31 Mart 2009 Salı

Nobre , Nobre Nobre ...

Marcio Nobre ... 22 maçta 6 gollük performansı ve Brezilya ‘nın Cruzeiro takımındaki şampiyonluk apoleti ile 20 Aralık 2003 günü ayak bastı ülkemize . İlk günlerde ismini duyan yoktu , daha sonra ise Fenerlilerin lorke lorke melodisi ile aşina olduk kendisine ve ismine . Devre arası transferlerinden yarar gelmez inanışının aksine 18 maçta 12 gol ile bir şampiyonluğa daha merhaba diyordu bu melez adam . Sonraki sene 45 maçta 24 gol ve 41 maçta 21 gol ile kariyerinin zirvesine ulaştı . Bu başarılarının yanında G.Saray 'ı boş geçmemesi dikkat çekerken , elle attığı goller ve Arif Erdem 'i çağrıştıran penaltı beklentileri kendisine karşı bir önyargının oluşmasını sağladı . Bir Beşiktaş maçında Emre Aşık 'tan yediği parmak da hafızalamızdadır hala .

2,5 sene Fenerbahçe 'de Alex 'in tamamlayıcısı olarak görev yaptıktan sonra 6 yabancı sayısına takıldı . Yönetim tarafından 100. yıl kadrosunda düşünülmedi ve o sıralar ezeli rakibinden oyuncu almaya bayılan Beşiktaş , Marcio Nobre 'yi kaptı . Ancak bunun bedeli daha sonra Tümer olacaktı . Elbetteki Nobre lorke lorke melodisi ile çağırılamazdı . Nobre , Nobre Nobre şak şak (buradaki şak şak alkış niyetinedir , yanlış anlaşılmalara mahal vermeyiniz) tezahüratı ilki gibi yaratıcı olmasa da en azından çalıntı değildi . Bu arada Fenerbahçe 'den yabancı sorunu nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Nobre , kısmete bakınki Ağustos 2006 'da Türk vatandaşlığına kabul edildi ve ismini Mert Nobre olarak değiştirdi . Bu isim benim nazarımda bir ablamızın belediye başkanı İsmail Ünal 'a açtığı güzel bir pankart ile daha çok anlamlanır : Mert Nobre bile senden daha Mert !

Beşiktaş ‘taki ilk senesinde gözleri Alex ‘i aradı , bulamayınca gol atamadı ve bir oraya bir buraya koştu durdu . Sezonun ilk yarısında gol sayısı sadece 1 olduğundan Kayserispor kalecisi Ivankov ile karşılaştırıldığı bile olmuştu . Ancak ilginç bir sevgi anlayışı olan Beşiktaş taraftarının gönlüne çalışkanlığı ile girmişti bile . Başarısındaki en büyük pay sahibi olan kafasını kullanmaktan bıkmayan Nobre 1 gollük barajı ikinci devrenin ilk maçı olan ve benim de askerden gelip numaralıdan izlediğim Manisa maçında aşar ve hat-trick ile güzel bir come back gerçekleştirir . Bir ara Ertuğrul Sağlam döneminde (Zurich maçı) ve Sinan Engin söylemlerinde maçın sonlarına doğru oyuna girmek istememesi sebebiyle kadro dışı kalsa da tekrar takımında ve taraftarların gönüllerinde yerini bulur . Şükrü Saraçoğlu Stadı ‘na kaptan olarak çıkması ne kadar absürtlük ise uzatmada attığı gol bir o kadar güzeldir . İlk iki sezonunda 15 gol atamazken bu sezon daha on hafta kala bu sayıya ulaşmıştır . Özellikle bu sezonun ilk devresinde çalışkanlığı , hırsı , yıpratıcılığı ve verilen ikinci kaptanlık görevi ile birlikte yükselişe geçtiği , artık milli takım için bile düşünülür olduğu açıktır . Türk kontenjanında yer alması bir yabancı oyuncu daha alınmasını kolaylaştırırken sıra gelir bu sene sonunda bitecek olan kontratının yenilenmesine . Zaten bu kadar yazı yazmamızın sebebi de zurnanın zırt dediği asıl bu yerdir .

Beşiktaş yönetimi aynı taraftarları gibi Nobre ‘nin performansından ve kendisinden memnundur . Otuz yaşına henüz basmamış ve Türk statüsünde oynayan oyuncusunu bırakmak istemez . Ancak burada karşımıza ünlü menejer Juan Figer çıkıyor . Ünlü derken bizim piyasada ünlü . Hangi takım kafa kağıdında Brezilya yazan bir futbolcu arıyorsa ona denk geliyor . Portföyündeki 200 futbolcunun durmadan kulüpleriyle UEFA ve FIFA ‘lık davaları olması sonucu dikkat çeken uyanık girişimci hakkında en net açıklama bu ayın sonunda Şenes Erzik ‘ten geldi . Lugano transferi yüzünden problem yaratan menejer için ‘’Uruguay Federasyonu Başkanı arkadaşımdır , bahsi geçen futbolcuya İtalya ‘dan resmen talip olan takım yok , bu numaraları hep yapıyor , hakkında soruşturma açtık, sonucu yakında kesinleşir ‘’derken , bu konuda en çok canı yanan kulüp olarak Fenerbahçe ‘yi biliyoruz .

Bir rivayete göre 2003 yılından beri sadece bu takımdan kazancı 50 milyon dolar civarındadır . Geçen senelere göre bütçedeki bonservis bedellerinin %200 artmasının izahı nasıl verilir bilmiyorum . Zico , Deivid , Luciano , Nobre , Lima , Edu , R.Carlos ve Guiza konusunda aracı olan , imaj haklarını satın aldığı Alex ‘in sözleşmesini yenilemesinde kulüp ile ters düşen ve en son Maldonado ve Lugano ‘nun bonservislerini elinde bulunduran Juan Figer ile kulüp ilişkileri dondurma kararı almıştır . Bir futbolcuyu alıp , kendi hisselerinin bulunduğu paravan futbol kulübü Atletico Rentistas’a transfer eden , daha sonra da anlaştığı kulübe bonservis bedeli ödeten bu adam Maldonado ‘nun imza sürecinde 1,5 milyon euro kopartmıştır . Bu taktiğin diğer ismi , aynı takıma Ocak ayında imza attırılan Lugano olmuştu .

Şimdi sıra Mert Nobre ‘ye geldi . İmza parası adı altında havadan para kazanmak istiyor Juan Figer . Tutar 4 milyon Euro civarı . Yönetimin bu futbolcuyu bırakmak istememesi ve Delgado ‘nun henüz bu sene 2.1 milyon Euroluk yeni sözleşmesi de elini güçlendiriyor . Yıldırım Demirören kriz yönetmeyi asla beceremese de şu ana kadar imzanın atılmamış olması bile değiştiğinin kanıtı . Reste rest ile cevap verirken , vergi cenneti ülkemizde bu parayı vereni bırakın , dışarıda dahi talibi olmaması da onun kozu olarak söylenebilir . Nobre ‘ye verilmesi muhtemel bir sözleşme parası Holosko , Tello ve Bobo ‘nun menejerlerinin aklına şeytanlık sokarken , Türk oyuncuları ise yeniçeri isyanı başlatabilir . Anlayacağınız hassas dengeler sözkonusu ancak sonuçta o imza atılacak ve Türkiye ‘nin en şeffaf kulübü bir şekilde o tutarı Borsaya bildirmek zorunda kalacak . Beşiktaş kulübü , Juan Figer ‘in Türkiye ‘ye gelmesini bekliyor , bu arada da Nobre ile alakalı teklifler medayaya yansıdıkça işin tadı kaçıyor . Masaya oturmadıkça bu konuda tribünden de çatlak sesler çıkması da olası . Biz sahanın dışından Mert Nobre ‘ye gönül verenleriz . Kapalı odalarda neler konuşulur bilemeyiz . Kişisel görüşüm taviz verilmemesi yönünde lakin kestirip atmak da çözüm değil . Bekleyip görelim .

Hiç yorum yok: