Geri Dönülmez Yerdesin
dostum öldü dün toprağa indirdim
kendim gömdüm anlatması bir hayli zor
acısı sönmeyen bir kor yanar bu kalpte
sonunda sende çekip gittin hee !
yarım kalan hayallerinle mahkûm ettin maziye
biz aynı yerdeyiz yine
sense bizsiz simdi nerde
kapalı gözlerinle terk ettiğin evin ailen kederde
bense dertle suskunum ve şaşkın halde
belki de yalandir diye umutluyum
kızgınım biraz da sana
onca yılın hatrına vedasız ayrılmak mı reva
kalkıp baksana arkadaşların kabir başında
helal olsun varsa hakkım bir değil de bin defa
yirmi üç yaşında umutlara zamansız elveda
sararmıştı yüzün dönüp baktığımda son defa
acelemiz mi vardı sanki gömdük tam bir dakikada
kaçacak mıydın ki dostum çaktık dokuz tane tahta
vefasız olma arada bir misafir ol rüyama
eskilerden lafla varsın senden olsun her bir tafra
bir yanı boş ve tadı da yok sensiz kurduğumuz sofra
rabba isyan değil bu mektup yazdım ben bi dosta
arada gözlerim dolar gülüşünü hatırladikça
dostum elveda
sende terk edipte gitme görürsen ağlarken üzülme
bir yanı mezara gömdük senle çok severmişiz meğerse
sen yaşarsın bu kalpte artik geriye dönmesen de
dün yanımda bugün nerde adına dünya denen kahpe
çekti yüzüne perde işte burası böyle sahte
bir gün güldürürse elbet ağlatır
bir günde yüzün hüzünlü son resimde
kabrinde kar var gözümde yaşs içimde yanar ateş
gömüp döndük seni ve sen soğuktan üşümedin mi kardeş
hayatta sırt dönenlerin şimdi alayi eş
bes kuruşluk maskelerinin ardı maskeden beleş ve
rast gelirsen sen yüzleş utanmadan kişner kalleş
birkaç gebeş duayi kesip yolda dedikoduyla peş
yaramı deşme der sorunca hazır gözlerinde yaş
üzülme sen dostların var özleyip içten seven
isminin telaffuzunda kâh gülüp hüzünlenen
yakişmamış son elbisen büyük sanki iki beden
beni avuntu söyleten dört bayram sensiz geçen
ve yok neşem son nefeste yüzünü dahi görmeden
ansızın çekip giden bedende sen yoktun neden
eceldi dostu gömdüren ölümdü kefeni giydiren
geri dönülmez diyarlarda tek bi başına sen misin ?
biz hasretinle kahrolurken sende bizi özler misin
biyerden izlediysen şayet ağlayıp güler misin
şaka yapıpta aşsam sınırı sırt dönüp gider misin
dün neşeyken ortamında bugün bize keder misin
saysam bütün dertlerimi bıkmadan dinler misin
elalemin kalemi düzgün bizimkisi kader misin
sende terk edipte gitme görürsen ağlarken üzülme
bir yanı mezara gömdük senle çok severmişiz meğerse
sen yaşarsin bu kalpte artık geriye dönmesen de
dün yanımda bugün nerde adına dünya denen kahpe
çekti yüzüne perde işte burası böyle sahte
bir gün güldürürse elbet ağlatir bir günde
yüzün hüzünlü son resimde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder