27 Mart 2009 Cuma

Güneşi Görün ...


Alem buysa kral benim diyen adamın yazıp yönetip oynadığı bir sinema filmine karşı elbetteki önyargılarımızı cebimize koyup öyle gidecektik . Hele ki ilk filmi buram buram sömürü kokar iken ! Einstein amcamız atomu parçalamaktan zor demiş , iyi demiş . Turkcell 'in şu Pazartesi - Perşembe sinema günleri olayının etinden sütünden ve yününden yararlanarak sinemadaki yerimizi aldık . Yarım saat süren reklam ve yerel seçim gösterisinden parmakları alt dudağı sürer pozisyona gelecektik ki film başladı . Su mu kardeşim bu ? Dikkat , spoiler içerirse içersin , içmezse içmezsin ya da bundan sonrasını okumazsın dercesine konuya yöneleyim . Köylerinden savaş dolayısıyla koparılan bir grup bilimadamının traji-dram macerası . Bir grup deyince direk bilim adamı diyesim geldiğinden kusuruma bakmayın köylü , köylü ! Büyük şehire alışma süreçleri ve zorluklar sözkonusu . Sahne sahne güzel anlatım ama total konuda no bütünlük . Güneydoğu sorunlarına el atılmış ancak sonu travestilerle bağlanmış . Güneş görmeyen eve doktor girer misali güneşi kimin gördüğüne tanık olunca şaşıracaksınız . Kör adamı beğendim , bir de eğer rol yapıyorsa küçük sakat kızı . Altan Erkekli geçenlerde bir televizyon programına Beşiktaş rozeti ile çıktığından beri gönlümüzde yerini sağlamlaştırmıştı . Beyazperdeye çok yakışıyor . Konuşması , hali , tavrı , mimikleri ile sanki bir Okay Karacan tatlılığı seziyoruz onda ailecek ! (İki post üstüste Okay Karacan) . Şerif Sezer yine müthiş . Zaten oyunculuklarda sorun yok , konu filmin ilk bölümündeki Güneydoğu meselesinden nasıl nonoşlara geliyor anlaşılmıyor . Olsun , genel itibariyle tavsiye edilesi . Gidin anacığım derim . Ama iki ay sonra nasıl olsa Atv verecek diyenlere de selamlarımı söylerim .

Hiç yorum yok: