28 Şubat 2009 Cumartesi

2-1






















Maça 1 saat kalmış . Fantezi futbolda kadro kurmam için son dakikalar . Bir yandan bizim ilk 11 'i öğrenmeye çalışıyorum bir yandan kadro seçimimi yeniliyorum . Sistem 'yeter artık kardeşim tüm hafta boyu uğraştın bari son dakikalarda yorma beni' dercesine sıkıntıda . Mustafa Denizli yine nasıl şaşırtacak derken öğreniyoruz ki Nobre , Bobo , Delgado , Tello hepsi birden sahada . Tello 'nun kolundan pazu bandını Delgado'ya teslim edip kaydet tuşuna basıyorum ve aklımda Abdullah Avcı 'nın takımına karşı çift ön liberolu sistemden vazgeçip iki haftadır yüzümüzü güldüren takımı bozan Mustafa Denizli geliyor . Yatacak yerin yok be adam deyip kendimi dışarı atıyorum . Hava soğuk . Çift forvet misali çift çorabı çekmişim botun altına , üstümde kazak , kaşkol ve bilimum kış malzemeleri . Fantezi futbol kadro seçimi yüzünden anca yetişip maçın 7. dakikasında giriyorum kapalıya . Sahada tat-tuz yok . Tribün dolu değil pek , iş-güç , trafik , soğuk etkiliyor elbette . Bir Lig Tv bir de federasyon anlamıyor Cuma günlerine maç koymanın anlamsızlığını . Taraftar endişeli . Nasıl olmasın iki senedir canımızı acıtıyor rakip . Tezahüratlar cılız , baskı yok , kimse havasında değil . Tek havasında olan kaleci Hasagiç , oyunu soğutuyor . 12. dakika ıslıklama başladı . Hakem bakalım hangi seksen küsürüncü dakikada anlayacak bu zaman çalma profesyonelliğini ? Arkadaş sordu yanımda : Hakem kim ? Dedim Halis Özkhaya . Dedi heeee Halis Mulis o..... ç..... :)) Güldük ... İlk yarı onlar kaçırdı biz birbirimize baktık . Hakan Arıkan üzerine gelenleri defetti . Kendisine ''Arıkan''ımız ısındı . Delgado İtalya 'da çalışmış demişlerdi . Evet çalışmış ÖSS 'yi kesin kazanır . Saklambaç oynadı resmen . Soner Yalçın ile Cüneyt Özdemir 'e selam olsun . Oradaydım programına çıkarsınlar arkadaşı . Zira top nerdeyse o orada olmadı . Bir volesi aklımda tüm maç boyunca . Demi ya da yarım vole değil . İsteksiz vole işte . 10 numara insan ama bir numarasını göremedik yine . O kötü de diğerleri nasıl ? Örneğin ben Ekrem 'i dün çok beğendim . Ama turuncu formalı olan Ekrem 'i . İkisi de 17 numara ve ikisi de Ekrem . Şaşı bak şaşır . Sakatlıktan yeni çıkmış koşamıyor bile , çabaladı durdu yazık . Mustafa Hoca ; Erkan Zengin diye birini aldın Antalya maçında önümüzde güzel şeyler yaptı ama unuttun , adam yoksullaştı kulübede . Cisse 'yi bile aradı gözler Ernst 'in yanında . Ernst atak kesiyor , koşuyor , boğuşuyor , ara pası atıyor , oyun kuruyor ... Terminatör gibi . En sonunda o da tükendi . Bir de yerine Yusuf girince adam futbola küsmüştür sanırım . Nobre deli danalar gibi . Nizami golü sayılmadı . Stoperler tepesine çıktılar maç boyu . Bir ara 70 metre depar attı ama geriye doğru . Kus' a eşlik etti . Kus derken Marcin Kus . Uzun boylu turuncu . Bobo ise daha çok top ezdi , haftaya kulübede oturt hocam beni dedi . Arkalarında ne oynadığını çözemediğimiz Tello , Delgado , Sivok , Ekrem olunca insanın aklına evdeki mikser geliyor . Sistemin adı bu . Mikser . Mustafa Denizli - pasta yap doyur bizi ... Tello'dan forvet yaratılma ısrarı tak sesini çıkartıyor bu candan . Yeter içimizdeki İrlandalı yeter . Allahtan Tello iyi oynuyor . İstatistik yapıyor . Bir gol attı bir de asist . Ama karşı karşıya öyle bir kaçırdı ki maçı kopartma fırsatıydı olmadı . Keşke kaptan bıraksaydım ya . Neyse , Kapalı'nın sınırsız isyan yaratıcılığı ve çoluğundan çocuğundan çıksın yakarışları sahada vücut bulmuş olmalı ki ilahi adalet tecelli etti ve kaleci o çok severek yaptığı aut atışlarından birinde kasığından yan geldi . Allah büyük . Her Belediye maçında bir kaleci sakatlanacak kuralı geldi de bizim mi haberimiz yok . Zaten adam sakatlıktan yeni çıkmıştı yine sedye ile oyunu terketti . Geçmiş olsun dermişim ... Her tempo yaptığımızda yerde bir turunculu görmek bana Akbil , Metrobüs , Beldiye , Topbaş ve seçimler ile ilgili ilginç küfürler çağırıştırıyor . Kutu ise 'Haydi haydi Allahaşkına İstanbul 'un piçleri dönsün şaşkına' diyor . Ulan ben de İstanbulluyum , siz de . Şaşkınlar ! Gökhan Zan ve İbrahim Toraman yürek ağza getirme timi gibi . Ne zaman ne yapacakları belli değil . Toraman ; sağ bek olma yolunda ilerlerken bir de orta yaptı , Tello kafayı vurdu ve gol oldu . Çizgiyi geçti , sevindik hem de çok sevindik taa ki Liverpool deplasmanındaki dejavuyu yaşayana kadar . Hakan Arıkan altıpastan gol kaçmaz sitesini takip ediyor olmalı ki yine yapacağını yaptı ve bizim kendisine ait bu maçlık olan fikirlerimizi ve üzerine gelen topu rakibe çeldi . 1-1 . Tribünde makara ve coşku başlamışken yenilen bu gol ile kabus geri mi dönüyordu ? Bu kadar zor gol atmışken bu takıma kalan 5 dakikada nasıl bir tane daha atabilirdik ? Bir mucize olmalıydı derken o mucize gerçekleşti ve Gökhan Zan gol attı . Evet evet Gökhan Zan ... Adını anarken omuz ve cam kelimelerini sıklıkla kullandığımız bu Çanakkaleli arkadaşımız kafası ile topa vurdu , o top gitti gol oldu . Bobo cahilce son anda topa değse de yan hakem farketmedi . Islıkla geçen dakikalar ve yerde yatmaktan vazgeçen turuncular . Ehh çArşı bu elbette affetmez , affetmedi de . Abdullah Avcı yere yatsana , yatsana , yatsanaaaa . Beşiktaş adama yatarak koyar ... Yat yat yat yat yat yat yat yat .... Maça göre sistem diyor ya hoca , bunlar da maçı geçtik dakika ve o anki duruma göre tezahüratlar . Hatta maç çıkışı belediye otobüslerine hareket çekenleri , nasıl koyduk ama diyenleri gördükçe bu tribünleri ne çok sevdiğimi anlamış oldum . Maç koca bir 80 dakika bekletti ve son 15 dakikada 3 gol seyrettirdi . Bu kadar kötü oyunun karşılığı 3 puan ise Trabzon maçındaki harikulade mücadelenin karşılığı kaç puan olur , futbolun güzelliği ile açıklamak mümkün . Ama pozisyon dahi bulamayan ve kendi kalesinde oldukça fazla tehlike yaşayan Beşiktaş 'ın teknik direktörünün anlamsız ısrarlarının nereye kadar devam edebileceğini kestirmek güç . Ben yaptım oldu mantığı şampiyonluğa delirircesine muhtaç olan camiayı anlamamak ile eşdeğer . Başarılı giden bir sistemi bozmak , yanlışlardan ders çıkarmamak , hatada devamlı ısrar etmek Mustafa Denizli gibi Türk antrenörlerine örnek olacak bir isme hiç yakışmıyor . Delgado , Holosko , Bobo , Nobre , Tello , Sedar Özkan bu ekibin en yetenekli oyuncuları ve sen bunların hepsini sahaya koysan da 54-0 kazanamaz bu takım . Bunu anla artık . Aynı anda tüm yetenekli oyuncularını sahaya süremessin . Yaparsan dün geceki gibi şansa kazanırsın . Ve şans her zaman yanında olmaz . Takımda orta sahada mücadele edecek adamlara ihtiyacın var ve sen bunu ne olduğu belli olmayan bir sistemle içine ediyorsun . Ernst , Bobo , Nobre , Sivok (savunmada oynaması şartıyla) , Tello , Rüştü isimleri tahtaya yazılır sonra yanına kimi tercih ediyorsan sıralanır . Klasik 4-4-2 oyna , Delgado vazgeçilmez değil bunu anla , sol ve sağ kanadın belli olsun bu takım son haftaya kadar yarışın içinde olur . Nacizhane fikirler bunlar , feyz al , sahiplen , arkandan atıp tutmam , söz ! 2009 senesi uğurlu geldi ve 10 maç oldu yenilmezlik serisi . Şimdi üç maç Ankaralılar ile oynayacağız . İkisi lig maçı . Salı günü kupada Ankaraspor . Dinlendirmek gerek Sivok , Tello , Nobre 'yi . Erkan Zengin düşünülebilir . Serdar Kurtuluş , Yusuf ve Serdar Özkan bir maç kazandırmalılar artık bu takıma . Deplasmanda Hacettepe ve İnönü 'de G.Birliği . 6 puan alıp öyle gitmek lazım Sivas 'a . Liderlik maçı bile olabilir . İbrahim Toraman iki haftada iki asist , Tello 2 gol 2 asist . Allah nazardan saklasın. Gökhan Zan oyun kurmaya kalkmadığı zaman verimli olmaya başladı . Ernst kırk yıllık siyah-beyazlı gibi mücadele ediyor . Sivok defansta , Bobo forvette daima oynamalı . Ve Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa dünkü gibi zor maçları kazanmasını bilmeli .

Ha unutmadan ; Delgado kaptan : 10 puan , Tello bir gol bir asist : 11 puan ...

Hiç yorum yok: