21 Eylül 2011 Çarşamba

Dün Gece Saraçoğlu'nda Olmak Vardı Anasını Satayım...



Başlık at hırsızlığı kokuyor biliyorum.
O kadar kadının içinde falan düşünsenize süper di mi?
Orada tabi ki olamazdık ancak
Ekrandan izleyince dedim ki bir gecelik keşke Fenerli olsam!
O ne muazzam görüntüdür, o ne ihtişamlı gürültüdür.
Çığlıklar, bağırışlar, cırtlak sesler...
Ofsayt gole sevinmeler, işte taraftar işte şampiyon diye yırtınmalar...
Alex, Alex, Alex...
Tek kelimeyle süper, süper, süper.
Tribün kültürüne inanan, sahip çıkan, kovalayan ve içinde bulunan herkesin
Üzerine günlerce konuşması gereken olaydır bu.
Kim karar vermişse, kim buna vesile olmuş ise aklına sağlık.
500 yıl düşüneseniz dün geceki o enfes manzara gözünüzün önüne gelmezdi.
Bu kadar takımına bağlı 50 bin Fenerli kadın-çoluk-çocuk bir araya gelmezdi.


Mümkün olsa annemi yollardım, sülaledeki tek Fenerli olan annemi.
Ara sıra duygusallaştım, düşünün bir de ekran başındaki Fenerlileri...
Maç öncesi çiçekler naif davranış...
Erkeklerin dışarıda kaldırımda beklemesi daha da hoş.
Nerden bakarsanız bakın, hangi takımlı olursanIz olun,
Harika bir Fenerbahçe akşamı.
Pozitif ayrımcılık diyorlar, yemişim pozitifi.
Pozitif olun lan biraz...
Benim Beşiktaşlı lügatımda Fenerbahçe ile Kadın zıt kavramlardır.
Ama dün bu zihinde çok güzel birleştiler.
Lig Tv kameralarına yakalanan dansöz kıyafetli bir ablamız ile
Yanında fotoğraf çektiren başka bir hanım kardeşimiz ilginçti.
Hatırlayan olacaktır, 10 saniye boyunca erkekleri ekran başına kitledi!
Ancak gecenin bizim için de anlam katan kadını;
Beşiktaş formalı olan hani, ekran başında bizi mest etti.
Genci yaşlısı, güzeli çirkini, yetişkini çocuğu
Dünkü tarihi maça giden herkese sonsuz teşekkürler.
En önemlisi de bu fikrin çıktığı kafa, eyvallah...
Büyüksün baba...

Hiç yorum yok: