Ters Manyel: Bir ''Dağ''ıstan Düğünü

28 Haziran 2010 Pazartesi

Bir ''Dağ''ıstan Düğünü

4 yorum:

AsA dedi ki...: Bunlar hangi gezegenden gelmisler; 03 Temmuz, 2010 04:33
Adsız dedi ki...: oksijeni olmayan bir gezegenden olsalar gerek.; 07 Temmuz, 2010 00:19
Kartal Bafiler dedi ki...: Ulan insan evlenmeye korkar bee..; 10 Temmuz, 2010 17:00
Adsız dedi ki...: Bu nasıl bir olay ? Şaşkınım :-))Alkol'u götünle işersen sonuç bu oluyor malesef.; 29 Temmuz, 2010 15:00

Zeki Demirkubuz

Tam posteri incelemeye başlamış , futbolculara , formalarına filan dalmıştım ki bir anda içim ürpererek tam karşımda yatan kardeşimi fark ettim . Bana doğru yan yatmış , gözleri açıktı . Ne bir kıpırtı , ne de bir hayat belirtisi olmadan öylece bana , aslında beni de aşıp ötelere bakıyordu . Nasıl korktuğumu anlatamam . Uzun süre hareket edemeden , bir tek kelime söyleyemeden , aklıma gelen binbir kötü düşünceyle bekledim . Sonunda kendimi toparlayıp usulca "Cemil" diyebildim . Cemil bir ölünün canlanışı gibi yavaşca kıpırdadı ve daldığı yerden sıyrılıp sessizlikte fısıldadı . "Efendim abi" . Rahatladım. "Napıyorsun sen , uyumuyor musun?" "Yok abi". "Oğlum n'oldu , korkutma beni , sabahın bu vaktinde ne düşünüyorsun ? "Cemil biraz bekledi ve seslendi : " Abi , Feyyaz na'pıyodur şimdi ?... "

Fantasy football is a game in which participants assemble an imaginary team of real life players and score points based on those players' actual statistical performance or their perceived contribution on the field of play . Usually players are selected from one specific division in a particular country , although there are many variations . The original game was created by Fantasy League Ltd. , and was first played the UK in 1991 . It came to national prominence during the 1993/94 Premiership season when it was licensed as the UK 's first - ever national fantasy football game in The Daily Telegraph newspaper . Fantasy football has evolved in recent years from a simple recreational activity into a significant business due to exposure via the internet .

Dar Alan ...

Torba Suat : Niye böyle oldu be abi ? Ben çok sevmiştim be abi . O kadar mektup gönderdim insan bir cevap yazar . Benim günahım ne be abi ?

Hacı : Bak koçum ! Belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı . Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim . Sevgililer ... heh ! Bizim olanlar ya da olmayanlar ... Hepsi iz bırakır . Bu izler şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor . Hepsi kalır ! Ama inan yeni izler de olacak . Yaşlıları düşün ... Sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler . Ama öyle değil . Heh !.. Ne kadar acı çekersen çek şunu hiç unutma ; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer ... Ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya ya da resim olurlar senin gibi ; kazına kazına .

Torba Suat : Beni çok derin kazıdılar abi ... Ama altından sarı yeşil çıktı hehe !..