8 Eylül 2011 Perşembe

'İstiklal' Göklerdedir...


Siz her hangi bir caddeye 15 senenizi verdiniz mi hiç?

Orada aşık olup, orada ayrılıp, içip sarhoş olup, düşüp komalık olup, sinemasından tiyatrosuna, esnafından insanına, barından bahçesine, kafesinden kaldırımına, apartmanından sokağına, hiç bıkmadan her haftasonu o caddeye gittiniz mi hiç?

Kafa kağıdından mütevellit girilemeyen Hayal Kahvesi'nin yan sokağındaki Veli'de biranızı içtiniz mi hiç, Katarsis'e girmeden önce yanındaki dükkandan kuruyemişi cebinize atıp barda boşalan kuruyemiş kasesini çaktırmadan doldurdunuz mu, kendinizi tramvay sanıp tramvayın peşinden gecenin köründe tinerciler gibi şarkılar söyleyerek koştunuz mu, Pendor tayfasına içeri girdiğinizde hiç selam verdiniz mi, Eski Bronx'ta Gripin sadece 4 kişiye konser verirken görüp iki hafta sonra izdihamdan içeri girebildiniz mi hiç?

Kapatılan Emek Sinemasında bir kaç ünlü görmeden film seyrettiniz mi hiç, Afm Fitaş içinde kayboldunuz mu, Gizli Bahçe'den sahibesi tarafından ''Hollandalı Daly..raklar'' diye kovuldunuz mu, Peyote'de sakin sakin Sakin'i dinlediniz mi, Kemancı'da içkiden henüz Alt-Üst olmadan Boktan Kemancı'da sulu biranın dibine vurdunuz mu hiç?


Terkos Pasajı'ndan 2 liraya tişört aldınız mı hiç, Marmara Pasajı'nın labirentliğinden bunaldınız mı, Sibel Barış ile barda tanışıp kafa iyiyken omuzuna kolunuzu attınız mı, Emrah'ı Athena konserinde görüp ''Ne işi var lan bunun burada'' deyip olay çıkardınız mı, gömlek giyip bara gelenlere ters ters baktınız mı hiç?

AKM'de buluşmayı alışkanlık haline getirdiniz mi hiç, neden en güzel ıslak hamburger o caddenin başında Kızılkayalar'da yenir, kaşarlı dürüm döner ise hemen yanında Bambi'de düşündünüz mü, Ağa Cami'de hiç tuvalete girdiniz mi, Naregatzi'de kızma birader oynadınız mı, Yeşilçam Sokağı'nda bir-iki figürana rastladınız mı hiç?


Eskiden gece sokağına girmeye korktuğumuz Asmalımescit'in kalabalığından sıkıldınız mı hiç, Canım Ciğerim'de ciğeri şişten çıkarıp dürüme sardınız mı, Sokak Biraevi'nde ya da Mest'te maç seyrettiniz mi, üstü açık Saki'de yağmura yakalandınız mı, Çardak'ta vur patlasın çal oynasın yaparken, Zindan'ın basık tavanları 5 dubleden sonra üzerinize geldi mi, Roxy'de alternatif takıldınız mı, Nupera'da votka-red bull yuvarladınız mı hiç?

İki kere üst üste telefonunuzu kaptırdığınız yere iki bin kere daha gittiniz mi hiç, elinizde bira sabaha karşı dörtte bağıra çağıra detone oldunuz mu, Tünel'den eve doğru dönerken alkolden şaşırmış bir vaziyette 2 senedir gittiğiniz Cihangir'deki evinizin yolunu şaşırdınız mı, Tophane'nin arka sokaklarında nara attınız mı, yılbaşı tacizcileri henüz piyasada yokken milenyuma o caddede girdiniz mi, o caddeyi ve kalabalığı yararak 5 dakikalık mesafeyi 1 saatte katettiniz mi hiç?


Bir meyhane bellediniz mi kendinize hiç, her hafta sonu aynı izbelikte ve aynı vasati bir büyük rakı - patates düzlüğünde on metrekare bir yere ait oldunuz mu, orada çalışan Yamuk adlı bir garsona hiç yamuk yaptınız mı, Garip Abi denilen garip bir adamı yüzlerce kez öptünüz mü, müdavimleriyle birlikte porno seyrettiniz mi, polis bastı mı, derbi için kavga ettiniz mi, et yediniz mi, beyin yediniz mi hiç?

Eski 45'likte bira sadece 300 bin lira diye koşa koşa gidip 3 bira içip tekrar koşa koşa Pendor'a gelip 500 bin liralık sulu biradan bir tane söylediniz mi hiç, Bronx'ta bilardo oynadınız mı, Kemancı'yı polis bastığında kimlikleri çıkardınız mı, deprem zamanı saçlar uzun ve olası satanist sıfatı nedeniyle yol ortasında polis tarafından kolunuza ve sırtınıza bakıldı mı, Fransız kolejindeki kızları beklediniz mi okul çıkışında, Barcelona'da buluştunuz mu, caddenin Cuma akşamüstü ergen mini eteklilerin caddesine dönüştüğünü gözlemlediniz mi hiç?


İnci'de profiterol, Hacı Abdullah'da kebap, Marmara Büfe'de dilli kaşarlı yediniz mi hiç? Beşiktaş formasıyla tezahürat yapa yapa şampiyonluk kutladınız mı ya da yine Beşiktaş formasıyla Galatasaray'ın şampiyonluğunu kutladığını üzülerek gördünüz mü, Pala Şair'i ve Baba meelodili kuş sesi çıkaran düdüğü çalan abiyi bıkmadan usanmadan gördünüz mü, Batman tişörtü giyen birini yoldan çevirip ''Vay kardeşim ben de Batman'lıyım kurban'' diyen bir kafanın aynı caddede aynı oksijeni nasıl tükettiğini düşündünüz mü hiç?

''Taksim'den hoşlanmıyorum, ne o öyle iti kopuğu herkes orda!'' diyen biriyle o anda ilişiğinizi kestiniz mi hiç, neden Burger King'in buluşma noktası olduğunu anladınız mı, yılbaşında The Marmara taşlanırken orada olup cam parçalarına maruz kaldınız mı, gece saat 3'te bardan çıkıp çoktandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızın da civarda olduğunu düşünüp yanılmadığınız oldu mu, sivil polisleri bile sevdiniz mi, bir saatlik ders arasında Beyazıt kampüsünden Çiçek Pasajı'na gidip üç bira içip tekrar derse döndünüz mü hiç?


Maçtan sonra Nevizade'de bir-iki bir şey içeriz düşüncesiyle Kasımpaşa kombinesi aldınız mı hiç, Çardak'ın sahibesini her gördüğünüzde elini öptünüz mü, Neyle Meyle'de fincan böreği yediniz mi, Studio Live ve Olimpia'da 80's gecesine katıldınız mı, size alınan on tane hediyeyi bir zümküfül uğruna Mercan'da unuttunuz mu, Cumhuriyet Meyhanesi'nde ilk rakı denemelerine giriştiniz mi, Şahika, Sanat veya Aslanım'da biradan ''Bira Bira demir alır dünyaaaa'' diye bağırdınız mı, Gizli Bahçe'de Pazar günü sıkıldınız mı, eski İngiliz Konsolosluğu'nun altındaki müzikholde boru dansı yapan 60 yaşındaki teyzeyi gördünüz mü hiç?

Dünya tarihinde varolan hiç bir yabancı dili bilmediğiniz halde İstikal üzerindeki her bara turist kılığında ve ''Passaport? The Marmara Hotel!'' diyaloğuyla girdiniz mi hiç, Athena'nın Bronx'taki bir konser sırasında ''Beşiktaşlılar Beyoğlu'nda daima daha çoktur'' cümlesine şahit oldunuz mu, askerden izine gelen arkadaşınızla öğlen 12'de başladığınız rakıya gece 12'de efendice ara verdiniz mi, ikametgaha göre Vatan'dan Zeytinburnu veya Bahçelievler'den Ataköy dediniz mi, 3 lira ile başlayan taksici abiyle anlaşmaların yıllar içinde 10 liraya çıkmasıyla ''Gündüz açtırma abicim'' muhabbetine dönüştüğünü ve artık gece tarifesinin hatıralarla birlikte kalktığını hissettiniz mi, Asmalımescit'deki Akbabalı Meyhane'de kışın soğunda ve yazın sıcağında ılık ılık ve püfür püfür rakınızı yudumladınız mı, Beyoğlu Öğretmenler Evi'nden İstanbul'a bir daha aşık oldunuz mu hiç?


2 sene Cihangir'de oturduğunuz halde sigarayı bırakma vesilesiyle akşamları 5 dakikalık mesafeyi katetmeye üşenip hayatınızın mekanına bir süreliğine ara verdiniz mi hiç, evlendiğiniz insanı ilk defa o caddede gördünüz mü, uzun yıllardır görmediğiniz arkadaşlarınızla o cadde üzerinde karşılaştınız mı, lisedeki Felsefe öğretmeninizin barının müdavimi olup bir süre sonra ilk ayık kafayla gidince oranın bir Türkü Bar olduğunu anladınız mı, hafta içi sabahları işe yetişmeye uğraşan etekli ablaların uykulu ciddiyetliklerini farkettiniz mi, Pazar günlerinin kalabalığını eleştirip bir cadde için ırkçılık yaptınız mı hiç?

Kartpostallara nazire yaparcasına bembeyaz bir caddenin çocuksu bakirliğini ayakkabınızın altıyla bozdunuz mu hiç, her yere ben basmalıyım çılgınlığıyla iki ayağınızı da havada gördünüz mü, sıcak bir çayın makine soğukluğuna bile aldırmadınız mı, hangi Cadde'ye aitsin tartışmalarında ''Ait olduğum Cadde'ye'' cümlesini kurdunuz mu, Küçük Taksim henüz yokken duvarlara yaslanıp bira içen gençlerin arasından geçtiniz mi, fındıklı votkayı ilk o caddede bir barda tadıp bir gecede 20 tane içtiniz mi ve ''Hikayeden votka lan bu!'' deyip üstüne biraya döndünüz mü, Feridun Düzağaç'ı defalarca görüp yanınızdaki kız arkadaşınızı ona şikayet ettiniz mi, Mardinli (ki hepsi öyledir) bir midyeci belirleyip 3 sene boyunca her hafta gecenin köründe kabuk saydınız mı hiç?


Demirören AVM'nin inşaatı sırasında oradan her geçişinizde kendi kulübünüzün başkanının kulaklarını çınlattınız mı hiç, açıldıktan sonra ise içinizden tüm pişmanlığınızla özür dilediniz mi, lise zamanı sanki hiç başka lokanta yokmuş gibi her gittiğinizde Afacan Restaurant'a uğradınız mı, şimdi kapanan oyun salonlarında tilt oynadınız mı, yağmurlu bir günde Tüyap kitap fuarında sıraya girip, ıslanıp elinizdeki kitapların buruşmasını görüp bir de hiç kimseye kitap imzalatamadan çıkıp gittiniz mi hiç?        

Bilen bilir tanıyan için bellidir; Beşiktaşlı'yım elbette, Taksim-Beyoğlu'nun hemen yanında semtimiz, yanyana-cancana, ikametgahına kurban olurum öyle... 5 yaşından beri sevip ait olduğum yerin ismi İnönü ve ''Ne Mutlu Beşiktaşlıyım diyene'' ise, 15 yaşımdan beri de ''İstiklal Göklerdedir'' yüreğimde...

1 yorum:

JANiTSCHAR dedi ki...

Şahane yazı olmuş...
Aklına sağlık..