . Zaten sahada birşey yok , rakip kötü , hoca sanki 70'li yıllarda Ajax ile oynuyormuşcasına rakibe markaj vermiş , Ernst'in koşmaktan anası ağlamış ... Ne varsa tribünde var , çok demokratik bir tepki var . Gerçi bu ne geçen hafta yaşanılanları unutturur ne de takıma geri dönüyoruz açıklamasını . Bir adım çekildim daha iyi görebilmek için k(ç)arşıyı ...
İnönü'de bir herhangi bir Beşiktaş maçından bahsederken hakemden bahsetmezsek olmaz . Standardın çiftesini izlemek istiyorsanız buyurun İnönü Stadı'na . Hüseyin Bey baktı düdük çalıyor tepki hala başkana , o düdüğü aldı gözümüze soktu . Bir gün sonra kendisini defalarca bu sitede andığımız ve sağolsun bizleri hiç utandırmamış Mustafa Kamil Editoğlu ile karşılaştırmalı kötü performansını maçın son anına sakladı . Kasımpaşa'nın avantaj pozisyonlarını geçtim o geçmedi . Sanırım kırmızı Ferrari hayalini gerçekleştirmek istedi ! Editoğlu bile çalardı senin neyin eksik öyle değil mi ? Zaten bizim ne haddimize rahat rahat maç seyretmek , başkanla uğraşıp çimdekilerle ilişkiyi kesmek ! Hafızama güvenmem ama hatırlamıyorum keyifli ve rahat bir maç izlediğimi ... Hüseyin Göçek Mustafa Denizli'ye uydu , bir penaltı uydurdu , vicdanı rahat mı uyudu , işte orası muamma ...
Son olarak sizlere bir soru sormak istiyorum doğruları götürmeden doğruyu bulmak adına ... Şirketiniz var cirosu milyon euro olandan . Ülke çapında ilk yüzdesiniz . Hani diyorum şirketinizi borçlandırır mısınız önünüzdeki yıllara yayarak ? Devamlı müdürünüzü kovar mısınız ? Personel alır mısınız hiç bıkmadan ? Basına , borsaya ve diğer şirketlere abuk subuk açıklama yapar mısınız ? Her kriz & kaos ortamında bir kez daha çuvallar mısınız ? Sorular uzar gider ama bunların her cevabının birebir karşılığı , istifa , kovulma , atılma ve batmaya çıkar . Peki kendi şirketinde bunları yapsa sonucuna katlanacak olan Yıldırım kişisi ne diyor ? ''2010'da adayım . '' Issızlaşırsın inşallah !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder