20 Eylül 2009 Pazar

Fenerbahçe HAKetti !

Fenerbahçe maçını seyrettim bu akşam . Antremandan hallice . Al gülüm ver gülüm . İstanbul Belediye'nin bırakın gol atacak hali iki pas üst üste yapacak hali yoktu . Ben ne zaman geçirmek için yerde yatan ne de gol atmak için çırpınan oyuncular gördüm . Aklıma önce geçen seneki 'Ayağa kalkın erkek gibi oynayın' tezahüratının ilk çıktığı maç , sonra da bu sene Olimpiyat Stadı'nda oynanan ilk Beşiktaş maçı geliyor . Aynı mı bu İbb ya da İb.e mi İbb ! Fenerbahçe dünkü Beşiktaş gibi . Tek farkı onlar bir şekilde 3 puan yazdırıyorlar hanelerine . Beşiktaş ise aynı terane . Geçen hafta Bursa'da şansla bu hafta İstanbul'da balla oh ne ala ne ala ! Taraftar dolduramamış stadı , tribünlerden tek bir kare yok . 2 hafta önce tıklım tıklım İnönü'nün misafir takım tribünün yanındaki boşluğu çekmeye meraklı kameramanı ve bundan bahsetmekle övünen spikeri hatırladıkça sadece gülüyorum . Alex'e umudunu bağlamış Daum'un , Daum'a umut bağlamış Aziz Yıldırım'ın ve Aziz Yıldırım'a umudunu bağlamış taraftarın 3 sene üst üste şampiyon olacak hali yok . Bilica'ya çıkmayan kırmızı kartlar ile geçen haftaki hakem tartaklamalarına sesimi duyan var mı diyorum , sonra Beşiktaş hep hakem hatalarına odaklanıyor diyorlar . Desinler , önündekini de yesinler ! Şansal Büyüka ve Rıdvan Dilmen'in özne Fenerbahçe olunca yorumlarını seyrediyorum ve bukalemunlara olan sevgim artıyor . Medya bu , lobi bu , güç bu . Kendileri pişiriyor kendileri yiyor . Anlayacağınız yersen oluyor . Kazanan daima HAKlıdır ama içinde HAK geçen kelimeler 'hak geçmesin' ibaresi ile çok alakasız duruyor !

Hiç yorum yok: