14 Haziran 2009 Pazar

Günün Abuğu ...

''Maçın galibinden başlayalım; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, alışılmış yapısının aksine, bu maçı hırçın, kavgacı değil, akılcı ve kararlı oynadı. Kurallara bağlı kalmaya çalıştı. Mehmet Topuz'un, Fenerbahçe'de oynamak için kendisini aramasına rağmen, kulübü ile daha bir yıllık sözleşmesi olduğunu bildiği için 'Sen bekle, önce kulübünle konuşacağım' dedi. Kayserispor Başkanı Recep Mamur ve menajer Süleyman Hurma ile buluştu, konuştu, parada anlaştı ve öncelik sırasını aldı. Aziz Yıldırım, daha sonraki günlerde hırsa, heyecana, paniğe kapılmadan, Topuz'un, Beşiktaş forması giyip 'Ya Beşiktaş ya Beşiktaş' dediği günlerde bile kararlı ve serinkanlı tavrını sürdürdü.

Yönetmelikleri iyi bildiği ve Kayserispor Kulübü ile anlaştığı için, rotanın Fenerbahçe'ye döneceğini biliyordu. Beşiktaş'ın tozu dumana kattığı günlerde bile bir polemik yaratmak yerine genelde sessiz kaldı ve bu transferde galibiyet golünü atarken, camiasının önünde de en azından şimdilerde 'tuttuğunu koparan Başkan' izlenimini yarattı.

Maçın bir de alkışı alanları var. Kayserispor Kulübü Başkanı Recep Mamur ile menajer Süleyman Hurma. Verdikleri bir sözün arkasında nasıl durulduğunu gösterdiler. Başkan Mamur ile menajer Hurma'nın 'Beşiktaş'a söz vermiş olsaydık, Beşiktaş futbolcudan önce bizimle konuşup anlaşmış olsaydı öncelik Beşiktaş'ın olurdu. Ama bize önce Fenerbahçe geldi. Fenerbahçe vazgeçmediği sürece öncelik onlarındır' diyerek sağlam bir duruş sergilediler. Çoğu başkan ve kulübün yaptığı gibi piyasayı kızıştırabilir, futbolun dansözleri arasına katılabilirlerdi. Bunu yapmadılar. En önemlisi, piyasada rant peşindeki hukukçuların ve maceracılardan 'Topuz'un sözleşmesi geçerli değil. Serbest kalır' gibi dayanağı, mantığı olmayan boş ve komik iddialarına papuç kaptırmadılar. Yönetmeliklere dayalı sağlam sözleşme ile bu iddiaların hepsini püskürttüler. Bu transfer sürecinde sadece amigo taraftar mantığıyla kendilerine saldıran, hakaret eden bazı gazeteci ve yorumcu takımıyla aynı seviyeye düşmediler ve olgun söylemlerle hem kendilerini, hem de kulüplerini savundular. Maçın kazanan, ya da kaybeden tarafı değiller. Ama maçın alkışı alan adamları oldular.''

2 yorum:

Adsız dedi ki...

2004 yılını umutmadık mercimek köftesi seni...

Engin Gürses dedi ki...

senı tarafsız durmaya calışan tatlısu fblısı senı.