21 Nisan 2010 Çarşamba

Ne Yazacaktım , Neler Yazdırdın Bana Aziz Yıldırım ...


Maç öncesi düşüncelerim ... 17 Nisan Cumartesi ...

Mevzubahis bu keyifli derbiyse ben ve benim yaşıtlarımdaki tüm Beşiktaşlılar güzel bir çocukluk geçirmişlerdir . O kadar çok yendik ki rakibi sanki bütün hayatım Fenerbahçe mağlubiyeti görmeden geçecekmiş gibi hissetiğimi hatırlıyorum . Olmadı elbette . Uche'nin yaradana sığınıp verduğu top önce filelere sonra benim ergenliğime maloldu . O maçın devre arasında ışıklar kesildiğinde kafaya koltuk yiyen biri var , işte o benim . Biz büyüdük ve kirlendi dünya ! Lukovcan'dan Müjdat'a , Hüsamettin'den Vişneski'ye , Metin 3'ten Şenol'a , Veselonoviç'ten Milne'ye ve Metin Aşık'tan Süleyman Seba'ya . Efsane Maraton'da direk arkasından da baktım o sahaya eski açıkta Fenerliler'e 15 metre uzaktan da . Bu gözler neler gördü neler . 5-1'i de dün gibi hatırlıyorum 2-1'lik Hakan Tecimer'i de . Bazen 3-4'ten sonra derbi bitmiştir desem de aklıma hemen üst üste iki sene şampiyonluk maçında kendi saha mağlubiyetlerimiz geliyor . Bitmiyor geçmiyor , yenen yenilen sevinen üzülen hep bizler ve bizim gibiler . Ne güzeldir ki bu tür rekabetler var ve bizler tarafız , taraftarız . Bekle bizi Pazar , soğukkanlılık kayboluyor azar azar ...

Hiç yorum yok: