Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandım , çılgın gibi koşarak kırlara uzandım . Cihangir ‘den günaydın dedim bir Beşiktaş gününe ve kahvaltımı yaptım Yeşilköy ‘de çimenler üzerinde . Atkı takmaya yavaş yavaş alışmaya başlayan yurdumun tribün kovalayan güzel insanlarını gördükçe Pazar sabahımın ve benim aynı anda içimiz açıldı . Saatler fantezi futbol çalıyordu ve benim radyoyu açıp kulak kesilmemle gün gerçekten başladı . Kadromdaki forvetler gol atacak , geridekiler tutacak bu çocuk şampiyon olacak emelimiz geçen 2 saat sürede fiyasko ile sonuçlanırken yine de sıralamadaki yerimi korumayı başardım . Kaldı 6 hafta , hem Beşiktaş için hem de benim için . Çifte kupa bekliyorum diyenlere mutluluğun resmini çizdim geliyorum demek istiyorum .
Fantezi futboldan sıyrılıp günün anlam ve önemini idrak etmek için semte ulaştığımda saat henüz 16.00 ‘ya gelmemişti . Köprüden karşıya geçerken meydandaki kalabalığı görüp 2 hafta önceden daha kalabalık diye düşündüm göz kararıyla . Biber gazı veya göz yaşartıcı da yoktu hem de . Heykeli geçip Canım Ciğerim ‘e doğru köy içinden yürürken gördüğüm manzaralara en güzel yakışan kelime şampiyonluk olur ama dillendirmemek lazım şimdiden . Aidiyet duygusuyla karışık yüzümdeki gülümseme ile siyah beyaz sokakları geride bırakıp mekana ulaştım . G.Saray ‘ın sıkıcı maçı ve içilen sulu biralarla çöken havasızlık ayaklarımızı meydana ve kalabalığa doğru götürdü . Kalabalığı yara yara , yoğun alkol kokusu ve tam anlamıyla şenliğe dönen sokaklarda binlerce kişinin maç başlamadan gırtlaklarını yormalarını izledim . 50. Dakikadan sonra Tv başındakilerden farkımızın olmamasının sebebi Kazan yanı içkiyle karışık bu tezahürat gereksizliğidir . Neden bazı insanlar ağızlarını kullanmazlar sıvı tüketirken ? Ne bileyim kime ispattır bu gürültü kirliliği ? Baktık olacak gibi değil katıldık Kazan ‘a . Oturduğumuz masadan tüyen iki arkadaş ile göz göze gelip garsonun bize getirdiği 146 liralık hesaba tebessüm ettik . İki kişi , 146 TL . Ne içtilerse artık siz düşünün ! Garson elinde hesapla ortada kalırken içinden çınlatıyordu kaçan iki arkadaşın kulaklarını . Bağırtıya ve alkışlara eşlik edip ağaçlı yoldan stada geçmemiz 60 dakikalık araya tekabül ederken Dolmabahçe ‘nin karşısındaki duvara dönüp eli şeyinde bir sürü (hayvanlar için kullanılır) insan şeklinde yaratık gördük . Hadi arkandan geçen insanlardan hatta kadınlardan ve çocuklardan utanmıyorsun be adam ! Bari hemen üstündeki çatık kaşlı adamdan utan . Kendine saygısı olmayanların Türkiye Cumhuriyeti ‘nin tarihinin içine etmeye hakları varmış gibi davranmalarını içime sindiremesem de iki hafta önce buradaki askerlerin biber gazından kaçanlara ani bir refleksle silah doğrultması da yalnız ve sevgili ülkemin tuhaf hikayelerinden bir diğeri olması beni sakinleştiriyor .
Yerimizi aldık kapalı altta . Üstümüzü bir şey sardı göremedik . Sonra kutlu doğum haftası ile pankart açıldı , ilginç oldu ancak hoşumuza gitmedi değil . Futbol taraftarlarla güzeldir yazıyordu yeşillilerin ellerinde . Lafımız yok , elbette öyle . İnadına Teksas saçmalığını gördükten sonra iyi bile yapmışlar diye de düşündüm hani . Ancak 5 senelik kısa tarihte balık hafızalı olanlar dışında herkes hatırlayacaktır tüm bu meseleleri başlatan zaten Bursaspor . Taraftarımızı İskender kebaptan mahrum eden Bursaspor . İlk yarı 11 puan ödeyken sezon sonu 15 puan geride kapattığımız sezonda , camia tarihindeki en kaos ortamını yaşarken maç sattığımızı düşünen Bursaspor . Kardeşleri Ankaragücü Bursaspor ‘un rakiplerini yenemezken Beşiktaş da yenemeyince şike diyen Bursaspor . Son 5 haftaya 5 galibiyeti olmadan girip son 5 hafta 15 puan toplayan Bursaspor . Kendi kendine düşmanlık yaratıp bundan besleneceğini sanan Bursaspor . Yönetemi geçen seneki Rizespor maçından önce bu maçta şike olacak diye ortaya çıkıp kendini nimetten saydırmaya çalışan Bursaspor . İlk devredeki maçta sanki taraftarımız deplasman heyecanı yaşamış da şimdi izin verilmediğini sanan Bursaspor . Vali ve İl Güvenlik Kurulu ‘nun aldığı kararı Yıldırım Demirören ‘den bilen Bursaspor . Üstüne biz oraya çocuklarımızla eşimizle gelecektik abukluklarıyla kendini cümle aleme güldüren Bursaspor . Adana ‘da çoluk çocuğa artistlik yapmayı delikanlılık sayıp İnönü Stadı ‘nda aynı cesareti gösteremeyenler de Bursaspor (Allah korudu) . Tüm bu düşmanlıklar devam ederken asılan 8 ve şikenin her yerde aynı renk olduğunu söyleyen pankartlar aklımızdayken Beşiktaş taraftarının söylediği besteleri çalıp değiştirip bize küfürlü olarak söyleyen yine Bursaspor ! Pes derler pes adama … Ama uslanmıyorlar işte . Bu nefretten beslenmek istemeyen ve altı boş ithamlardan artık sıkılan çok Bursasporlu olduğunu düşünüyorum En azından aklı selim , tribün kovalayan emekçilere saygılı ve güzel insanlar olduğunu biliyorum . Zira ülkedeki Çarşı ‘dan sonra gelebilecek yapıdalar biraz daha seslerini duyurabilseler . Medyanın 3 büyüklere gösterdiği ihtimamın altını kalın kalın çizerek söylüyorum bunları . Anlayana …
Neyse , biz bakalım topun olduğu tarafa (!) Kadroyu öğrendik , maç başladı ve bu şapkadan çıkarılan tavşan kaç oldu ben sayamadım cümleleri bir birine karıştı . Mustafa Denizli ısrarla rotasyon kisvesi altında bu takımın dinamikleri ile oynuyor bilmem farkında mısınız ? Bir insan hata yapar anlarım ama o insan hatayı devam ettirirse anlamam . Bakarsın Sivok geride oynadığı zaman ne olmuş , Cisse oynamadığı zaman ne olmuş , kırmızı kart yediğin maçlarda kim nerede yer almış . Delgado 3 senedir ne istatistik yapmış , hafta içi antremana bile çıkmayan adama ilk 11 şansı vermek neymiş , Yusuf formda ama neden yedek diye uzayan giden soruları yazarsın bir kenara , sonra alırsın eline kalemi akıllı bir cevap bulamadığın an istikrar adına seni galibiyete götüren kadroda bırakırsın oynamayı , uğraşmayı , değiştirmeyi . Daha neyin Delgado ‘sudur bu ? Kadroda oynama yapmak değil bunun adı , menejerlik oyununda 2075 ‘e ulaşmış birinin hareketleri resmen . Bir şekilde galibiyet geliyordu ama Delgado , Ernst ‘in yanında (rakip kaleye 40 metre) oynarsa sonuç bu olur . Yaratıcı oyuncunun karşılığı bu takımda Yusuf ile Delgado ise formda Türk ile hiçbir şey yapmayan Arjantinli kıyaslanamaz bile . 10 yaş fark var aralarında ama Yusuf görüntünün aksine daha yaşlı ! Bobo aylardır , Tello 3 haftadır formsuz , hiç kimse vazgeçilmez değil . Ernst makine mi her yere o koşsun . Gökhan Zan yüzümüz güldürdü , Rüştü hatasız oynadı . Yine de kazanabilirdik ikinci yarı Holosko kaleye vurmayı denese veya Bobo kalecinin üstüne değil de yanları düşünse . Direklere teşekkürler . İbrahim Toraman ‘dan daha iyi oynadılar bence . Bu Toraman ‘ın kaçıncı hatası bilmiyorum . Hakem ve Bursaspor teknik direktörlerini aynı cümle içinde kullanıyorum ne demek istediğimi bilmem anlayacak mısınız ; Deniz Sağlam Ertuğrul Çoban !
Hasta Bursasporlu enişte ile maç boyu mesajlaşma trafiğini bir kenara bırakıyoruz ve maç bitiyor . Tıklım tıklım maçların en büyük sorununun çıkışta taksi bulmak olduğunu bir kez daha anlıyorum . Eminönü ‘ne kadar yürüyüp günün son sıvısını köprüde gece İstanbul manzarası ile tüketirken , gözlerde uyku , cepte maç kritikleri ve aklımda Eskişehir maçı eve doğru gidiyorum . Pozisyonların tekrarı ve eski hakem yeni ahmakların olur olmaz yorumları ile uykuya dalıyorum . Bir günüm Beşiktaş ile sona eriyor … Pireler …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder