8 Eylül 2011 Perşembe

Fenerbahçe'nin Sorunu Happy Mizin Sorunu?


Tamer Karadağlı yıllar önce bir basın toplantısı düzenler ve kendisiyle özdeşleşen Robert De Nero edasıyla ''Ben bir hata yaptım... (uzun sessizlik)... Çok sevdiğim eşimi (kısa sessizlik)... aldattım!'' der. Biz yarılırız. Yıllardır her muhabbette aklımıza geldikçe kendisini anarız. Neyse!

Kulüpler bir hata yapmış, siyaseti kandırmış. Siyaset futbola karışmış. Karıştırma karışacak derken spor kavramı ile uzaktan yakından alakası olmaması gereken yüce mafya kurumu zaten yıllardır bu işin kaymağından faydalınıyormuş. Başbakan Federasyon başkanını belirlemiş. Savcı artık işin içindeymiş. UEFA Cenevre'den oğlum gelecek deyip kiracıyı çıkartmış. Bir camianın yöneticisi olmak ile ihale almak arasındaki paralellik nasıl oluyorsa devamlı kesişiyormuş. Kaos, teşvik primi, uluslararası hakem bağlama, sanatçı-futbolcu ilişkileri, karanlık adamların bahis oynamaları, el değiştiren kulüpler, menejerlik şirketlerine bağlanan paralar, Mayıs'ta vurulan kazmalar, içeride olan başkanlar, %33 kombine zammı, %20 forma zammı, şike iddialarına dekoderli çözümler, taraftar fişleme harekatı, play off, İlhan Cavcav, Sinan Engin ve benzeri kavramlarla aldatılan kimdir bana bi deyiverin gari! Taraftar onun ismi, en masumu elbette ve yıllardır aldatılan sadece o. Kötü stadlarda, pahalı biletlerle, insan yerine konmayı bırak, potansiyel suçlu davranılan, galibiyetlerin armağan edildiği ancak kötü gidişte protesto edildiklerinde satılmışlıkla suçlanan, iki kadeh içkisi ya da isyanı çok görülen, müşteri damgası yiyen, soğuğa-yağmura-çamura karşı olsa bile en kötü gününde yanında olmayı bilen taraftar... Şansal Büyüka çıkar der ki; ''Merak etmeyin bu dava uzun sürer. Fenerbahçe bu sene bu ligi tamamlar.'' İptal etmeyin dekoderleri anlamındadır bu söylem ama diyemez, onu da Yıldırım Demirören ağzından kaçırır; ''Futbolumuz ayağa kaldırmak için dekoder alın!'' Ulan sana mı kaldı yayıncı kuruluş ağzından konuşmak? Sen Federasyon önünde ülke futbolunun lekelenen itibarını ayağa kaldırma minvalinde bir açıklama yapacaksın, neden dik duramıyorsun? Suçlu ayağa kalk de, adalete güveniyoruz de. Fenerbahçe'nin sorunu hepimizin sorunuymuş! Neden? Ne hakkı var şike yapmaya? Ne hakkı var şike yapanın kendini Fenerbahçe'nin yerine koymaya? Ne hakkı var milyonlarca taraftarını bu hale getirmeye? (Aziz Yıldırım maskesi ve tişörtleri giyen ahmak güruhu ayrı tutuyorum elbette). Hala önce adalet diyeceklerine hala ama hala Fenerbahçe, marka değeri, futbolun önemi, vesaire vesaire...

Aldatılan yine biz, aldanan yine biz. Peki biz kimiz? O da belli değil ya artık. Yürüyüş yapanlarla kulübüne destek olup forma alan aynı mıdır? Aziz Yıldırım maskesi takan ile Aklanın da gelin diyen farklı mıdır? Trabzon'un temiz şampiyonluğu kutlu olsun deyip ertesi gün siteden kaldıran ile İlhan Cavcav adaleti bir midir? Ne olursa olsun kazanmak bu kadar önemli midir? Vicdan hiç bu kadar geri plana itilmiş midir?...

Sıkılıyor içim. Cumartesi hiç olmasın, futbol konuşulmasın, Süper (!) lig hiç bitmesini bırak, bir süre gözden ve gönülden ırak kalsın...

Hiç yorum yok: